Devlet koruması altında olan 100 binini üzerinde su kuşunun beslenme ve kışlama alanı Gediz Deltası'ndan geçecek “İzmir Körfezi Geçiş Otobanı” projesine karşı başlatılan hukuk mücadelesinde sevindirici bir gelişme yaşandı. Sözcü’den Özlem Güvenli’nin haberine göre; TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, EGEÇEP ve Doğa Derneği'nin projeye karşı açtığı davada İzmir İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı aldı. Doğa Derneği'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 2017 yılının mart ayında körfezi güney-kuzey yönünde geçmesi planlanan İzmir Körfez Geçiş Projesi'nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunu onayladığı, bu karar karşısında üç sivil toplum kuruluşu ve 85 vatandaşın yürütmenin durdurulması ve projenin iptali için dava açtığı hatırlatıldı.
“Dolgu Yapılacaktı” Davaya bakan İzmir İdare Mahkemesi'nin verdiği kararda proje yapılırken gerek çakım sırasındaki ekipman hareketi nedeniyle gerekse çıkacak gürültü sonucunda deniz tabanındaki canlı yaşam ile burada yaşayan flamingo ve diğer canlıların üzerinde olumsuz etkiler meydana geleceğine vurgu yapıldı. Kararda “Çiğli çıkışından otoyol bağlantısına kadar olan kısımda geniş kapsamlı bir dolgu faaliyetinin söz konusu olacağı ve bu inşaat nedeniyle de canlı hayatının olumsuz etkileneceği, ÇED raporunda toplamda 19 milyon 870 bin 542 metreküp tarama çalışması yapılacağının belirtildiği, ancak bu miktardaki malzemenin özelliği bilinmeden, nasıl bertaraf edileceğine ve bu faaliyetlerin İzmir Körfezi ekosistemine yapacağı etkilere ilişkin değerlendirmelerin yetersiz olduğu” ifadeleri yer aldı.
“Olumsuz Etkiler İncelenmiş” Kararda projenin koruma alanları ve Gediz Deltası sulak alanı üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin yeterince incelenmediği belirtilerek İzmir Körfezi Geçişi Projesi'nin il ya da bölge düzeyinde bir planın stratejisi olarak üretilmemiş olması nedeniyle planlama ilke ve esaslarına uygun olmadığı tespit edildi. Projenin kuzey aksının çok önemli bir doğa koruma alanı içerisinden geçtiği, bölgede uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanların ve farklı koruma statülerinin bulunduğu, güzergahın güney bölümünde de tescil altına alınmış koruma statülerinin ve korunacak tarım alanı olarak belirlenmiş bir kent bölgesinin yer aldığı kaydedildi. Koruma statüleri açısından ortaya konan güzergahın mevzuatla uygun olmayan bir öngörü olduğu dikkate alındığında, dava konusu “ÇED Olumlu” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldı.
“İzmir’i İstanbul Yapmak İstiyorlar” Doğa Derneği, karar ile ilgili “İzmir'in Gediz Deltası, flamingolar başta olmak üzere çok sayıda kuş türünün dünyadaki en önemli yaşama alanlarından biridir. Türkiye'deki 14 uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı'ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda Doğal Sit Alanı olarak korunmaktadır. Türkiye'nin en büyük yüz ölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve 40 binden çok flamingonun yuvası olan İzmir'in Gediz Deltası, UNESCO'nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlamaktadır. Bu nedenle alınan karar, dünya doğa koruma içtihadı açısından tarihi önem taşımaktadır. Bu proje bir kent içi ulaşım projesi değildir. İzmir'e herhangi faydası olmayacağı gibi tarihi zararlar verebilecek bir projedir. Bu proje İzmir'i İstanbul gibi yapmak isteyenlerin hazırladığı rant projelerinin merkez noktasıdır” değerlendirmesi yaptı.
“Aktif Fay Hattından Geçiyor” Kararda, ÇED projesinde verilmiş olan fay hatlarının güncel literatür bilgilerini içermediği, batırma tünel ile geçiş yapılan İnciraltı bölümünün aktif fay hattı zonundan geçmekte olduğu ve bu kısımdaki bağlantı contalarının olası bir depremde beklenen yatay ve düşey deplasmanları tolere edebilecek kapasiteye sahip olup olmadığıyla ilgili raporda detay verilmediğine de dikkat çekildi.
|