İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da görev yapan başkonsolosları 15 Ekim Pazartesi günü Emirgan Köşkü’nde düzenlenen kahvaltıda ağırladı. Sefirlerin İstanbul ile ilgili sorularını da yanıtlayan Topbaş, şehirdeki meydan çalışmalarıyla ilgili olarak göreve geldiğinde kurdukları İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nde (İMP) şehri planladıklarını belirterek, ulaşım başta olmak üzere bütün çalışmaları bu doğrultuda yürüttüklerini söyledi. Taksim Meydanı’nın yeniden düzenlenmesi için çok ciddi incelemeler yaptıklarını ve Taksim'in bir geçiş noktası olarak kullanıldığını, bir yaşam noktası olmadığını savunan Topbaş, şunları söyledi:
"Oradaki yeni düzenleme kapsamında otobüs duraklarını kaldıracağız. Tarlabaşı’ndan Osmanbey’e dönen trafiğin en yoğun olduğu caddenin trafiğini yeraltına almamız gerektiğini gördük. Böylece oteller bölgesi olan Talimhane ile Taksim Meydanı’nı yaya trafiği açısından bütünleştirmiş olacağız. Bu ilk etabı Koruma Kurulu onayladı, ihalesini de yaptık; müteahhit hemen başlayabilir. Trafiğin yoğun olduğu bu bölgedeki çalışmayı 1 yıla varmadan ve insanları rahatsız etmeden bitirmek zorundayız. Gece gündüz demeden en kısa zamanda bitireceğiz”.
“Gümüşsuyu’ndan gelen yeraltına alınıp AKM’nin önünden Taşkışla’ya doğru alttan geçmesi şeklindeki altgeçite itirazlar var. Bizim de tereddütlerimiz var ve hala üzerinde çalışıyoruz. Altgeçit yapılırsa ortaya büyük yarıklar çıkacak” diyen Başkan Topbaş, “Sıraselviler Caddesi’ni yayalaştırabilir miyiz diye düşündük. Oradaki trafiğin yeraltına alınması çok uygun olmuyor. Bu caddeyi yayalaştırarak meydanla bütünleştireceğiz. Gezi Parkı’nda yapılacak Taksim Kışlası bir kültür ve sanat merkezi olacak. Altında çepeçevre kafelerin olduğu, yaşanan bir meydan olacak. Yeni meydan ile Gezi Parkı da proje kapsamında yeniden ağaçlandırılacak. Kuru meydan istemiyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul’un meydanları çevreye uyumlu şekilde yenilenecek
Kabataş’tan başlayan Beşiktaş ve Çağlayan Adliyesi’nin altından Alibeyköy ve Tekstilkent’e uzanan 24,5 kilometrelik yeni bir metro hattı projesi olduğunu, belediyenin öz kaynaklarıyla yapacakları bu hattın çalışmasının yakın zamanda başlayacağını anlatan Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların dışında Aksaray’da deprem riski taşıyan iki viyadüğü kaldırarak orada 64 bin metrekarelik bir meydan oluşturulması çalışmamız var. Projenin detay çalışmaları yapılıyor. Beyazıt Meydanı da aynı şekilde yenilenecek. Beşiktaş Meydanı’ndaki trafiğin yeraltına alınması projesini tamamladık. Birinci etabını Koruma Kurulu onayladı ve kentsel tasarım çalışmaları sürüyor. Hasılı, İstanbul’daki birçok meydanı çevreye zarar vermeden yenileyeceğiz ve yayalaştıracağız. Yapım çalışmaları sırasında vatandaşlarımızın sıkıntı çekmemesini ve uzun yıllar doğru bir yatırım olarak hizmet vermesini istiyoruz. Ulaşım yatırımlarımız geçmişle mukayese ettiğinizde çok büyük rahatlama getirdi. Dönemimizde nüfusun araç sayısının ve şehirdeki günlük hareketliliğin oldukça artmış olmasına rağmen trafik geçmişe göre daha rahat. Arzumuz dünyanın gelişmiş kentlerinde olduğu gibi hızlı, kaliteli ve güvenli toplu taşımayı tercih edilir hale getirmek. Bireysel araç kullanımını en aza indirmek. Farklı kesimlerden insanların aynı toplu taşıma araçlarını paylaşması barışı ve hoşgörüyü geliştiren bir sosyal projedir aynı zamanda. Şehir şantiyeciliğini de çok iyi öğrendik. İşlerimizi insanları rahatsız etmeden ve çok kısa sürede bitirebiliyoruz. İstanbul’a 8,5 yılda 21 milyon ton asfalt döktük. Gece çalıştığımız için insanlar hiç hissetmediler bile”.
3. köprü için en uygun güzergah seçildi
Kadir Topbaş, 3. Köprü çalışmasında sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların görüşlerinin alınması konusundaki soruyu ise şöyle cevaplandırdı:
“İstanbul’da trafiğin en yoğun olduğu doğu-batı aksında iki kıtayı birleştiren sistemlere ihtiyacımız var. Yapımı devam eden Marmaray ve lastik tekerlekli tüpgeçitin dışında 3. köprüye de ihtiyaç var. New York ve Sean ve Times nehirlerinde kaç tane köprü olduğunu biliyorsunuz. Günlük hayatı kolaylaştırmak adına bu köprüyü yapmak zorundayız. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden günde 35-40 bin tır ve ağır vasıta araç geçiyor. Bir kaza durumunda trafik saatlerce tıkanabiliyor. 3. köprü yıllardır konuşuluyor. Beş güzergah üzerinden ormanı baskı altına almayan, kamulaştırma sorunu olmayan ve çevreyi fazla tahrip etmeyecek olan Poyrazköy-Garipçe arasında yapılmasına karar verildi. Burada daha çevreci bir köprü yapmayı planlıyoruz. Üstelik Sayın Başbakanımızın belediye başkanlığı döneminden bugüne kadar İstanbul’a milyonlarca ağaç diktik. İstanbul artık daha yeşil bir şehir. Bu konuda hassasiyetimiz var. Ancak yeşili ve tarihi eserleri korurken koruma kullanma dengesini iyi kurarak günlük yaşamı da rahat hale getirmek zorundayız. Hiçbir yere dokunulmadan şehir yaşamı olmaz. Ülkemiz demokratik bir ülke. Bu tür projelerde kent meclislerini, sivil toplum kuruluşlarını ve özellikle halkın temsilcisi olan Belediye Meclis Üyelerimizin görüşlerini dikkate alıyoruz. Demokratik hak olan itirazları dikkate alıyoruz, ancak politize olmuş itirazları dikkate alamıyoruz. İMP’de İstanbul’un planlarını da bütün herkese açık olarak yaptık. Çalışmalarımızda basına çıkan ve bize yapılan bütün itirazları da dikkate alıyoruz. Kararlarımızı ona göre gözden geçiriyoruz yada yeniliyoruz”.
Haliç Metro Köprüsü’ne her açıdan bakmak lazım
Haliç Metro Köprüsü’nün projesinin UNESCO tarafından onaylandığını ve yapım çalışmalarının hızla sürdüğünü hatırlatan Topbaş, şu bilgileri verdi:
“Maalesef bu konuda da bazı politik duruşlar sergileniyor ve uluslararası platformlara şikayet ediliyoruz. Levent-Taksim-Yenikapı Metrosu’nun güzergahı 1982 yılında belirlenmiş ve 1994 yılında Başbakanımızın itirazları da kazı çalışmaları başladığı için dikkate alınmadı. Ben göreve geldiğimde Süleymaniye ve Şişhane’deki tüneller bitme noktasındaydı. Haliç’in altında 65 metre çamur olması nedeniyle kazıklı köprü yapmak zorundasınız. Yüzer köprüde hafif bir oynamada metro raydan çıkardı. Burada halatlı ve az kazıklı bir sistem yapmak zorundasınız. Dünyaca ünlü köprü mimarı Kalatrava da burayla ilgili böyle bir eskiz yapmış, ama bizden önce Koruma Kurulu kendisinin görüşme talebini dahi reddetmişti. Ben göreve geldiğimde kendisini davet ettim, fakat eski mesele yüzünden gelmedi. Haliç Metro Köprüsü’nden günde 1 milyon insan geçecek ve böyle bir köprü tasarımı şarttı. Unkapanı Köprüsü’nün de yükünü alacak, otobüsleri kaldıracağız. İnsanlar Haliç ve Tarihi Yarımada manzarasına bu köprünün yaya geçişinden bakacak. Olaya böyle bakmak lazım. Bir de bir köprüye 360 dereceden bakmak lazım. Tek noktadan bakmak yeterli değil. Nereden baktığınız çok önemli. Köprünün çevreyle uyumlu olması için renk çalışması dahi yapıyoruz.” Proje tartışılamadan uygulama aşamasına geçilmek isteniyor
Öte yandan dün (16 Ekim Salı) yazılı bir açıklama yapan Taksim Platformu, "Taksim'i yeraltı ve yerüstü diye ayıran, bir otoyol kavşağına çevirip insanlardan koparan proje, tartışılamadan uygulama aşamasına geçilmek isteniyor" dedi. Kadir Topbaş'ın önceki demeçlerinde proje için tereddütleri olduğunu söylemesinin umut verici olduğunun, ancak son konuşmasında şaşırtıcı ifadelerin yer aldığının belirtildiği açıklamada, "Sayın Topbaş, Taksim için bir geçiş noktası diyor; kendisi için gerçekten bir geçiş noktası olabilir. Ancak, Taksim ve çevresinde 7/24 oturan ve orada çalışan insanlar var. Yani bu insanlar oradan geçivermiyor; Taksim'de yaşıyor. Ayrıca Taksim, milyonlarca insan için bireysel ya da kitlesel bir buluşma noktası; bir ifade alanı. Üstelik her kesimden, her düşünce ve inançtan insan için…" görüşlerine yer verildi.
Başkan Topbaş'ın “İnşaatı gece gündüz çalışarak bitireceğiz” dediği hatırlatılarak, bunun gece gündüz yeraltına çakılacak binlerce fore kazık anlamına geldiğinin vurgulandığı açıklamada özetle şu noktalara dikkat çekildi:
"Taksim Platformu, sadece uzmanların, şehir plancılarının değil; öncelikle halkın sesi. Taksim ve çevresinde yaşayan insanların oluşturduğu semt derneklerinden temsilciler ve esnaflar da var bünyesinde.
Taksim ve çevresinde büyük inşaatlara derin yarıklara, yıkımlara ve yeşil dokunun yok olmasına neden olacak böyle bir projeye gerçekten ihtiyaç var mı? Buna konunun uzmanları, halkın ihtiyaçlarını anlayarak karar versin istiyoruz. Halk, oksijen kaynağı olan Gezi Parkı'ndaki dokunun yok edilip yerine devasa bir kışla inşaatının yapılmasını istiyor mu, sorulsun istiyoruz. Zira bir yıldır binlerce insanla konuştuk; daha bir tane bile 'Gezi Parkı yerine kışla yapılsın, iyi olur' diyen birine rastlamadık.
Taksim Platformu başından beri, Taksim’in bir siyasal çekişme, iktidar gücü sergileme alanı olmaktan çıkarılmasını istiyor. Sayın Topbaş bizim sesimizi duyuyor, ancak henüz görmezden geliyor; sesimizi daha fazla görmezden gelemeyeceğini düşünüyoruz, çünkü halkın haklı fısıltısı bile haykırıştır!
Belediye Başkanımız Sayın Topbaş’ın hızla projeyi geri çekmesini ve tarafsız uzmanların katılacağı bir danışma toplantısında tekrar tekrar gözden geçirmesini öneriyoruz. Bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız".
|