strong>Çalışmanın ön araştırma sürecinde neler yapıldı ve nasıl bir tabloyla karşılaştınız?
Profil çalışması, Ankara bölgesindeki mühendislerin profilini çıkarmaya dönük bir çalışma ve benzerlerine göre çok daha kapsamlı. İMO Ankara Şubesi’nin 20 bin üyesi var ve bunun yarısı ulaşılabilir durumda. Öncelikle bu 10 bin kişiyi arayarak, “kamuda mı yoksa özel sektörde mi çalışıyorsunuz”, “ücretli çalışan mısınız, yoksa iş veren mi?” gibi kısa sorular sorduk. Bu şekilde, ortalama profili görmek istedik. İlginç verilere ulaştık. Örneğin, ulaştığımız kişilerin yüzde 82’si özel sektörde çalışıyor; kamuda çalışan yüzde 18’lik bir dilim kalmış. Mühendislerin yüzde 70’i ücretli çalışan… Bu, bizim de beklediğimiz bir tabloydu. Mimarlar, planlamacılar, mühendisler arasında işsizlik bilinen bir gerçeklik; ama bizim aradığımız 10 bin kişinin 700’ü işsiz çıktı. İnşaat sektörünün kaydettiği büyümeye rağmen bu ölçüde bir işsizlik var ortada.
İkinci etapta neler yapılıyor?
İkinci aşama için daha kapsamlı bir anket hazırladık. Aldığı maaştan çalışma koşullarına, aile durumundan kendi evi olup olmadığına kadar her şeyi irdeliyoruz. Hem yaşadığı mesleki sorunları hem de sosyal ilişkilerini olabildiğince anlamaya çalışacağız. Bu aşamada, en azından 3000 kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Asıl bu çalışmayla kapsamlı bir veriye ulaşacağımızı düşünüyoruz. Şu ana kadar 1400 civarında anket yapıldı. Hepsinin tamamlanmasıyla bir kurul oluşturacağız ve sonuçları raporlayıp bir kitap haline getireceğiz. Elde ettiğimiz sonuçlar, Odalara ve TMMOB’a da rehberlik edecek bir yol haritası olacak.
Daha önce gerçekleştirilen profil çalışmaları, sizin araştırmanıza nasıl bir altlık oluşturdu?
Çalışma için profesyonel bir destek almadık. Oda’da çalışan arkadaşlarımızla, birkaç üyemizin de yardımıyla, nasıl bir çalışma yapabileceğimizin üzerine kafa yorduk. Bir ipucu çıkarmak için geçmiş dönemdeki çalışmalara baktık. Ahmet Öncül’ün, TMMOB’un yaptığı çalışmalar vardı; onların içeriğini inceledik. Bu araştırmaların sonuçlarının, yeni dönem mühendisleri temsil etmediğini gördük; kamunun hala bir ağırlığı vardı ve ücretler de bu kadar düşük değildi. Onlar, aradaki farkı görmemize yardımcı oldular.
Bu çalışmaların ölçeği de Ankara ile mi sınırlıydı?
Hayır, TMMOB’un çalışması Türkiye genelindeki mimar, mühendis ve şehir plancılarını kapsıyordu.
Ankara’nın kendine özgü koşullarının mühendis profilinin şekillenmesinde etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?
Mutlaka İstanbul ve Ankara arasında farklılıklar vardır. Ankara, başkent olması itibarı ile ‘kamu’nun en yoğun olduğu il. Biz artık, kamuyu da sektör olarak tarif ediyoruz; çünkü özel sektörden çok bir farkı kalmış değil. Kamu varlığı bu kadar yoğun olmasına rağmen, mühendislerin yüzde 82’si özel sektörde çalışıyor. Bu rakam, İstanbul’da oransal olarak daha da büyük çıkacaktır. Ayrıca İstanbul ve Ankara’nın yapılaşmaları da çok farklı. Ben, bu çalışmanın diğer illere de bir örnek oluşturacağını düşünüyorum.
|