TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi, inşaat mühendislerinin son dönemlerde yaşadıkları mesleki, sosyolojik, kültürel değişimleri araştırmak, yeni sınıfsal konumlarının, açığa çıkan sorunlarının, gereksinimlerinin bir haritasını çıkarmak ve değişen koşullara göre kendini yeniden yapılandırmak hedefiyle bir profil araştırması başlattı. Araştırmanın tamamlanan ilk etabında, Ankara Şubesi’ne kayıtlı 10 bin üyeyle telefon görüşmeleri gerçekleştirildi. Şube yetkililerine göre, ilk etapta elde edilen sonuçlar bile Oda’nın gelecek için izlemesi gereken politik hattına ışık tutacak nitelikte:
Ankara Şubesi’nin 9638 üyesi fiili olarak çalışıyor; fiili olarak çalışanların 2183’ü ise emekli olduğu halde çalışmaya devam edenler. Toplam emekli sayısı ise 3682. Emekli inşaat mühendislerinin yüzde 60’ı fiili olarak çalışmaya devam ediyor. 1350 üye iş ararken, bunun 713’ünü işsizler oluşturuyor. Özel sektörde çalışan inşaat mühendislerinin sayısı 7910 iken, kamuda çalışan sayısı 1710 kişi. Fiili olarak çalışan 9638 kişinin yüzde 70’i, yani 6767 üye ücretli çalışan pozisyonunda.
Çalışmanın şu an devam eden ikinci aşamasında ise yaklaşık 3000 mühendisle yüz yüze yapılacak görüşmelerle daha ayrıntılı bir profil haritası çıkarılması amaçlanıyor. Kasım ayının ortalarında tamamlanması planlanan ikinci etap sonunda, inşaat mühendislerinin gelir seviyelerinin, sosyo kültürel durumlarının irdelendiği, çalışma koşullarına ilişkin ayrıntılı verilerin olduğu bir rapor hazırlanacak ve kamuoyuyla paylaşılacak.
İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ferhat Yaşar Arıkan, www.yapi.com.tr’nin sorularını yanıtladı.
Ankara Şube neden bir ‘üye profil araştırması’na ihtiyaç duydu?
Daha önceleri de inşaat mühendislerinin profillerini tariflemeye yönelik çalışmalar yapılmış; bu anlamda 1980’lerde de 1990’larda da bazı girişimler olmuş. Biz de o çalışmalardan esinlenerek, günümüz koşullarında mühendisin yerini çözümlemeye çalışıyoruz. Oda yönetiminde olduğumuz için birçok mühendis arkadaşımızla direkt iletişim kuruyoruz, çalışma koşullarını tespit etme şansımız oluyor. Yaşadıkları sıkıntıları görebiliyoruz. Özellikle 2000’lerden sonra mühendis profilinin çok daha hızlı değiştiğini söyleyebiliriz. Yeni dönem mühendisler, geçmişteki gibi kamuda çalışan, köprüler, yollar ve barajlar yapan aydın kitle görüntüsünü vermiyor. Bu çok açık; bunu, kamudaki mühendis sayısının çok çok azalmış olmasından da tespit edebiliriz. Var olanlar da insiyatifsiz bırakılıyorlar, güvence sorunu yaşıyorlar. Kamuda artık ‘sözleşmeli mühendis’ uygulaması daha yaygın. Güvenceden yoksun bir mühendis kimliğinin de halka hitap etmesi, eski kimliğini devam ettirebilmesi çok zor.
Özel sektörde de ücretlerin çok düşürüldüğünü, haksız yere işten çıkarmaların yaygınlaştığını ve özellikle kriz dönemlerinde toplu şekilde işten çıkarmaların olduğunu görüyoruz. Biz de, “gözle görülür bir değişim var; ama buna dair kapsamlı bir çalışma yapılmalı ve bulgular raporlanmalı” dedik. Ayrıca bunun, mühendislerin ve mimarların çatı örgütü olan TMMOB’un mimar ve mühendislerle ilgili izleyeceği politikaya da bir yol haritası olmasını istedik. Mühendislerin bugünkü yaşam ve çalışma koşullarını ortaya koyalım ki, biz de Oda olarak ona göre kendi pozisyonumuzu belirleyelim şeklinde düşündük. Bugün Odalar, mühendislerin haklarına dönük çalışmalar yürütmek durumunda, çünkü çok fazla hak gaspı var. Çalışmanın ön araştırma sürecinde neler yapıldı ve nasıl bir tabloyla karşılaştınız?
Profil çalışması, Ankara bölgesindeki mühendislerin profilini çıkarmaya dönük bir çalışma ve benzerlerine göre çok daha kapsamlı. İMO Ankara Şubesi’nin 20 bin üyesi var ve bunun yarısı ulaşılabilir durumda. Öncelikle bu 10 bin kişiyi arayarak, “kamuda mı yoksa özel sektörde mi çalışıyorsunuz”, “ücretli çalışan mısınız, yoksa iş veren mi?” gibi kısa sorular sorduk. Bu şekilde, ortalama profili görmek istedik. İlginç verilere ulaştık. Örneğin, ulaştığımız kişilerin yüzde 82’si özel sektörde çalışıyor; kamuda çalışan yüzde 18’lik bir dilim kalmış. Mühendislerin yüzde 70’i ücretli çalışan… Bu, bizim de beklediğimiz bir tabloydu. Mimarlar, planlamacılar, mühendisler arasında işsizlik bilinen bir gerçeklik; ama bizim aradığımız 10 bin kişinin 700’ü işsiz çıktı. İnşaat sektörünün kaydettiği büyümeye rağmen bu ölçüde bir işsizlik var ortada.
İkinci etapta neler yapılıyor?
İkinci aşama için daha kapsamlı bir anket hazırladık. Aldığı maaştan çalışma koşullarına, aile durumundan kendi evi olup olmadığına kadar her şeyi irdeliyoruz. Hem yaşadığı mesleki sorunları hem de sosyal ilişkilerini olabildiğince anlamaya çalışacağız. Bu aşamada, en azından 3000 kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Asıl bu çalışmayla kapsamlı bir veriye ulaşacağımızı düşünüyoruz. Şu ana kadar 1400 civarında anket yapıldı. Hepsinin tamamlanmasıyla bir kurul oluşturacağız ve sonuçları raporlayıp bir kitap haline getireceğiz. Elde ettiğimiz sonuçlar, Odalara ve TMMOB’a da rehberlik edecek bir yol haritası olacak.
Daha önce gerçekleştirilen profil çalışmaları, sizin araştırmanıza nasıl bir altlık oluşturdu?
Çalışma için profesyonel bir destek almadık. Oda’da çalışan arkadaşlarımızla, birkaç üyemizin de yardımıyla, nasıl bir çalışma yapabileceğimizin üzerine kafa yorduk. Bir ipucu çıkarmak için geçmiş dönemdeki çalışmalara baktık. Ahmet Öncül’ün, TMMOB’un yaptığı çalışmalar vardı; onların içeriğini inceledik. Bu araştırmaların sonuçlarının, yeni dönem mühendisleri temsil etmediğini gördük; kamunun hala bir ağırlığı vardı ve ücretler de bu kadar düşük değildi. Onlar, aradaki farkı görmemize yardımcı oldular.
Bu çalışmaların ölçeği de Ankara ile mi sınırlıydı?
Hayır, TMMOB’un çalışması Türkiye genelindeki mimar, mühendis ve şehir plancılarını kapsıyordu.
Ankara’nın kendine özgü koşullarının mühendis profilinin şekillenmesinde etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?
Mutlaka İstanbul ve Ankara arasında farklılıklar vardır. Ankara, başkent olması itibarı ile ‘kamu’nun en yoğun olduğu il. Biz artık, kamuyu da sektör olarak tarif ediyoruz; çünkü özel sektörden çok bir farkı kalmış değil. Kamu varlığı bu kadar yoğun olmasına rağmen, mühendislerin yüzde 82’si özel sektörde çalışıyor. Bu rakam, İstanbul’da oransal olarak daha da büyük çıkacaktır. Ayrıca İstanbul ve Ankara’nın yapılaşmaları da çok farklı. Ben, bu çalışmanın diğer illere de bir örnek oluşturacağını düşünüyorum.
Emekli inşaat mühendislerinin yüzde 60’ının hala çalışmaya devam etmesi ilginç bir veri gibi görünüyor…
İkinci aşamada, o yüzde 60’ın neden hala çalıştığının yanıtını da bulacağız. Elbette bazı tahminlerimiz var. Kendi işlerini kurmuş, proje işleri yapanlar var örneğin. Ama sonuçta, emeklilik şartları pek de tatmin edici değil ki çalışıyorlar. Çalışmaya, farklı grupların aynı oranlarda katılmasına çalıştık. Asıl beklentimiz, genç inşaat mühendislerinin durumlarına dönük sağlıklı verilere ulaşmak. Güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışmanın, çalışma saatlerinin çok uzadığı durumların en çok gözlendiği grup, yeni mezun, genç mühendisler. Her yıl ihtiyaçtan çok fazla mezun veriliyor ve bu durum çalışanlar üzerinde de bir basınç yaratıyor. Özellikle özel sektörde ücretler, her yıl daha da düşüyor.
Odalar ve TMMOB için bir yol haritası olacağından bahsettiniz. Nasıl bir rehber olacağını düşünüyorsunuz?
Bahsettiğimiz gibi mühendis profili değişiyor, ama Odalardaki profil değişmiyor. Oda, daha önce değindiğimiz algı üzerinden belirlediği politikaları devam ettiriyor. Ancak bugün, mühendislerin çalışma koşulları ve sosyal hayatlarıyla ilgili değişimler Odanın değişiminden çok daha hızlı. Mevcut yapıya her yıl yeni genç mühendisler ekleniyor, her yıl üniversiteler açılıyor, ancak Odalardaki politik değişim çok yavaş kalıyor. Bunun nedeni de bu tür tartışmaların çok fazla yapılmaması; yeni mühendis profilinin Oda tartışmalarını çok fazla belirleyememesi.
Evet, bu da bir ihtiyaçmış zamanında; ama bugün bırakın mesleki alanı, mühendislerin kendi yaşam koşulları açısından büyük sıkıntıları var. Biz, bunu yansıtacağız çalışmamıza. Bundan sonra mühendislerin haklarının gasp edilmesine yönelik çalışmaları yaygınlaştırmamız gerekiyor. Oda artık, sendika gibi refleksler gösterebilen bir kurum olmak zorunda; çünkü mühendisler, maaşının yatırılmaması, sigortasının işlememesi, çalışma saatlerinin uzaması gibi sorunlar yaşıyor.
İkinci aşama ne zaman tamamlanacak?
Kasım ortası gibi anket aşamasının tamamlanmasını öngörüyoruz. Sonrasında bir aylık bir raporlama süreci olacak. Sanıyorum Aralık ayı sonlarına doğru da kitaplaştıracağız. Bu alana dönük yeterince akademik tartışma yok. Bir de bu anlattıklarımız sadece mühendislerin yaşadıkları sorunlar değil; bu değişim sürecini pek çok başka meslek grubunun da yaşadığını söyleyebiliriz. Bu anlamda akademik çevrelerde böyle bir tartışmanın başlamasını umuyorum; onların tartışması demek kamuoyunun da bu tartışmaya çekilmesi anlamına gelecek. Bizim derdimiz de bu. Buradaki değişimi önemsemek gerekiyor.