İklim Değişikliği ile Mücadelede...
İklim Değişikliği 100 Milyon...
AB'den İklim Değişikliğiyle...
Şirketler İklim Değişikliğini...
'İklim Değişikliği, Ekonomiyi...
ABD’nin Kafası İklim Değişikliği...
En Büyük Risk Deprem Değil...
İklim Değişikliğini Ciddiye Alma Vakti!
İklim Değişikliği ve Yoksulluğa...
Ulusal Fonlar, İklim Değişikliğine...
İklim Değişikliği Anlaşmasından...
İklim Değişikliğini Derinlerde...
Işıklar İklim Değişikliği...
Çin'deki Hava Kirliliği İklim...
İklim Değişikliği Türkiye'de...
"İklim Değişikliği ve Etkileri...
İngiliz Maceraperestten İklim...
CDP Türkiye 2016 İklim Değişikliği...
Perulu Köylüden RWE'ye 'İklim...
İklim Değişikliği Göç Etmek Zorunda Bırakıyor
‘Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik’ başlıklı rapora göre iklim değişikliği, göçü tetikleyen unsurların başında geliyor. Değişşim tarımı da etkiliyor
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” Raporu ile tarım ve gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koydu, çözüm önerilerinde bulundu. Raporda, sürdürülebilir tarım ve gıda güvencesi için “günübirlik politikalarla değil, uzun vadeli ve bilimsel bir yaklaşımla hemen harekete geçilmesi” gerektiğinin altı çizildi.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), Dünya Gıda Günü dolayısıyla “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” başlıklı bir rapor yayınlardı. Raporu İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu başkanlığındaki bir ekip tarafından hazırladı ve TGDF Çevre ve Tarım Komisyonu Başkanı Ayhan Sümerli, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ile Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun katılımıyla düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Konuşmasında göçün engellenmesinde gıda güvenliği ve kırsal kalkınmaya yapılan yatırımların önemini vurgulayan Dr. Ayşegül Selışık göç hareketlerine ilişkin verileri paylaştı. Selışık: “İklim değişikliği, tarım ve gıda üretimine olumsuz etkileri ile göçü tetikleyen unsurların başında geliyor. Savaş ve çatışmalardan, iklim değişikliğinin yol açtığı tarım ve gıda üretimindeki azalmalardan en fazla kırsal kesimdeki insanlar etkileniyor. Bu nedenle iklim değişikliği ile mücadele kapsamında atılacak adımlar, hem ulusal sınırlar içerisinde hem de uluslararası göçün önlenmesi bakımından büyük önem taşıyor” diye konuştu. Ege, Akdeniz ve Güneydoğu ısınacak Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise “İş işten geçmeden sürdürülebilir bir tarım ve gıda güvencesi için günübirlik politikalara göre değil, uzun vadeli ve bilimsel bir yaklaşımla şimdi harekete geçmeliyiz” dedi. Kadıoğlu, rapordan bazı önemli başlıkları da şöyle açıkladı: “Türkiye’de hava sıcaklıkları en kötü iklim senaryosuna göre 2100 yılına kadar yaz aylarında 4-7 °C aralığında artacak. En yüksek sıcaklık artışları; Güneydoğu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde meydana gelecek. Toplam yağış miktarlarında, Karadeniz Bölgesindeki 150 mm civarındaki küçük artış hariç, 2050’den itibaren özellikle kış aylarında 250-300 mm’ye varacak olan azalmalar yüzünden, Ege ve Akdeniz kıyılarında, Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde yağış eksikliği/kuraklık yaşanacak. Karla kaplı alanlarda, kar yağışlı gün sayısı ve kar yağışı miktarlarında azalmalar olacak, kıyılarımızda deniz su seviyesi yükselecek. Meteorolojik afetler, Türkiye’nin güneyinden kuzeyine doğru sayı ve şiddet bakımından artış gösterecek. Artan nüfus, iklim değişikliği ve azalan su kaynakları nedeniyle kişi başına kullanılabilir yıllık su miktarının ~1.000 m3’ün altına inmesi ile Türkiye’nin ‘su fakiri’ olması bekleniyor.” Üretim sınırlanacak fiyat artacak “Tarım ve gıdanın, Türkiye’de iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ve en savunmasız sektörler olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kadıoğlu, olası sonuçları da şöyle özetledi: “Yağış yetersizliği, su sıkıntısı ve aşırı hava olaylarındaki artış; bitkisel üretime uygun alanların azalması ve kuzeye doğru kaymasına yol açarak, tarım ve gıda üretimimizi sınırlayacağı için fiyatlar yükselecek, ithalat artıp ihracat düşecektir. Sıcaklıktaki artış, insan, bitki ve hayvan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yapacak, haşere, hastalık ve ölüm oranları artacak, yarı kurak bölgeler daha kurak hale gelecek, sulama suyu talebi bugüne göre yaklaşık iki katına çıkacaktır.” 815 milyon insan aç Ayhan Sümerli ise BM’nin Eylül ayında açıkladığı “Gıda Güvenliği ve Beslenme” raporunun, dünyada 10 yıldan uzun bir süredir gerileyen açlığın, 2016 yılında yükselişe geçtiğini ve 815 milyon insanın aç olduğunu ortaya koyduğunu hatırlattı. Sümerli, “Bu kadar aç insanın varlığı bir yana, 2050 yılında 10 milyara ulaşacak dünya nüfusunu beslemek için tarım ve gıda üretiminin en az yüzde 50 oranında artırılması gerekiyor” dedi. |