Mimarlığın yeni dönemi "IKEA Tipi Şehircilik"
(IKEA Urbanism) mi olacak? Geçtiğimiz yıl sonunda IKEA, Güney
Londra’da yeni bir komşuluk birimi kurmak üzere öneride bulunmuştu.
Görünen o ki İsveçli mobilya devi IKEA, kendine has fikirlerini ve
konsept düşüncelerini şehircilik alanında da uygulamaya çalışıyor.
Huffington Post, her bir ailenin iç mekanına ucuz tasarım mobilyalarıyla sızan
firmanın standart evlerini kardeş firma BoKlok’un tanıttığını ve artık
"bütüncül bir IKEA mahalle birimi" için doğru zaman olduğunu
bildiriyor. IKEA grubunun bir parçası olan "LandProp" tarafından
geliştirilen proje kapsamında; bin 200 birimden oluşan ve konut, alışveriş, kafe
işlevlerini karşılayacak ünitelerle birlikte 350 odalı bir otel inşa
edilecek.
Stratford’da yer alan Olimpiyat Parkı’nın yakınında bulunan 26 dönümlük alan,
iki adet su yolu ile çevreleniyor ve "su" öğesi proje kapsamında, merkezi bir
kavram olarak vurgulanıyor. Londra’nın bu en yeni, küçük "Venedik"i; sakinlerine
şamandıralar, deniz taksi hizmeti ve hatta yüzen bir kokteyl bar sunarak, deniz
kenarı bir konumlanmanın tüm olanaklarını erişilebilir kılıyor. Bina
operasyonları ise gerekli izinler verildikten sonra 2013 yılında başlayacak.
“Temel amaç; insanlar arası etkileşimi teşvik etmek amacıyla bir meydan ve
avlular aracılığıyla 'rüya gibi' dostane bir komşuluk birimi yaratmak ve hayatın
nahoş yönlerini minimumda tutmak. Otomobiller yer altına park edecek ve çöpler
tedbirli bir şekilde yeraltı tünelleri yoluyla bertaraf edilecek. Okullar ve
sağlık hizmetleri, erişim zorluklarının azaltılması gayesi üzerinden inşa
edilecekler.”
Basit ve uygun fiyatlı ürün ailesi! Dünyanın en büyük mobilya
perakendecisinden beklediğimiz gibi… Bu alanda bir birim sahibi olacak kişiler,
büyük ihtimalle bu yapılanmayı sevecekler, aynı zamanda Londra Belediye Başkanı
Boris Johnson’ın da projeye hayran kaldığı anlaşılıyor. Johnson, söz konusu
girişimin Stratford 2012 Olimpiyatları’nın finansman olanaklarıyla ortaya çıkan
2. büyük yatırım projesi olduğunu aktarıyor, ilki ise Westfield Alışveriş
Merkezi’ydi.
Ancak temel soru bu gelişmenin mimarlık ve şehircilik meslekleri için
profesyonel açıdan doğru olup olmadığı… Çok uluslu bir firmanın ilkeleri,
fikirleri ve mantığı şehirleşmeye kopyalandığında gerçekten işleyebilir mi?
Herkese uygun mükemmel bir mahalle birimi var mı? Bir deneyim olarak ilgi
çekici, bloggerlar ve diğer medya organları için tartışması hoş olabilir ama
IKEA, iç mekan düzenlemesine yönelik geliştirdiği fikirleri şehirleşme için de
uygulayabilir mi? IKEA’nın mobilyalarının çoğunluğunda olduğu gibi, rahat, ucuz,
iyi görünümlü ve popüler mahalleler oluşturması mümkün mü? Belki bu, şirketin
tasarım becerileri ve – mağazaları da neredeyse birer kasabaya dönüştüren
IKEA’nın – büyük alanlar planlama potansiyeli düşünüldüğünde mümkündür.
Öte yandan "tek bir model bütün şehircilik için uygundur" düşüncesi kentlerin
genel anlamda çekiciliği ve çeşitliliği için iyi bir fikir olmayabilir. IKEA
evinde yaşayan insanların her birinin Billy dolabına sahip olduğunu düşünün…
Böyle bir mahalle biriminin problemleri çözebileceği ya da kenti olumlu yönde
geliştirebileceği söylenemez. Özünde, tüm bunlar, şirkete para kazandırmak
amacıyla geliştiriliyor. IKEA’nın temelinde yatan basit mantık ise; insanlara
“istediklerini düşündükleri” şeyleri vermek. Ancak, her istediğine sahip olan
insanlar sıkılırlar, mutsuz ve memnuniyetsiz hissederler. Söz konusu mahalle
biriminde de aynı durumun yaşanması yüksek oranda muhtemel. Broşürde, gerçekte
olduğundan daha iyi göründüğü kesin!
Bu haber, The Pop-Up City adlı blogda yayınlanan Joop
de Boer’ın haberinden derlenmiştir.
|