Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) 500 ihracatçı firmanın orta ve üst düzey yöneticisinin katılımı ile gerçekleştirdiği 2013 yılı 4. çeyrek İhracatçı Eğilim Anketi sonuçları açıklandı. Anket sonuçlarını değerlendiren TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, yılın 4. çeyreğinde ihracatçı firmaların üzerinde durduğu en önemli gerçekleşmenin girdi maliyetlerindeki artış olduğuna dikkat çekerek, "TL’nin döviz karşısındaki değer kaybından girdi maliyetlerinin artışı olarak etkilendiklerini belirten ihracatçıların oranı, geçtiğimiz dönem yüzde 61,3 iken bu dönem yüzde 69’a yükseldi. Benzer trend, hammadde girdi maliyetlerinde de görülüyor. İhracatçıların yüzde 42,5’i hammadde birim ithalat fiyatının geçen yılın aynı dönemine kıyasla yükseldiğini belirtiyor. İhracatçı firmaların yüzde 42,7’si üretimlerinin, yüzde 46,2’si ise ihracatlarının yükseldiğini belirtiyor. Bu bulgular, 3. çeyrek verileri ile paralellik gösteriyor” dedi.
İlk çeyrekte ihracatında artış öngörenlerin oranının yüzde 38,6 olduğunu kaydeden Büyükekşi, ihracatçıların girdi maliyetlerinin artacağı beklentisi içerisinde olanların oranının da yüzde 46,4’ten yüzde 61,5’e yükseldiğini dile getirdi.
Araştırmaya katılan firmaların yüzde 65,6’sının üretimlerinde kullandıkları hammaddelerin orijinlerinin yurtiçi olduğunu belirttiğini aktaran Büyükekşi, bu oranın, araştırmanın önceki dönemleriyle paralellik gösterdiğini ifade etti. Yurt dışına bağımlılığı diğer sektörlere kıyasla daha yüksek olan sektörlerin kimyevi maddeler ve mamulleri, otomotiv ve demirçelik-demirdışı metaller olarak sıralandığına dikkati çeken Büyükekşi, "Sektörel bazda bakıldığında tarım sektörlerinde yurtiçi hammadde kullanımı, ortalamanın 23 puan üzerinde iken; demir-çelik, otomotiv ve kimyevi maddeler sektörlerinde bu oran genel ortalamanın 15-20 puan altında" dedi.
"Yılın 4. çeyreğinde yeni pazarlara girebildiklerini anlatan firmaların oran yüzde 40 oldu"
Yılın 4. çeyreğinde yeni pazarlara girebildiklerini anlatan firmaların oranının da yüzde 40 olduğunu vurgulayan Büyükekşi, bu oranda önceki dönemlere göre belirgin bir artış gözlemlendiğini, yeni pazarlara atılım yapılmasının sevindirici bir gelişme olarak dikkat çektiğini anlattı. Büyükekşi, Ekim-Aralık 2013 döneminde firmaların yüzde 10,2’sinin yeni pazarları hedeflemediğini belirterek, "Bu dönemde de Rusya en yüksek oranda hedef pazar olarak belirginleşiyor. Hedeflenen pazarlarda ABD ikinci sıradaki, Çin ise 3. sıradaki yerini korurken, ilk 5’e yeni giren pazarlar Almanya ile Afrika kıtası oldu. Yılın ilk 45 gününde ihracatımızın yüzde 12,2 artış kaydettiği Almanya’nın yeni pazar arayışında öne çıkması da göze çarpıyor. Yılın 3. çeyreğinde mevcut pazarlarda yeni müşterilerden sipariş aldıklarını belirten ihracatçıların oranı yüzde 54,4 olarak gerçekleşti. Firmaların yüzde 33’ü son çeyrekte müşteri kaybettikleri pazar olduğunu belirtti" diye konuştu.
"Enerji maliyetleri ve döviz kurları, ihracatçıların yarısı tarafından vurgulanan öncelikli sorunlar"
Firmaların yüzde 47,6’sının yurt içinde, yüzde 78’inin ise yurtdışında yılın 4. çeyreğinde yatırım yapmadıklarını belirttiğini ifade eden Büyükekşi, bu dönemde yurt içinde yatırım yapan firmaların yüzde 37,2’sinin modernizasyon, yüzde 27’sinin ise kapasite artırımı yatırımı yaptığını aktardı. Büyükekşi, yurt dışı yatırımlarında en yüksek oranda tercih edilen yatırımın yüzde 13,2 ile modernizasyon yatırımları olduğunu vurgulayarak, ilk çeyrek için modernizasyon, kapasite artırımı ve Ar-Ge inovasyon yatırımlarının yurtiçinde öne çıktığını söyledi.
Yurtdışında hiç yatırım yapmayacak firmaların oranının yüzde 75 olarak gerçekleştiğine dikkati çeken Büyükekşi, "İhracatta artışa yönelik yurtdışı yatırımlara dair teşviklerin de yeni ekonomik programlarda daha detaylı değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu dönemde rekabetçi fiyat sunamama ve hedef ülkelerdeki ekonomik sıkıntılar en sık karşılaşılan pazarlama sorunlarıdır" dedi.
Kur artışı paralelinde son dönemde sık sık vurguladıkları birim fiyat baskısının, ihracatçıların çoğunluğunu etkilediğinin gözlemlendiğini ifade eden Büyükekşi, "Enerji maliyetleri ve döviz kurları, ihracatçıların yarısı tarafından vurgulanan öncelikli sorunlardır. Yüksek döviz kurunun önceki dönemlere göre daha belirgin bir sorun olarak öne çıkması ise dikkat çekiyor. Ekim-Aralık döneminde dış finansman talebinde bulunan firmaların oranı yüzde 41,2 olarak gerçekleşti. 2013’te zorlaşan dış finansman koşulları ile dış finansman talebi gelişimi durağan gerçekleşti. Eximbank’ın yeni kaynaklarla bu finansman talebini önemli ölçüde desteklediğini gözlemliyoruz" bilgisini paylaştı. "Döviz riskinden korunmak için döviz kredisi kullanan firmaların oranı yüzde 29,8"
Büyükekşi, dış finansman ihtiyacının karşılanmasında özel bankalar ile Eximbank’ın ön sırada yer aldığını belirterek, burada Eximbank’tan kullanılan dış ticaret finansmanı kaynağının arttığının görüldüğünü söyledi. Eximbank’tan dış finansman kredisi kullanan ihracatçıların oranı 3. çeyrekte yüzde 54 iken son çeyrekte yüzde 58’e yükseldiğine işaret eden Büyükekşi, "İlk çeyrekte, 2013’e paralel bir şekilde firmaların yüzde 41,6’sı dış finansman talebinin olacağını öngörüyor. İhracatçı firmaların yüzde 45,4’ü döviz risklerinden korunmak için herhangi bir araç kullanmadıklarını belirtiyor" değerlendirmesini yaptı.
Aynı oranın, firma büyüklükleri açısından irdelendiğinde ilk 1000 dışındaki diğer firmalar arasında yüzde 53,2’ye yükseldiğine değinen Büyükekşi, döviz riskinden korunmak için döviz kredisi kullanan firmaların oranının yüzde 29,8, "forward" yaptığını belirten firmaların oranının ise yüzde 30,4 olduğunu söyledi.
İlk 500 firmalarında 'forward' ve döviz kredisini tercih etme eğiliminin ikinci 500’e göre belirgin oranda yüksek olduğunun altını çizen Büyükekşi, "Döviz kuru riskine karşı herhangi bir araç kullanmama nedenleri arasında, yüzde 30,8 ile döviz kurlarında artış beklentisi, yüzde 21,6 ile firmaların ithalatlarının da bulunması, ilk 2 sırada öne çıkan unsurlar. Araçlar hakkında bilgilerinin olmadığını belirten firmaların oranı ise yüzde 17,6 olarak tespit edildi. Bu işlemlere yönelik farkındalığın arttırılmasını sağlayacak bilgilendirme faaliyetlerinin önemi artıyor" şeklinde konuştu.
“Yıl sonu dolar/TL tahmini 2,32, Avro/TL tahmini 3,16 oldu"
Bu dönemde firmaların piyasa beklentilerini önemli ölçüde revize ettiğini belirten Büyükekşi, şunları kaydetti:
"Ocak-Mart 2014 dönemi kur tahmini 2,24, yıl sonu dolar/TL tahmini ise 2,32 oldu. Ocak-Mart 2014 Avro/TL tahmini 3,05’e yükselirken yıl sonu beklentisi ise 3,16 oldu. Enflasyon tahmini son gelişmeler ışığında yüzde 9,04’e yükselirken, yıl sonu GSMH büyüme öngörüsü yüzde 4,2 olarak gerçekleşti. İhracatçı firmalarımız yıl başındaki ideal kur seviyelerini aynı oranlarla vurguladılar. Bu da kurdaki istikrarın öneminin altını çiziyor. Rekabetçi ideal dolar/TL seviyesi 2,06, rekabetçi ideal avro/TL seviyesi ise 2,80 oldu. 2014 yılında sektörlerinde önemli bir değişiklik beklemeyenlerin oranı yüzde 52,2 oldu. AB ve dünya ekonomilerine dair genel beklentilere bakıldığında, ihracatçı firmaların odağının önemli ölçüde dışardaki iyimser beklentilere kaydığı söylenebilir. Bunun, ihracatın gelişimi açısından dikkate değer bir eğilim olduğuna inanıyoruz".
"Firmalarımız üretim hatlarında ek istihdam oluşturmaya devam ediyor"
Büyükekşi, 2013 yılı 4. çeyrekte sektörde ortalama çalışan sayısının 177 olarak hesaplandığını, bu dönemde ilk 500’de yer alan firmalarda mavi yakalıların sayısındaki yükselişin oldukça dikkat çekici olduğunu vurguladı. "Firmalarımız üretim hatlarında ek istihdam oluşturmaya devam ediyor" diyen Büyükekşi, Ekim-Aralık döneminde çalışan sayılarının arttığını belirten firmaların çalışan gruplarına göre dağılımlarını ise şu şekilde aktardı:
"Firmaların yüzde 34,4’ü ek beyaz yakalı, yüzde 34,8’i ek mavi yakalı, yüzde 11,6’sı ise ek Ar-Ge personeli istihdamı gerçekleştirmiş. Firmalarının yüzde 70’ten fazlasının, beyaz ve mavi yakalı personel sayısını muhafaza ettiğini ve artırdığını gözlemlemek olumlu bir trend olarak göze çarpıyor. Ocak-Mart döneminde, yeni çalışan istihdam edeceklerini belirten firmaların eğilimleri ise beyaz yakalı yüzde 27,6, mavi yakalı yüzde 31,6 ve Ar-Ge yüzde 11,2 olarak sıralanıyor".
Yılın ilk çeyreğinde istihdamda artış bekleyen firmaların ortalama yüzde 5,7 istihdam artışı öngördüğünü vurgulayan Büyükekşi, istatistiki hesaplarla tüm ihracatçı grubuna dair orana bakıldığında, 1. çeyrekte yüzde 0,6’lık ek istihdam öngörüsü bulunduğunu, firmaların genelinin ise 2014’te ek yüzde 4,2 istihdam artışı öngördüğünü dile getirdi. Büyükekşi, bu oranların 1. çeyrek için ek 67 bin istihdam, 2014 geneli için ise tahmini ek 470 bin istihdam öngörüsüne tekabül ettiğinin altını çizerek, "İhracatçı firmalarımız 2014 sonuna kadar ortalama 9 yeni çalışan istihdam etmeyi planlanıyor" dedi. "Yurtdışı gönderilerinde yüzde 82 ile karayolu taşımacılığı öne çıkıyor"
Büyükekşi, anketin son bölümünde lojistik sektörü ile ilgili olarak ihracatçıların görüşlerini ve beklentilerini sorduklarını belirterek, ihracatçıların 4. çeyrekte yurtdışı gönderilerinde en fazla tercih ettikleri taşımacılık şekillerinin, yüzde 82 ile karayolu ve yüzde 74 ile denizyolu ve yüzde 38 ile hava kargonun olduğunu anlattı. Deniz taşımacılığı, hava kargo ve kombine/çok modlu yöntemlerin, ilk 500 firmaların daha fazla tercih ettiğini dile getiren Büyükekşi, "İhracatçıların nakliye firması seçiminde açık ara önem verdiği unsur yüzde 72,8 ile güvenilirlik. Bunu yüzde 17,8 ile daha düşük navlun fiyatı/hizmet fiyatı izliyor. Entegre hizmet sunulması da ek bir unsur. İhracatçılarımız yüzde 75,8 çoğunlukla Türkiye’deki nakliye firmalarından en uygun maliyetli ve ihtiyaca uygun taşıma modu konusunda yönlendirici olmalarını bekliyor. Kurumsal yapılanma ve entegre hizmetler de sırasıyla yüzde 40,6 ve yüzde 35,4 oranlarıyla öne çıkıyor" ifadelerini kullandı.
"Nakliyede en sık karşılaşılan sorun sınır kapılarındaki uzun beklemeler"
Nakliye esnasında ise en sık karşılaşılan sorun olarak sınır kapılarındaki uzun beklemeler sonucu teslimatta yaşanan gecikmelerin öne çıktığını kaydeden Büyükekşi, bu sonuçlardan, son günlerde Bulgaristan sınır kapısında yaşanan gelişmelerin sadece bu dönem için etkili olmadığının görüldüğünü söyledi.
İhracatçıların genel ekonomik trendlere dair öngörüleri
Büyükekşi, değerlendirmenin son bölümünde, ihracatçıların genel ekonomik trendlere dair öngörülerini incelediklerini ifade ederek, yılın ilk çeyreğinde üretimin artacağına dair beklenti dengesinin yüzde 11,1 ile pozitif olduğunu söyledi. Yılın ilk çeyreğinde ihracatın artacağına dair beklenti dengesinin de yüzde 18,4 ile pozitif olduğunu dile getiren Büyükekşi, burada önceki yılların aynı dönemlerine göre yaşanan artışı, ihracata yönelim açısından pozitif bir gelişme olarak algıladıklarını aktardı.
Büyükekşi, yılın ilk çeyreğinde kapasite kullanım oranlarının artacağına dair beklenti dengesinin ise yüzde 5,9 ile pozitif olduğunu belirterek, "Yılın ilk çeyreğinde stok durumunun azalacağına dair beklenti dengesi yüzde 1,7 ile negatife dönmüş durumda. İhracatçılarımızın artan üretim girdileri paralelinde mevcut stokları eriterek karlılığa öncelik vermeye odaklanacaklarını gözlemliyoruz. Yılın ilk çeyreğinde girdi maliyetlerinin artacağına dair beklenti dengesi yüzde 56,1 ile son derece fazla ağırlık kazanıyor" değerlendirmesini yaptı.
Yılın ilk çeyreğinde ihraç birim fiyatının artacağına dair beklenti dengesinin yüzde 15,4 ile artış sergilediğine dikkati çeken Büyükekşi, aynı dönemde ithal girdi kullanım oranının artacağına dair beklenti dengesinin nispeten azalarak yüzde 9,2 olarak göze çarptığını dile getirdi.
Büyükekşi, yılın ilk çeyreğinde hammadde birim fiyatlarının artacağına dair beklenti dengesinin belirgin artışla yüzde 35,6 olarak öne çıktığını vurgulayarak, "Yılın ilk çeyreğinde karlılık düzeyinin azalacağına dair beklenti dengesi nispeten artarak yüzde eksi 15 ile öne çıkıyor. Bu konuda ihracatçılarımızın karlılık düzeyinin artışına yönelik önlemlerin ivedilikle çeşitlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yılın ilk çeyreğinde ihracatta karlılık düzeyinin azalacağına dair beklenti dengesinin önceki dönemlere göre iyimser ancak yine negatif (- %8) olarak öne çıkıyor" bilgisini verdi.
Yılın ilk çeyreğinde sektörlerin genel durumuna dair beklentinin yine pozitif olduğunu ancak önceki dönemlere göre bir azalış söz konusu olduğunu aktaran Büyükekşi, yılın ilk çeyreğinde Avrupa ekonomisinin genel durumuna dair beklentinin önceki dönemlerdeki trendin aksine, uzun bir süre sonra pozitife döndüğünü vurguladı.
Türkiye beklentisinin 25,8 ile kötüleşmiş durumda olduğuna dikkati çeken Büyükekşi, yılın ilk çeyreğinde dünya ekonomisinin genel durumuna dair beklentinin önceki dönemlere göre önemli ölçüde pozitife döndüğünü de sözlerine ekledi.
|