Türkiye'nin
hidrolik potansiyelinin yıllık teknik olarak 216 milyar kilovatsaat
(kWh) Toplantıda konuşan DSİ Genel
Müdürü Akif Özkaldı da Türkiye'nin hidrolik potansiyelinin yıllık teknik olarak
216 milyar kilovatsaat (kWh) olduğuna işaret ederken, 2023 yılına kadar bu
potansiyelin tamamının değerlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi. Dünya
hidrolik potansiyelinin yüzde 1'nin, Avrupa'nın hidrolik potansiyelinin ise
yüzde 15'inin Türkiye'de bulunduğunu belirten Özkaldı, bu potansiyelin
değerlendirilmesinde ise gelişmiş ülkelere göre Türkiye'nin biraz daha geri
durumda bulunduğunu kaydetti. Enerji kurulu
gücünün yaklaşık yüzde 74'ünün doğalgaz, kömür ve akaryakıttan, yüzde 25'inin
ise hidrolikten oluştuğunu anlatan Özkaldı, tüketilen petrolün yüzde 92'sinin,
doğalgazın ise yüzde 99'unun ithal edildiğini, bunun parasal karşılığının 2010
yılı itibariyle 30 milyar dolar, 2011 yılı tahminin ise 35 milyar dolar
düzeyinde olduğuna dikkat çekti. Halen
hidrolikte 17 bin 40 Megavat (MW) düzeyinde kurulu güç bulunduğunu, 29 bin 460
MW gücün ise proje ve inşaat aşamasında bulunduğunu belirten Özkaldı, ''Enerjiyi
çevre ile birlikte düşündüğümüzde büyük anlamı var. Bugüne kadar 17 bin MW
kurulu güç ile yaklaşık 25 milyon ton karbondioksit salınımı engellenmiştir. Bu
da 1,5 milyon ağacın sağladığı temiz havaya karşılık gelmektedir'' dedi.
Özkaldı, belediyelerin içme, kullanma sularında ve atık isale hatlarında HES
kurulmasına yönelik çalışmaların da son aşamasına geldiğini bildirdi.
HES
projelerinde ÇED raporlarının önemine değinen Özkaldı, özel sektörün ÇED
raporlarını daha ciddi almaları, daha yakinen takip etmeleri ve bu raporları
hazırlayanlara da sorumluluk verilmesini beklediklerini bildirdi. Özkaldı, özel
sektörün kamuoyu bilgilendirilmesinde aktif rol almaları, mansap su haklarına
riayet edilmesi ve HES'lerin inşaat faaliyetlerinde çevreye zarar vermeden
yürütülmesinin büyük önem arz ettiğini sözlerine ekledi.
İNTES Başkanı
Koçoğlu: Bizler köylere inip şalvar giyerek şov yapmıyoruz, iş
yapıyoruz Türkiye İnşaat Sanayicileri
ve İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Şükrü Koçoğlu da HES
yatırımcılarının dertlerini halka anlatamadığını belirtirken, ''Bu konuda kimin
doğruyu, kimin eğriyi söylediği önemli değil, basına kim renk veriyorsa, o haber
oluyor. Halka, HES yapanları doğayı tahrip eden bir canavar, konuyu mahkemeye
götürenleri ise kahraman olarak gösteriyor. Bunun böyle olmadığını göstermemiz
lazım. Bizler köylere inip şalvar giyerek şov yapmıyoruz, bizler iş yapıyoruz''
dedi. HES'lere karşı çıkan grupların arkasında
finans güçleri olduğunu ve bunların da medyayı ve yerel halkı etkilediğini
savunan Koçoğlu, ''Devleti yönetenlerin buna bir çözüm yolu bulmaları gerekiyor.
Burada belki doğalgaz lobileri de etkin, petrol lobileri de etkin. Bütün
bunların mercek altına alınmasında fayda olur'' iddiasında bulundu.
HES yatırımlarını denetleyecek firmaların da
çok iyi seçilmesi gerektiğine işaret eden Koçoğlu, her firmanın aynı nitelikte
olmadığını ve her denetim firmasının da denetim yapmadığını savundu. Koçoğlu,
''Bu iş yapı denetim firmalarına dönmesin. Su yapıları denetim firmalarının da
çok iyi denetlenmesi gerekiyor'' diye konuştu.
Koçoğlu, su kullanım hakkı için yapılan ödemelerin bir kısmının da HES'in
yapıldığı yerleşim yerlerine gitmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de HES'ler
konusunda çok dağıtık bir yapı bulduğunu, EPDK'nın, DSİ'nin, bakanlıkların ayrı
ayrı yasa, yönetmelik, tebliğ çıkarttığını anlatan İNTES Başkanı, bunların
sadeleştirilmesi ve tek elde toplanmasında fayda gördüklerini kaydetti. Koçoğlu,
HES yatırımcılarının bir çatı altında toplanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Sedat Kadıoğlu ise HES'lerin kalkınmadaki önemine işaret etti ve
sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde çevrenini kullanılması gerektiğini
bildirdi.
|