Ambarlı’da 13 milyar dolarlık iş hacmi olan
Türkiye’nin en büyük, dünyanın 69’uncu büyük limanı, heyelan bölgesine yapılan
evlerin arasında sıkışıp kaldı. Dünyanın en riskli heyelan
platformlarından biri olmasına rağmen bu bölgenin hızla imara açılması, limana
kamyon ve TIR’ların giriş çıkışını durma noktasına getirdi.
Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise 69’uncu en büyük limanı olan
Ambarlı’da trajikomik bir hikaye yaşanıyor. Toplam yatırım değeri 1.3 milyar
dolar olan ve 7 ayrı birimden oluşan Ambarlı Limanı evlerin arasında adeta
nefessiz kaldı. Yerleşim birimleri, Ambarlı Limanı’nın yolunu kullanınca, TIR ve
kamyon trafiği büyük ölçüde yavaşladı. Büyük kamyon ve TIR’ların yol kullanımına
kısıtlar getirildi.
Ambarlı Limanı’nı oluşturan 7 birim tarafından kurulan Altaş
Ambarlı Liman Tesisleri Ticaret A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Altan Köseoğlu,
yerleşim bölgesi olmadan önce günde 2 defa yükleme boşaltma yapabilen bir TIR’ın
artık 2 günde bir yükleme boşaltma yapabildiğini bunun da navlun fiyatlarını
etkilediğini söyledi. "Liman olarak ben para kazanmaya devam ediyorum. Ancak
önemli olan burayı efektif çalıştırabilmek. Zararı ihracatçılar ve ithalatçılar
görüyor. Artan maliyetler de nihai tüketiciye yansıyor" dedi.
Siteler baskı yaptı
Köseoğlu, nakliye trafiğinin yavaşlaması yüzünden 65 dolar olan
bir konteynerin tahliye ücretinin 110 dolara çıktığına dikkat çekti. Yakuplu
yerleşim bölgesi olmadan önce burada kendilerinin bulunduğunu kaydeden Köseoğlu,
şöyle devam etti: "Bize burası gösterildiği zaman heyelan bölgesi olduğuna
dikkat çekilmiş ve yerleşim olamayacağı öngörüsünde bulunulmuştu. Ancak yıllar
geçti, dünyanın en tehlikeli heyelan bölgelerinden biri olmasına rağmen bölge
imara açıldı. 5 binlik planda limanın üstünden de bir yol geçiyordu. Ancak
buradaki sitelerin baskısı ile yol projesi plandan geçen sene çıkarıldı. Şimdi
binlik plandan da çıkarmaya çalışıyorlar. Biz bu yol yapılmazsa nefessiz
kalacağız. Türkiye’nin en önemli giriş-çıkış kapısı her geçen gün
daralıyor."
Köseoğlu, yol ne kadar daralırsa işlerin uzayacağını, işin
uzamasının ise nakliye ücretinde artış anlamına geleceğini belirtti. Köseoğlu,
yerel yönetim ve Büyükşehir Belediyesi’nden nakliye için park yeri
gösterilmesini istediklerini, ayrıca daha önce proje kapsamında olan üst
bağlantı yolunun açılmasına izin verilmesi gerektiğini vurguladı.
1987’de böyleydi
Ambarlı Limanı için kuruluş çalışmaları 1987’de başladı. O
tarihte bölge tek bir çivinin çakılmadığı bakir bir alandı. Zira bölge dünyanın
en tehlikeli 6 heyelan bölgesinden biri olarak tespit edilmişti. Liman yatırımı
yapıldı. Ancak arsa spekülasyonu artıp, İstanbul Silivri’ye doğru genişleyince
heyelan bölgesi olduğuna bakılmaksızın bölge imara açıldı. Ambarlı Limanı da
yerleşim birimlerinin arasında kaldı.
Değeri 1.3 milyar dolar
AmbarlıI Limanı 7 terminalden oluşuyor. En sağda denize doğru 3
uzun iskelesi olan terminal Kumport Limanı. Bu limanı bir süre önce Fiba-Turkon
ortaklığı 255 milyon dolara satın aldı. Hemen yanında Akçansa’nın limanı var.
İçtaş, Arkas ve Set Çimento’ya ait terminaller onu izliyor. Denize doğru kalın
bir L yapan terminal yine Arkas’a ait. Arkas burayı Soyak’tan satın almıştı. Son
terminal ise Total’e ait.
Bölgedeki evleri ayakta tutuyoruz
Altan Köseoğlu, her yıl 300 bin doların üzerinde para harcayarak
heyelan hareketlerini takip ettiklerini söyledi. Alt bölgede 22 metrede heyelan
olduğunu belirten Köseoğlu, limanın üst tarafa kurulan evlere topuk vazifesi
gördüğünü ve kaymayı da önlediğine dikkat çekti. Köseoğlu, "İhlas Marmara Evleri
marina manzaralı diye satıldı. O marina değil bizim limandı. Sörf yapanların
maket resmini koyarak pazarlama yaptılar. O evler bugün ayakta duruyorsa bizim
liman sayesinde duruyor" diye konuştu.
|