BR> İstanbul’un
modernleşme tarihinin en önemli simgelerinden olan bu alanların sanayi siti
olarak korunması ve bu koruma kararına uygun yeni işlevlerle canlandırılmasını
savunan meslek kuruluşları ve yerel inisiyatiflerin müdahalesi / mücadelesi ile
bu alanların kentsel arazi olarak değerlendirilmesine karşı bir direnç
oluşturulmuştur. Bu girişimler sayesinde bu alanlar sanayi siti olarak koruma
kapsamına alınmıştır. Böylelikle bu alanlardan bir kısmı müzeye dönüşmüş, bir
kısmı üniversitelerin kullanımına açılmış ve bir kısmı da farklı işlevler alarak
ayakta durabilmiştir.
Günümüze ulaşan endüstri
mirası yapılarından biri olan Hasanpaşa Gazhanesi 1892 yılında İstanbul’un
Anadolu yakasının gaz ihtiyacını karşılamak ve sokaklarını aydınlatmak üzere
kurulmuştur. O yıllarda, Anadolu yakasının en büyük gaz üretim merkezi
konumundadır. İstanbul’da doğalgaz ile ısınma sistemine geçilmesiyle birlikte
havagazı üretimi durdurulmuş ve o günden sonra, Hasanpaşa Gazhanesi, farklı
dönemlerde kömür deposu, otobüs garajı, İETT deposu olarak kullanılmıştır. O
dönemdeki hâkim anlayış, Gazhane alanındaki binaların yıkılarak yerine ‘modern’
yapıların, katlı otoparkların yapılmasını öngörmektedir. Bu hâkim
anlayışın karşısında, 1994 yılında önemli bir gelişme yaşanır. Hasanpaşa
Gazhanesi Kadıköy Belediyesi ve duyarlı kent sakinleri sayesinde sit alanı ilan
edilir. 1996 yılında ilk kez bir araya gelerek Gazhane için fikir oluşturmaya
başlayan mahalle sakinleri, konuya duyarlı tarafların, meslek odalarının,
mimarların görüşlerini alma ve mahallede bir anket çalışması yapma yoluna
giderler. Buradan çıkan sonuçlar Gazhane bölgesinin bir kültür merkezi ve yeşil
alan olarak değerlendirilmesi yönündedir. Tüm bunların sonunda bir imza
kampanyası başlatılır ve toplanan 8000 imza ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi
ile görüşülür. Düşünülen kültür merkezi için mimari projenin İstanbul Teknik
Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından hazırlanması teklifi Büyükşehir
Belediyesi’ne sunulur. Tarafların görüşlerine sessiz kalmayan Belediye
İstanbul Teknik Üniversitesi’ne mimari bir proje hazırlatır. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi, Koruma Kurulu tarafından da onay almış, Gazhaneye ait binaların
sosyo-kültürel tesis olarak yeniden işlevlendirilmesine yönelik İTÜ’ne
hazırlatılan projeyi 22 Haziran 2001 tarihinde onaylar.
Sürecin buraya doğru
evrilmesinin başlıca aktörü ise Gazhane Gönüllüleri’dir. Mahallede yaşayanlar,
yıllarca gazhanenin sıkıntısını çekmişlerdir. Şimdi ise gazhanenin kamu yararı
dışında başka amaçlarla kullanılma olasılığı burada yaşayanları harekete
geçirmiştir. Bir açık alan olarak, tüm risklerine rağmen, gazhane ile çevre
halkının yıllara dayanan bir birlikte yaşama alışkanlığı vardır. Gönüllülerin
mekâna ve buraya ilişkin kamusal duyarlılık yaratmaya dair hassasiyetleri,
modern endüstri mirasının en özgün örneklerinden olan bu açık alana ilişkin
hayaller ve düşünceler üretmelerini beraberinde getirir. Mahallelinin kendi
kendine örgütlenmesi ile başlayan “Gazhane Çevre Gönüllüleri” hayallerinin,
düşündüklerinin izini daha rahat sürebilmek için 1998’de Gazhane Çevre Kültür ve
İşletme Kooperatifi’ni kurarak kurumsal bir kimliğin de taşıyıcısı haline gelir.
|