BR> Sakarya'nın suyu, birinci
sınıf
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi
Genel Müdürü Rüstem Keleş, kentin içme suyunun Sapanca
Gölü'nden temin edildiğini belirtti. Sağlık Bakanlığının dünya standartlarına
göre belirlediği çeşitli parametrelerle gölün suyunun A1 kalitesinde olduğunun
tescillendiğini bildiren Keleş, kentte kullanılan içme suyunda insan sağlığını
tehdit edecek hiçbir parametre belirlenmediğini söyledi. Gölde ağır metal
olmadığını ifade eden Keleş, şöyle konuştu:
''AB'nin içme suyunda
belirlediği 46 parametre var. Şehre kullandırdığımız su, bu parametrelerin
tamamından olumlu not almıştır. Sakarya'nın içme suyunun temin edildiği Sapanca
Gölü, OECD ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre birinci sınıf su kalitesinde.
Vatandaşa verdiğimiz sudan yüzde 100 eminiz. Her gün hem kaynakta hem de
vatandaşa verdiğimiz suda kontrol yapıyoruz. Her yıl bağımsız olarak hıfzıssıhha
enstitülerine analiz yaptırıyoruz. Vatandaşlarımız güvenle su
içebilir.''
Sapanca Gölü'nün korunmasına yönelik çeşitli projeleri hayata
geçirdiklerine dikkati çeken Keleş, şunları söyledi:
''Gölün korunmasıyla
ilgili en önemli çalışma, göl çevresinin güneyden ve kuzeyden kuşaklama
kolektörleriyle çevrilmiş olması. Göl, evsel atıklardan kesinlikle korunuyor.
Gölün çevresel etkilerden korunması ve imar kirliliği konusunda hiçbir şekilde
taviz vermiyoruz. Bir ay içinde göl çevresindeki 3 binayı yıktık, yıkmaya devam
ediyoruz. Gölün korunması yolunda kurumsal anlamdaki tüm sorumluluklarımızı
yerine getiriyoruz.''
"Erciyes'ten gelen
su, bazalttan geçtiği için kıymetli"
Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Ender
Batukan, içme suyu şebekelerine verilen suların 4'te 3'ünün kuyulardan,
4'te birinin kaynaklardan temin edildiğini bildirdi. Kaynaktan alınan veya
kuyudan çıkarılan suların tamamının el değmeden vatandaşa ulaştırıldığını ve
suyun kirlenmesinin önlendiğini ifade eden Batukan, şöyle
konuştu:
''Kuyudan çıkarılan veya kaynaktan alınan suya hiçbir noktada el
dahi değmiyor. Ayrıca daha önceki yıllarda şehir şebekesinde kullanılan demir
boruları da duktil, PVC ve plastik borularla yeniledik. Böylece demir veya sac
borularda oluşan korozyonu, mantar üremesini ve paslanmayı
önledik.''
Kayseri'nin içme suyu ihtiyacının Erciyes Havzası'ndan tamamen
doğal ortamdan karşılandığını belirten Batukan, şunları
kaydetti:
''Erciyes Dağı'nda eriyen karlar sonucu elde edilen gerek
kaynak gerekse kuyu sularının klor dengesi ve yumuşaklığı ideal değerlerde.
Çünkü Erciyes Dağı yapısı gereği volkanik kökenli bazalttan oluşuyor. Sular da
bu bazaltın içinden süzülerek geldiği için çok kıymetli ve sağlıklı oluyor. Yeni
su kaynakları da bulduk ve bunlar da gelişen, büyüyen Kayseri'nin ihtiyacı
doğrultusunda devreye alınacak. Yapılan planlara göre, Kayseri'nin 2050'ye kadar
içme suyu sıkıntısı yaşamayacağını öngörüyoruz.''
Kentte tek sorunun
binalardaki depolardan kaynaklandığını ifade eden Batukan, bina yöneticilerinin,
su depolarının bakımına özen göstermemesi nedeniyle sıkıntı yaşandığını, bu
depoların en azından yılda bir kez temizletilmesi gerektiğini bildirdi. Batukan,
''Sac depoları korozyona uğrayıp mikrop yuvası haline geldiğinden, bunların
değiştirilmesi ve yerine daha sağlıklı kaplamalarla depoların kurulması
gerekiyor'' diye konuştu.
Kayseri'nin su açısından şanslı bir şehir
olduğunu belirten Batukan, ''Çünkü Kayseri düz alana sahip. Böylece su
şebekelerinin dağıtımı pompalarla yapılmıyor, daha çok kendi halinde dağılım söz
konusu. Bu sistem de şebekedeki arızaları asgariye indirip vatandaşa kaliteli ve
sağlıklı içme suyu vermemizi sağlıyor'' dedi.
|