Thomas Bartelt,
Volkswagen şirketler grubunda çalışıyor ve küresel bazda
finansal risk sevk ve idare bölümünü yönetiyor. İlk anda kulağa epey kuru gelen
bu görev, aslında Volkswagen için hayatî önem taşıyor. Bartelt, otomobil
üreticisinin elinin altında her an uygun fiyata bakır, alüminyum, platin,
paladyum ve rodyum olmasından sorumlu. Bartelt, "Bizim için planlama konusunda
güvence önemli. Vadeli işlem piyasaları sayesinde, parasını beş yıla varan
vadeyle ödeyeceğimiz bir ton alüminyumun fiyatını bugünden sabitleyebiliyoruz.
Bunu da malî anlaşmalar aracılığıyla yapıyoruz. Bu uygulama alüminyum ve bakır
için geçerli, değerli madenleri ise somut olarak satın alıp tedarikçilerimizin
kullanımına sunuyoruz” diyor.
Spekülatif işlemlerin hacminde patlama
Bartelt, bankalar ve hammadde tüccarlarıyla çalışıyor, işlemler borsada ve
borsa dışında yapılıyor. Sermaye yatırımcıları da aynı şekilde iş yapıyor, ancak
onların hedefi üretim değil, kâr. Deutsche Welle
Türkçe'nin haberine göre, 1990’lı yılların sonunda hammadde
ticaretinin yaklaşık yüzde 20’si spekülatif finans işlemleri olarak
gerçekleşirken, günümüzde bu oran yüzde 80’i buluyor.
Almanya’daki Federal Finansal Hizmetler Denetleme
Dairesi'nde bankalardan sorumlu olan Raimund Röseler,
bu gelişmenin endişe verici olduğunu söylüyor. Hammaddenin bir finans ürünü
olarak geçtiği piyasanın hacminin son yıllarda çok ciddi bir biçimde büyüdüğünü
kaydeden Röseler, "2003 yılında 26 milyar dolar söz konusuyken, son verilere
göre bu miktar 400 milyar doları geçiyor. Bu gelişmenin tek sorumlusu bankalar
değil. Onlar da özel ve kurumsal yatırımcıların artan taleplerine göre hareket
ediyor. Endeks fonları ve hammaddeler için çıkarılan sertifikalara yoğun ilgi
var. Ayrıca hammadde alanında vadeli işlem piyasalarında da patlama yaşanıyor.
Şu anda tahsil edilmemiş hammadde türevlerinin hacmi 3 trilyon 200 milyar doları
buluyor” şeklinde bilgi veriyor.
Bahisler açlık ve yoksulluğa yol açabiliyor
Vadeli işlem piyasalarında ne zaman ne kadar bakır, alüminyum, buğday ya da
petrolün hangi fiyata satılacağına dair bahisler oynanıyor. Bunun piyasada
hâlihazırda bulunan hammadde miktarıyla alakası olmamasına rağmen, fiyatlar
üzerinde yoğun bir etkisi var. Eğer işlem gören ziraî ürünler ise, bu bahislerin
sonucunda açlık ve yoksulluk söz konusu olabiliyor. Eğer bakır ya da nadir
elementler üzerinde bahse giriliyorsa, üretimde darboğaz yaşanabiliyor.
Alman Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble de, bu nedenle
hammadde ticaretinin bu şekliyle tüm ekonomiye etkisini sorguluyor. Bakan, bu
yöndeki gelişme sürdüğü takdirde, yeni bir finans krizinin kaçınılmaz olduğu
kanısında. Schäuble dünyanın önde gelen 20 ekonomisinden oluşan G20 (Yirmiler
Grubu) içinde de, hammadde piyasalarının tanzim edilmesi yönünde kararlılığın
hâkim olduğunu kaydediyor. Piyasaların suiistimal edilmesine karşı önlemlerin ve
vadeli işlem piyasalarının daha şeffaf olması için bazı adımların söz konusu
olduğunu belirten Schäuble, "Tüm aktörlerin piyasadaki güncel pozisyonları
konusunda düzenli raporlara ihtiyacımız var. Bunun için G20 ülkelerinin ulusal
denetleme kurumlarının, söz konusu yetkilerle donatılması gerek. Denetleme
kurumlarının, belli tüccarların vadeli işlem piyasasındaki faaliyetlerini
kısıtlama yetkisine de sahip olması lazım.” diyor.
Ekonomi dünyası endişeli
Schäuble özellikle, bilgisayar programları sayesinde piyasa verilerini
değerlendirerek saliseler içinde kıymetli evrak alım satımı yapan tüccarların
denetlenmesinden yana. Borsa dışı alım satımların sicilinin tutulması ile kimin
ne ile ne kadar ticaret yaptığının saptanması öngörülüyor.
Ancak ekonomi dünyasında, siyasetin tanzim merakının pahalıya patlamasından
endişe ediliyor. Volkswagen şirketler grubundan Thomas Bartelt, özellikle borsa
dışı ticaretin yasaklanmasından çekiniyor. Bartelt, "Tüm ticareti borsa
üzerinden yaptığımız takdirde, nakit parayla çalışmamız gerekecek. Bu da zor,
zira böylelikle yeni tesislere ya da teknolojilere yatırım için gereken nakit
kaynaklarımız daralacak. Borsaların olası taleplerine cevap verebilmek için
likiditeyi korumak zorundayız.” şeklinde konuşuyor. Bartelt, hammadde
piyasalarının daha farklı ele alınmasından yana. Ziraî ürünlerin metal
hammaddelerden daha hassas bir konu olduğunu ve burada sıkı kuralların
konulmasını anlayışla karşılayacağını belirten Bartelt, diğer alanlarda
öngörülen düzenlemeciliğin reel ekonomide ne gibi sonuçlara yol açacağının iyi
düşünülmesi gerektiğini kaydediyor.
|