İzmir’i Daha Büyük Bir Deprem Vurabilir
Acil Yıkılacak 124 Bina Tespit Edildi
Doç. Dr. Irmak Uyardı: “Ana...
İzmir'de Yıkılan Binalarla...
TMMOB İlk Gözlem Raporu Kamuoyu...
Bayraklı'nın Zemini için 12...
Sektörden İzmir Depremi ile...
İzmir’de Ağır, Acil ve Yıkık...
Belediye Binası, Hasar Tespit...
Hasarlı Binaların Yıkım Süreci Başladı
Yıkılan 3 Binanın 'Çürük'...
İzmir’de 811 Bin Kaçak Yapı...
İzmir'de Şiddetli Deprem
“Güvenli Kentler, Vatandaşlık Hakkıdır!”
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen İzmir depremi ile ilgili kent planlamasının önemine dikkat çeken bir açıklama yaptı.
"Hepimize geçmiş olsun… 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen deprem, hepimizi derinden etkiledi. Hayatını yitirenlerin acısı yüreğimize kazındı, yaralananların bir an önce sağlıklarına kavuşması ortak beklentimiz oldu. Aynı endişelerle ve benzer kaygılarla yoğrulduk hepimiz. Ve şimdi, güvenli konutlarda, sağlıkla ve gönül rahatlığı ile yaşama ihtiyacı duyuyoruz. Bu ihtiyacın karşılanması için, kente, kentlilere ve doğaya karşı sorumluluğu olan biz şehir plancıları, göreve hazırız ve kamusal sorumlulukları yeniden hatırlatmak istiyoruz: - İzmir depremi, kent planlamasının önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. - İzmir depremi, özellikle kent merkezlerinde, belirli nüfus ve yapı yoğunluk değerlerinin aşılmaması gerektiğini bizlere göstermiştir. Kat üstüne kat konan, sıkış tepiş daireler ile içerisindeki nüfusu arttırılan binalar, yan yana sıralanmakta, yeterli açık alanlardan mahrum bırakılan bu alanlar, hem afet anında hem de afet sonrasında önemli sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Acil müdahale ekiplerinin giremeyeceği alanların ortaya çıkması, trafiğin sıkışması, toplanma alanlarının yetersiz kalması gibi başlıklar bir rastlantı değildir. Bu nedenle, özellikle kent merkezinde kentsel yenileme ve revizyon adı altında, yoğunluk artışına neden olan plan değişiklikleri yapılmasına son verilmeli, riskli alanlarda, hızla bir yoğunluk düzenlemesi yapılmalıdır. - İzmir depremi, İzmir’in ulaşım altyapısının yeniden ele alınması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. İzmir’in ulaşım altyapısının, kentteki konut ve iş alanlarının bölgelenmesi, farklı bölgeler arasındaki hareket ilişkilerinin incelenmesi, özellikle kent merkezindeki yoğunluklarının azaltılması gibi başlıklar ile birlikte ele alınmalıdır. Ayrıca, İzmir’deki ulaşım aksları incelendiğinde, gerek çevre iller ile bağlantıda, gerekse İzmir’in farklı yakalarındaki ilçeler arasında, mutlaka bir viyadük, köprü, alt geçit bağlantısının olduğu görülmektedir. Zemin üstü yollara göre, büyük depremlerden etkilenme olasılığı daha yüksek olan köprü, viyadük ve alt geçitlerin, kent içi trafiği mutlak olarak kesintiye uğratabileceği gerçeği göz önünde bulundurulmalı, acil önlemler alınmalıdır. Kent merkezlerinde yapılması düşünülen alt geçit projeleri, kesin olarak durdurulmalıdır. - İzmir depremi, deprem sonrası toplanma alanlarının yetersizliğini ortaya çıkarmıştır. Vakit kaybetmeksizin, açık kamusal alanların kullanım kararlarının değiştirilmesinin önüne geçilmeli, yeni açık kamusal alanların yaratılmasına öncelik verilmelidir. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi'nin, yıllardır, deprem sonrası toplanma alanı olan Üçkuyular pazar yerinin İstinye Park’a dönüştürülmesine karşı çıkmasının nedenlerinden biri de budur. - İzmir depremi, sağlıklı ve güvenli konut hakkını yeniden gündeme getirmiştir. Günümüz teknolojisinde, depreme dayanıklı binalar tasarlamak ve inşa etmek fazlası ile mümkündür. Ve, sağlıklı, depreme dayanılır konutlarda oturmak, her vatandaşın en temel hakkıdır. Bu hak, istisnasız olarak, kamu tarafından karşılanmalı, her bir binada kamu, vatandaşa karşı sorumlu olmalıdır. Aksi halde, fatura birkaç uyanık müteahhite çıkarılacak, sorunun arkasındaki temel neden, unutturulmaya çalışılacaktır. - İzmir depremi, “imar barışı”nın ortaya çıkaracağı tehditler için uyarı niteliği taşımaktadır. Yeni afetler karşısında yeniden çaresiz kalmamamız için, 2020 Ekim’inde gerçekleşen İzmir depreminin bizlere ilk hatırlattıkları bunlardır. Saygılarımızla". |