BR> İstanbul Şehir Plancıları Odası:
Bütün kurallar alt üst edildi
İstanbul Şehir Plancıları
Odası’nın ‘Galataport projesi’ne itirazları ise maddeler şeklinde
şöyle:
1- Burası "Tarihi Galata Limanı" ve
Beyoğlu Kentsel Sit Alanının ayrılmaz bir parçası. Bunun gerektirdiği korumacı
bir planlama ve proje yaklaşımı benimsenmedi. Bu tarihsel ve kentsel özellikler
yok gibi davranıldı, yoğun bir yapılaşma ve inşaat
önerildi.
2- Burası aynı zamanda kıyı alanı. Kıyıların
toplumun eşit kullanımına açık olması, kamu yararına kullanılması ve bunu
sağlamak için de devletin hikim ve tasarrufu altında bulunması Anayasal bir
zorunluluktur. Sadece Anayasal değil, evrensel kıyı koruma ve kullanma
ilkelerinin de gereğidir. Buna uyulmadı. Buradaki kıyı alanları insanların eşit
kullanımına kapatılmak istendi.
3- İstanbul kentinin
genel durumu ve bu bölgenin koşullarına da hiç uyulmadı. Yani buraya aynı anda
binlerce yolcu taşıyan büyük geminin yanaşması halinde, bu yolcuların kentin
çarşısına pazarına nasıl gidip geleceği sorusuna da herhangi bir yanıt aranmadı.
Ulaşım altyapısı zaten işlemeyen bir alanda yeni bir yoğunluk öngörüldü. Bunlar
herhangi bir hesaba kitaba da dayandırılmadı.
4-
İstanbul’un kültür turizmine yönelik hedefleri açısından da doğru bir yaklaşım
benimsenmedi. Buraya gelecek binlerce turistin kentteki etkinliklerle doğru bir
biçimde ilişki kurması amaçlanmadı. Bunun yerine, gemilerle gelen turistlerin
çevresinden izole edilmiş liman alanı içindeki alışveriş merkezleri, oteller ve
diğer alanları kullanmaları düşünüldü. Oysa bu İstanbul’un turizm potansiyelinin
doğru bir kullanımı da değil.
5- Tanımı gereği bir
turizm projesi olması beklenen "Galataport", aslında bir alışveriş merkezi ve
otel projesi oldu. Yani gemilerden inecek turistlerin çok ötesinde sayıdaki
insanlar tarafından kullanılabilecek alışveriş merkezleri ve oteller...
"Kruvaziyer liman" lafı sadece bir maske olarak kullanıldı. Normal koşullarda
kıyıda inşa edilmesi mümkün olmayan otel ve alışveriş merkezlerinin maskesi
olarak...
6- Burada 1980’li yıllardan bugüne varolan
uluslararası yolcu limanının geliştirilmesi yerine, buranın bir rant alanı
haline getirilmesi düşünüldü. Bunda, tek yetkili kurum olarak Özelleştirme
İdaresi’nin belirlenmiş olması da etken oldu. İstanbul kenti, kıyı ve turizm
konularıyla ilgili olan İstanbul’daki belediyeler, Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı burada tamamen devre dışı
kaldı.
|