Kentsel Dönüşüme Yeni Bir...
Kentsel Dönüşümde Yeni Yasa Hazırlığı!
Fikirtepe’de Kentsel Dönüşüm...
Kentsel Dönüşüm Sürecinde...
Kentsel Dönüşümde Büyük Tehlike: Asbest!
"Kentsel Dönüşümle İlgili...
İstanbul Kentsel Dönüşümle...
'Bakanlık Desteği Kentsel...
İşte Kentsel Dönüşüm Projeleri...
Kentsel Dönüşümde Destek Artacak!
İMSAD: Kentsel Dönüşüm Rantsal...
Erdoğan’dan Kentsel Dönüşüm Çağrısı
"Dönüşüm Projelerinde Tek Tip Mekan Üretiminden Kaçınılmalı"
Antalya Şehir Plancıları Odası (ŞPO) hazırladıkları ’Kentsel Dönüşüm Uygulamaları ve Çözüm Önerileri’ isimli raporda, kentsel dönüşüm projelerinde tek tip mekan üretilmesinden kaçınılması gerektiği belirtildi.
DHA'nın haberine göre, Antalya ŞPO, ’Kentsel Dönüşüm Uygulamaları ve Çözüm Önerileri’ başlıklı bir rapor hazırladı. Raporun içeriği hakkında bilgi veren ŞPO Şube Başkanı Ebru Manavoğlu, sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre oluşturulabilmesi için, planlama ilkeleri ve kurallarının kentsel dönüşüm uygulamaları açısından vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Geliştirilen projelerde ekonomik, toplumsal, fiziksel, doğal ve çevresel koşulların birlikte ele alınması gerektiğini belirten Manavoğlu, projeler sadece fiziksel dönüşüm olarak algılanmamalı, sosyal yapı da analiz edilmelidir. Proje alanlarına yönelik planlama kararları kent bütününe yönelik kararlardan koparılmamalı, ayrıştırılmamalı, üst ölçekli plan kararlarına aykırı uygulamalardan kaçınılmalı. Projeler başta ulaşım kararları olmak üzere, olası çevresel etkileri analiz edilerek, kent planı ile bütünleşik olarak ele alınmalıdır" dedi.
Her alan dönüşüm alanı olmamalı Hazırladıkları raporu kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiklerini dile getiren Manavoğlu, kentsel dönüşüm gerçekleştirilecek tarihsel birikimi ve kültürel zenginliği korumak gerektiğini kaydetti. Risk taşıyan alanlar ile riskli yapıların yoğunlaştığı alanlar dışında, rantı önceleyen projelerin geliştirilmesinin engellenmesi gerektiğini kaydeden Manavoğlu, şöyle devam etti: "Kentsel dönüşüm alanları belirlenirken hem zemin yapısı itibariyle depreme riskli alanların belirlenmesi hem de yapı ömrü ve güvensizliği açısından riskli yapıların bilimsel ve teknik çalışmalar sonucunda belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Ekonomik, ekolojik, sosyal ve tarihi değerler çok iyi tanımlanmalı, her alan dönüşüm alanı olarak ileri sürülmemelidir. Dönüşüm projesine konu olan alanların yeniden yapılanmasında, konut alanlarının sağlıklı bir yaşam alanı niteliğine kavuşması için, sosyal ve teknik altyapı tesisleri ile çalışma alanlarına yönelik kararlar birlikte ele alınmalıdır." Tek tip mekan olmamalı Ebru Manavoğlu, projelerde yaşam düzeyinin yükseltilmesinin amaçlanması gerektiğini belirterek, kentsel dönüşüm projelerinde ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmaması gerektiğini kaydetti. Ebru Manavoğlu, "Projelerde kent kimliğini yaşatacak, iklimsel koşulları gözeten sürdürülebilir projelere önem verilmelidir. Kentsel yeşil alan sistemleri yaratılmalı, kuzey-güney koridorları geliştirilmeli, sürekliliği sağlanmalıdır. Tek tip mekan üretiminden kaçınılmalıdır. Belediyelerin bünyelerinde estetik komisyonları kurulmalı, etkin ve verimli çalışmalıdır. Deprem ve sel olmak üzere riskten sakınarak planlanması ve yapılaşması, riskli yapı ve alanların kapsamlı, bilimsel bir çalışma sonucu belirlenmesi gerekiyor" diye konuştu. Rapordan öneriler Projelerin uygulanması sırasında yaşayanlar açısından sosyal bir yıkıma neden olmaması gerektiğini kaydeden Manavoğlu, raporda şu ifadelere yer verdiklerini kaydetti: "Proje alanında yaşayanların ödeme gücü oranında düzenlenmeli, uygulamaların tüm kesimler açısından dışlama ve tasfiyeye neden olması önlenmeli, olası geri ödemeler iskan sonrası başlatılmalıdır. Proje alanında yaşayan ve projeden etkilenenlere mevcut konutundan daha küçük, daha niteliksiz, daha düşük sınıfta konut verilmemeli, diğer yandan bu amaçla yapılacak düzenlemeler haksız borçlandırma gerekçesi yapılmamalıdır. Dönüşüm projelerinden etkilenen tüm kesimlere ayrımsız biçimde, projenin başlangıcından sonuçlanmasına dek güvenli ve sağlıklı yaşam olanaklarına sahip geçici iskan olanakları yaratılmalı ya da günün koşullarına uygun kira yardımı yapılmalıdır. Ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar ve tarım alanları gibi doğal varlıklar yapılaşma dışı tutulmalı ve mutlak biçimde korunmalıdır. Zemin yapısı nedeniyle risk taşımayan, yalnızca yapı güvensizliği ve kentsel mekanın niteliksizliği nedeniyle dönüşüm projesine konu olan yerlerde, proje alanında yaşayanların uygulama sonrası yine aynı bölgede yaşaması mutlaka sağlanmalıdır." |