Taksim'in 'Can Damarı'na 11...
Taksim Meydanı için Yargı Süreci Başladı
Taksim için Bir Öneri de Hakan Kıran'dan
Sırada Roma Bahçesi mi Var?
Mimarlar ve Şehir Plancıları...
Devlet Kurumlarını İşlerini Yapmaya Davet Etmek için Buradayız
Taksim Platformu gönüllülerinden Prof. Dr. Betül Tanbay ile platformun ortaya çıkış sürecini ve Taksim yayalaştırma projesine itiraz başlıklarını konuştuk.
Platform nelere itiraz ediyor?
Bir ülkenin en önemli meydanının baştan aşağı değişmesi söz konusu. Meydanı sekiz parçaya bölüp, bir ucundan tünelleri satmak, bir ucundan su makseninin arkasını inşaata dönüştürmek, bir ucundan da Gezi Parkı'nı başka bir inşaata açmak gibi parçalayarak mahvetmeye yönelik bir proje. Yöneticilerin, iktidarda olmalarının gücünü kullanarak hızlandırdıkları, hukuki adımları atmadıkları bir süreç yaşanıyor. Bu sürece dur diyoruz; ama daha iyi, tartışmaya açık yeni bir proje ve dolayısıyla daha iyi bir Taksim olabilir diyoruz. İlk defa bir meydan düzenlemesi yapılmıyor; bunun dünya genelinde bilinen süreçleri var. Bunlar yaşatılsaydı, Platforma ihtiyaç bile olmayabilirdi. 'Kakalanan' demek zorundayım, çünkü bir proje bu şekilde verilmez. Koruma Kurulu'na bile doğru düzgün bir projeyle gidilmiyor, bir takım taslaklara onaylar çıkıyor. Bir kere kazılacak olan 7 tünelle Taksim'in ırzına geçiliyor. Trafiği yer altına almak adı altında, artık İstanbul'un en eski caddelerinden sayılabilecek Gümüşsuyu Caddesi, Sıraselviler, Tarlabaşı gibi caddeler yok ediliyor. Biliyorsunuz Gümüşsuyu, ortasındaki ağaçlarla İstanbul'da bulvar olarak nitelendirebileceğimiz nadir caddelerden; orada aslında 'anıt' olarak kaydedilmesi gereken en az 40 çınarı kaybedeceğiz. Projeyle, araçların belli bir oranda akışı sağlanıyor gibi görünse de, aslında o da gerçekçi değil; çünkü planda görünen yeraltında tam bir keşmekeş. Ayrıca yayaların yürüyerek Taksim'e gelmeleri imkansızlaşıyor; ve projenin adına da 'yayalaştırma projesi' deniliyor. Gezi Parkı'na gelince... Bugün o bina olsaydı, ben de mutlaka yıkılmasın derdim. Yıkılması bir karakuşi kararla olmuş bir binanın, yine aynı karakuşilikle, üstelik berbat bir kopyası yapılacak. Bunu iddia ediyorum; çünkü, o devirde yapılmış hiçbir binanın restütisyonu doğru yapılmamıştır. Ayrıca bir ihtiyaçtan, manevi bir arayıştan doğmuş bir restütisyon değil; inşaat yapmak için bulunmuş bir bahane. Oysa orada İstanbul'un farklı yerlerinden gelen insanların kullandığı bir park var. Geçen Pazar Gezi Parkı’nda buluştuğumuzda Avcılar'dan gelen yaşlı bir bey vardı, "Ben buraya gelip şu bankta oturuyorum, ne istiyorlar benden" dedi. |