Deprem Davalarında Adalet Tartışması

Depremde yakınlarını kaybeden ailelerin hukuk mücadelesi sürerken, her gün mahkemelerden çıkan yeni kararlar ve bilirkişi raporları tepkileri daha da büyütüyor. Furkan Apartmanı davasında sanıkların tahliye edilmesinin ardından Ezgi Apartmanı davasında haklarında 876 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlenen firari sanıklar hakkında hazırlanan yeni bilirkişi raporu, ailelerin isyanını büyüttü: “Mahkemelerden çıkan kararlar ya da hazırlanan bilirkişi raporları skandal nitelikte. Bu adaletsizliğe artık 'dur' demeliyiz. Adaleti parayla satın alma ile karşı karşıya olduğumuz bir sistem var.”

BirGün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine göre; Ezgi Apartmanı'nda oğlunu, gelinini ve 6 aylık torununu kaybeden anne Nurgül Göksu, yıkılan binada sanıkların avukatlığını yapan Ersan Şen’in talebiyle Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hazırladığı yeni bir bilirkişi raporunu skandal olarak nitelendirdi. Göksu, “Bu rapor sadece Ezgi Apartmanı'nı kapsamayacak. Bundan sonra herkes istediği gibi kolonu, kirişi kesebilecek. Bu raporlar birilerine güç verecek, asla kabul emiyorum.” dedi.

85 kişinin hayatını kaybettiği Hatay’ın Antakya ilçesindeki Fuat Koku Sitesi’nde 4 aile bireyini kaybeden Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya da deprem davalarında siyasi iktidara yakın olan sanıkların korunduğunu ve hazırlanan bilirkişi raporlarının taraflı olduğunu belirterek tepki gösterdi.

Kaya, “Siyasi iktidara yakın sanıklar güçlü. Onları haklı çıkaracak savunmalar yapılıyor. Deprem davalarında ilk bilirkişi raporlarının Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne gitmesinin temel sebebi de buydu. Sonraki Gazi ve Konya Teknik Üniversitesi'nden de raporlar alındı. ODTÜ, İTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi gibi uluslararası kabul gören üniversiteler varken ve bunlar daha çok bağımsız üniversitelerken neden bunlara gidilmedi?” diye sordu.

Skandal raporlar var
Depremde Ebrar sitesinde ailesini kaybeden ve Adalet Peşinde Aileleri Platformu İstanbul Temsilcisi olan Fatma Irmak da şunları söyledi: “Dava süreçlerinde çok oyalanıyoruz. Bazı binalarda bilirkişi raporları ikinci ya da üçüncüye geçtiği halde bazı yerlerde hiç bilirkişi raporu bile gelmedi. 1400 kişi ölmüş ama dosyalarda tek sorumlu yok. Onikişubat’ta yıkılan pek çok apartmanı yapan bu kişiler şu an 4-5 dosyadan sorumlu tutuluyorlar. En az 25-30 apartmanları yıkıldı bu şahısların. Hiç mi kusurları, hataları yok? Savcının tek tutukluluğunu istediği kişi mahkeme salonundan kaçtı, avukatlar yakalayıp salona getirdiler. Bunun bile farkında değiller. Nasıl olsa biz onu tutuklamayacağız göstermelik tutukluluğunu isteyelim düşüncesi hakim. Deprem davalarında ne yazık ki dikkate alınmıyoruz. Sanıklar güçlüyse, iktidara yakın kişilerse korunup kollanıyorlar. İstanbul Çevre Şehircilik İl Müdürü Hacı Mehmet Güner bizim binalara ruhsat veren kişi soruşturmaya dahi dahil edilmedi. Skandal bilirkişi raporları veriliyor. Adaletin yanlı, taraflı olduğunu düşünüyorum. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.