strong>Bir aslan kral olmak suretiyle tabii…
Aslan Kral’ı sen de seveceksin. “Ben bu ormanı adil yöneteceğim” diyecek. Akrebe “Sen niye akrepsin?” demeyecek. Eski krallar “Ben aslanım sen akrebi ezerim” diyordu.
O biraz zor gibi geliyor bana. Başbakan’ın balkon konuşmasından sonra olanlara bakınca mesela…
Pratik uygulamasının yanlış olması teoriyi ortadan kaldırır mı? İnsanlık altın fikre doğru giden bir yolda. Eskiden şairler, filozoflar arasında altın fikre doğru yönlendirenler vardı, kesenler vardı. Şu an eskiye göre fark, altın fikir gerçek olacak diyorum ben. Ve gerçekleştirecek olan şey iletişim.
Katıldığınız toplantılarda da böyle “mistik” mi oluyor sunumlarınız?
Yok herkesle konuşulmaz bunlar. İnsan insanın anasıdır. Ben sizin yazılardan, kafanızdan alıntılar alıyorum. Aslında güzel olurdu anlatsanız…
Yapılacak ama bu ilk sesleri. Ben adımları anlatıyorum. Birdenbire olmuyor ki bunlar. Hiçbir şey bulmuyorsan git bir boşluğa çığlık at. Hiçbir çığlık âlemde yankısız kalmayacak. Yaşam dediğin anda kayıtlı. İstediğin gibi ileri, istediğin gibi geri sayabilirsin. Şimdi uzayda 558 ışık yılı git. Kuzeye git, döndür teleskopu, ne görüyoruz, 1453 İstanbul’un fethi. Fatih Sultan Mehmet ayakta. Fatih öldü mü şimdi?
1453’te herkes aynı fetih “güzelliğini” görmez. Kimileri için de savaştır, yerinden yurdundan olmaktır… En kötü halin bile daha olumlu olduğunu düşünüyorum. Örneğin, ben buradayım, aslan orada yatıyor. Aslan hareketlenmeye başladı, daha kötü durumdayım gibi ama daha iyi durumdayım. Çünkü orada hareket var, dinamizm var. Dinamizm döndürülebilecek, yönlendirilebilecek bir olgudur. Ben elimdeki mızrağı aslana yatarken atsam saplanmayabilir. Bana doğru atlarken isabet ettirme ihtimalim daha kuvvetli. Yani diyorum ki daha zor hal bile baktığın yere göre çok daha iyidir.
Aslanın iyiliği ne olacak?
Ya siz inanılmaz birisiniz yani. Tarih yazar ya… Şimdi bak. Seninle evlendik. Küçük Armutlu’da gecekondumuz var. Ben iyi kocayım. Sen de kötü pesimist hanımsın. “Hanım” diyorum, “pencereyi açsak, ne güzel boğaz var, yeşiller. Ne güzel hava ışıltılı…” Sen de mutfakta arka tarafa bakıyorsun. Arkada çöpler, pis yollar, çingeneler, ne ararsan var…
Çingeneleri çöplerle bir tuttunuz. Sulukule’nin kentsel dönüşüm adına ‘temizlenmesi’ gibi. Çingeneler ne kadar uzak, o kadar iyi…
Değil tabii. Ormandaki bütün yapraklar aynı olsaydı nerede kalırdı ormanın güzelliği. Sulukule’nin boşaltılmasına sonuna kadar karşıyım. İstanbul’un güzelliği, zenginliği, kendi içindeki çeşitliliğiyle vardır.
Bunları da anlatsanız insanlara...
Kitabın sonunu söylersek başından kitabı okur musun? İyi bir kılavuzsan yolu sırtında yüklerle insanlarla beraber geçiyorsan “Yol çok zor” dersen başından vazgeçer. Adama varacağı yeri anlatacaksın ama o yolu insanlarla beraber aşacaksın.
|