Çin Xi'an Jiaotong Liverpool Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Göncü, son dönemde Çin odaklı gelişmeler ve bunun küresel piyasalara yansımalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Göncü, Çin hisse senedi piyasalarındaki balonun patlaması ve üst üste endeksin hızla aşağı yönlü hareketinin global piyasalarda ciddi tedirginlik yarattığını söyledi. Göncü, Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) dün faiz ve zorunlu karşılık oranlarını indirerek piyasalardaki panik havasını ortadan kaldırmayı amaçladığına işaret ederek, "Ancak bu doğru bir hamle olsa da, büyüme ayağındaki problemi gidermekten uzak" diye konuştu.
Küresel talebin hızla düşmesi ve emtia üreticisi ülkelerin Çin'in ciddi ihracat pazarları arasında yer almasının, Çin'de büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edilmesini beraberinde getirdiğini aktaran Göncü, 2015 yılında büyümenin yüzde 7'nin bir miktar altında kalacağını, 2016'da ise yüzde 6,5'in üzerine çıkılmasının zorlaştığını öne sürdü.
2008-2009 finansal krizi sonrası oluşan emlak ve hisse senedi balonunun bir tekrarı
Göncü, Çin'deki hisse senedi balonunun patlamasının, 2008-2009 finansal krizi sonrası oluşan emlak ve hisse senedi balonunun bir tekrarı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bundan altı yıl önce aynı film bir kez daha izlenmişti. ABD'de başlayan subprime krizi sonrası Çin hükümeti büyümeyi ayakta tutabilmek için 600 milyar dolarlık dev bir teşvik paketini uygulamaya sokmuştu. Bu teşvik likidite bolluğu ve finansman kolaylığı yaratarak, hisse senedi ve emlak piyasasında balon oluşmasına ve aşırı kapasite problemine neden olmuştu. Daha sonra Çin hükümeti bu balonları kontrol altına almak için 4 yıl süren göreceli sıkılaştırma politikasına gitmişti."
Hisse senedi balonunun, hızla gelen halka arzlar ve likidite sıkışması sonucu patladığını belirten Göncü, "Çin hükümeti bir dizi radikal önlem alarak temmuz ayından itibaren bu çöküşü kontrolde tutmayı hedefledi. Ancak son birkaç günde görüldü ki piyasa çöküşün tamamlandığı konusunda hemfikir değil ve daha çok devlet müdahalesi beklemekte. En nihayetinde gelinen noktada piyasaların faiz indirimiyle tatmin olması mümkün değil" diye konuştu.
PBoC'nin hiçbir şey yapmamak yerine elindeki silahları sonuna kadar kullanacağını gösterdiğini belirterek, Göncü, "Geçen haftalarda önce 18,7 milyar dolarlık, daha sonra 20 milyar dolarlık kısa vadeli fonlamayla piyasalardaki likidite sıkışıklığını hafifletmeyi amaçladı. Likidite sıkışıklığının temel sebebi ise yurt dışına veya dolara yönelen iç piyasa. Yuandaki değer kaybı beklentisinin devam etmesiyle iç piyasada PBoC'nin birkaç hamle daha yapmasını zorunlu kılacak. Özelikle yuanda 2015 yılında ve sonrasında bir miktar daha değer kaybı olacağı beklentisi güçlü. Bu nedenle firmalar daha önce alışılageldiği üzere doları yuana çevirmek yerine dolar talep etmeye başladı. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yapmayı planladığı faiz artışı hamlesi de Çin piyasalarından para çıkışına sebep olmakta" diye konuştu.
"Küresel büyümede işler şu an olduğunda daha da kötüye gidecek gibi"
Fed tutanaklarından da enflasyonda yukarı yönlü güçlü bir trend değişiminin faiz artırımı için koşul olduğu sonucunun çıktığını vurgulayan Göncü, şöyle devam etti:
"Peki bu koşul oluştu mu? Hayır, oluşmadı. ABD'de henüz enflasyonda ciddi anlamda yukarı bir trend olduğunu iddia etmek zor. Bu durum da kendi mantığına göre Fed'in faiz artırmamasını gerektirmekte. Çin etkisi de Fed'in faizleri artırma olasılığını düşürmekte. Sonuçta yuanda değer kaybının devam edeceği beklentisi, zaten dolara yönelimi ve gelişen ülkelerden para çıkışını hızlandırmakta. Bu nedenle Fed'in bir de enflasyon ciddi bir trend görmeden faiz artırımına gitmesi global sistemde hızla kriz ortamının oluşmasına sebep olabilir."
Göncü, Çin'de büyümenin yavaşlamasının, global ekonomi üzerinde ciddi bir şekilde hissedildiğine işaret ederek, "Maalesef global büyümede işler şu an olduğunda daha da kötüye gidecek gibi görünmekte" yorumunu yaptı.
|