Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye...
10 HES Özelleştiriliyor
EBRD'den Türkiye'nin En Büyük...
Enerji Depolama Gelecek Vaat Ediyor
Enerji Tasarrufuna Kadınlar Daha Duyarlı
"Teknoloji Müşterileri daha...
Hazar Denizi'ne 3 Milyar Dolarlık...
Enerji Bakanından "Akkuyu...
Konforlu, Enerji Verimli ve...
Çöpten Enerji Üretimi Hızla...
‘10 Milyar Dolarlık Enerji İsraf Oluyor’
2014’te Kurulan Güneş Enerjisi...
Yapı Kredi Leasing'ten Güneş...
Kuzu Grup Atık Çamurları Enerjiye...
EMO: Enerji Krizi Yok, Yönetim Krizi Var
Enerji Faturaları TuREEFF ile Düşecek
Güneş Enerjisi Yarışmaları...
Enerji Kooperatifleri Geliyor
Otoparklarda Güneş Enerjisi...
Enerji Borsası Resmen Kuruldu
"Bu İşin Çaresi Temiz Enerjide"
Yaşar Üniversitesi Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi Program Sorumlusu Selen Çekinir, Türkiye'nin yılda tüketilen elektriğin en az iki mislini rüzgardan elde etme potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Hürriyet'in haberine göre, Türkiye'nin cari açığının yüzde 71'inin enerji ithalatından kaynaklandığını vurgulayan Yaşar Üniversitesi Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi Program Sorumlusu Selen Çekinir, yenilenebilir enerji potansiyeli ve yenilenebilir enerji üretim tesislerinin işletme maliyetleri hakkında bilgiler verdi. Türkiye'nin, 2012 sonu rakamlarına göre cari açığının yüzde 71'inin enerji ithalatından kaynaklandığını belirten Çekinir, "Türkiye'de mevcut hidrolik enerji potansiyelinin yaklaşık yüzde 40'ı, rüzgar enerjisi potansiyelinin yaklaşık yüzde 3'ü, jeotermal enerji potansiyelinin de yaklaşık yüzde 3'ü kullanılmakta. Asıl enerji potansiyeline sahip olduğumuz güneş enerjisinde ise yeni yeni yatırımlar yapılmaya başlanmakta. Bu nedenlerle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise 2023 yılına kadar elektrik arzındaki alternatif enerji payını yüzde 30'un üzerine çıkararak cari açığı kapatmayı hedefliyor. Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyeli, mevcut yenilenebilir enerji kurulu gücü değerleri ve mevcut kömür ile çalışan termik santrallerinin düşük enerji verimleri göz önüne alındığında, orta ve uzun vadede enerji yatırımları içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarına ayrılan payın ve yenilenebilir enerji üzerine yapılacak Ar-Ge çalışmaları için verilecek teşviklerin artırılması gerektiği görülmektedir" dedi.
2020'ye daha temiz girmek mümkün Türkiye'de taşkömürü ve linyitin elektrik üretiminde yoğun olarak kullanılmasından dolayı hava kirliliğinde yaşanan büyük artışa da dikkat çeken Çekinir, "Türkiye'deki sera gazı emisyonlarının en önemli kaynağı enerji sektörüdür. Toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte biri elektrik üretimi kaynaklı. Taşkömürü ve linyitin elektrik üretiminde yoğun olarak kullanılması nedeniyle ülkemizde karbondioksit emisyonlarında büyük artış görülmekte. Bu nedenle de yenilenebilir enerjini kullanımı önem taşımakta. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı'nca hazırlanan bir raporda elektrik üretiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının hesaplandığı bir çalışma esas alınarak, 2020 yılında fosil kaynak tüketiminin azaltılarak, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının yaygınlaştırılmasıyla karbondioksit emisyonlarının 240 milyon tondan yaklaşık 180 milyon tona düşebileceği hesaplandı" diye konuştu. Rüzgarla 2 katı üretilebilir Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) kaynaklarına göre Türkiye, yılda tüketilen elektriğin en az iki mislini rüzgardan elde etme potansiyeline sahip bir ülke. Ancak bu potansiyelin ancak yüzde 3'ü değerlendirilmekte. 500 kilowatt'lık bir rüzgar pervanesinin tüm kuruluş masrafları dahil fiyatı 600 bin dolarken; nükleer bir santralin kurulması için gerekli olan masraflar ise ortalama 2.2 milyar dolar civarında. Güneşin büyük gücü Güneş enerjisi modüllerinin küçük ölçekli üretimlerde kurulum maliyeti 6 bin - 7 bin 500 Euro, daha büyük megawatt üretimlerde ise 3 bin Euro dolaylarındadır. Ancak bu sistemden kesintisiz 20 yıl enerji elde edileceği göz önüne alınırsa maliyetlerin büyük olmadığı görülmekte. Ayrıca güneş enerjisi santralleri, günde 1 kilowatt saat'lik enerji üreten bir santralin tam 5 katı büyüklüğündü enerji üretme potansiyeline sahip. Türkiye'de en fazla yatırım HES'e Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre 2105 yılı enerji yatırımları oranları ve megawatt başına kurulu güç şöyle gerçekleşecek: HES (Hidroelektrik Santrali): Yüzde 57.47 oranında enerji yatırımı ve 254 bin 96 megawatt'lık kurulu gücü TERMİK: Yüzde 24,49 oranında enerji yatırımı ve 112 bin 681 megawatt'lık kurulu gücü RES (Rüzgar Enerji Santrali): Yüzde 15.55 oranında enerji yatırımı ve 68 bin 742 megawatt'lık kurulu gücü ÇÖP, BİYOKÜTLE, ATIK ISI, JEOTERMAL: Yüzde 1.5 oranında enerji yatırımı ve 6 bin 619 megawatt'lık kurulu gücü Ege'de 2015 yılı eneji yatırımları 2015 yatırımlarına göre Denizli'de Hidroelektrik Santrali 30 bin megawatt, İzmir'de 12 bin 300 megawatt ve Manisa'da da 6 bin megawatt Rüzgar Enerjisi Santrali'nin kurulu güç kapasitesi artırılacak. İzmir eneji lideri İzmir, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve geliştirilmesi açısından büyük potansiyele sahip. İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) hazırladığı 2014-2023 İzmir Bölge Planı'na göre, kentin rüzgar enerjisi açısından bin 854 megawattlık kapasitesi bulunuyor. Bu potansiyelin ancak yüzde 2.6'sı kullanılabilirken potansiyelin değerlendirilmesiyle, Ege Bölgesi'nin toplam enerji tüketiminden daha fazla enerji üretmek mümkün. İzmir, sadece rüzgar enerjisinde değil, güneş enerjisinden yararlanma açısından da en avantajlı iller arasında yer alıyor. Türkiye'nin güneş kapasite oranı en yüksek alanı olan Antalya bölgesinde oran yüzde 20 iken, İzmir'de ise yüzde 15-18 civarında. İzmir, ayrıca jeotermal ve biyogazdan elektrik üretimi için de büyük bir potansiyele sahip. Biyogazda, yaklaşık 2 bin 500 konutun 1 aylık tüketimine eş değer olan 537 megawattlık bir potansiyele sahip. Jeotermal kaynaklar açısından da oldukça zengin olan İzmir'in tüm potansiyelinin kullanılabilmesi durumunda şu anki durumdan 5 kat fazla yani 150 bin konutun ısıtılabilmesi mümkün olacak. |