Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

"Bu Çalışma Bir Başlangıç, Devamlılık Kazanması ise Temel Hedefimiz"

Van Depremi sonrasında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde, Dr. Ali Rıza Parsa’nın yürütücülüğünde gerçekleştirilen atölye çalışması kapsamında yer alan Simgenur Soyak ve Ekin Gamze Yöney Van kırsalına odaklandıkları ve bir model önerisi oluşturdukları çalışmayı yapi.com.tr ile paylaştılar.

"Bu Çalışma Bir Başlangıç, Devamlılık Kazanması ise Temel Hedefimiz"

 

Biraz önce hazırladığınız belgesel kapsamında daha çok çocuklara odaklandığınızdan bahsettiniz. Bunun temel nedeni ne oldu?

Yöney: Tüm yaş gruplarıyla görüşüldü aslında ama bir şekilde çocuklarla iletişim kurulması çok daha kolay oldu. Çünkü onlar hep sokaktaydı ve bu anlamda çocuklara ulaşmak daha kolaydı. Elbette çocuklarla daha çok görüşmemizin duygusal bir boyutu da var, bizim için daha değerliler… Gelecek onların elinde, onların öğrenmesi önemli.

Bununla birlikte çok doğal bir süreci anlatmaya çalıştık ve bu anlamda çocuklar ile çalışmak çok anlamlıydı. Çünkü çocuklardan alınan cevaplar daha samimi oluyor ve aslında o cevaplar, sorunun ve çözümün ne olduğunu anlatıyor. Bizim amacımızda bu oldu; o samimiyetten yola çıkarak sorunlara çözüm bulmayı hedefledik.

Peki, teknik analizler sonucunda ne gibi bulgular elde ettiniz? Buna bağlı olarak güçlendirmeye yönelik ne gibi öneriler geliştirdiniz?

Soyak: İlk başlarda atölyenin asistanlığını yapıyordum. Analiz çalışmaları ilerledikten sonra, orta hasarlı yapıların da mevcut olduğunu gördük ve bu yapılar için neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Bu kapsamda depremde yıkılmayan evlerin güçlendirilmesine yönelik bir proje tasarladık. Kısacası güçlendirme ile orta hasarlı evleri kurtarabiliyorduk. Yapılan bu çalışma da ‘Güçlendirme Grubu’ olarak ayrı bir grup oluşturdu. Bende bu grupta yer alarak çalışmanın bu kısmını tamamladım.

Van’la ilgili yaptığımız toplantılarda, görsellerde benim dikkatimi en çok çeken konu; Van kırsalında yaşayan halkın kendi evlerini inşa ediyor olmasıydı… İnşa ettikleri kerpiç sandıkları evler yaşanan sallantılarda yıkıldığı için kerpiç evi sevmediklerini ve yapılmaması gerektiğini söylüyorlardı. Aslında kerpiç ev yapımında yanlış malzemeler kullandıkları ve uygulama anlamında yanlışlık yaptıklarının farkında değiller, bu sebeple kerpiç evi istemediklerini ve farklı yapım tekniklerine yönelmeleri gerektiğini söylüyorlardı. Sürekli yanlış olanı deneyimledikleri için ve doğru olanla hiç karşılaşmadıkları ya da öğrenmedikleri için yaptıklarının doğru olduğunu savunabiliyorlar. Biz de bu atölye çalışması kapsamında kerpiç, taş ve Alker evlerin nasıl inşa edileceğini, baştan sonuna kadar neyi, ne zaman ve nasıl kullanıp uygulayacaklarını gösteren afişler tasarladık. En sonunda da, Ali hoca denetiminde Ekin ile beraber bir model önerisi oluşturduk ve bu modelin aşamalarını anlatan bir video hazırladık. Atölyedeki diğer çalışmalarla beraber bunun da oldukça faydalı olabilecek bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Van kırsalında çocuklara “deprem nedir?” diye sorduğunuzda bir takım farklı cevaplarla karşılaştık: “Allah’ın işi”, “Sallantı”, “Kardeşimi aldı” gibi... Daha çok depremin onlarda bıraktığı izleri gösteren cevaplar aldık. Büyük bir ihtimalle ebeveynleri de tam anlamıyla ne olduğunu açıklayamıyor. Deprem bölgesinde yaşayan insanların afetlerle baş edebilme konusunda bilgilerinin olmayışı bir dezavantaj oluşturuyor. Çocuklar da büyürken ebeveynlerini örnek alıyorlar. Yaptığımız çalışmalar, oradaki bilinci tetikleyeceğinden daha bilinçli bir nesil oluşmasının temelini atıyor. Bu bağlamda deprem konusunda bir bilinçlendirme sağlanabilir ve o bölgelerde yaşayan insanlar için daha rahat, daha konforlu bir yaşam tasarımına öncülük edilebilir.

Parsa: Tabii ki, kırsal Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri… Çünkü kırsal zaman içerisinde Türkiye için çözüm gerektiren bir konu haline geldi. Göçle birlikte kentler yoğunlaşmaya başladı ve devamında kırsal unutuldu. Gün geçtikçe kırsal fakirleşiyor ve bu problem büyüyor. Bu arada oluşan herhangi bir afetin, sadece deprem değil diğer afetlerin de, etkisi kırsal yerleşmelerde çok büyük oluyor.

Biraz önce Simge söyledi; orada insanlar evlerini kendileri yapıyor. Peki, biz güçlendirmeyi neye göre yapacağız? Van kırsalının gerçekleri çerçevesinde bir güçlendirme projesinin oluşması gerektiğini düşündüm. Bu nedenle önerilecek güçlendirme yöntemi, köylünün yapabileceği bir uygulama olmalıydı. Bu gerçekten yola çıkarak çok önemli bir güçlendirme yöntemi geliştirdik. Önerilen güçlendirme yöntemi, aslında depremden sonra köylünün kullandığı basit bir yöntemden yola çıkarak geliştirildi. Güçlendirme önerisi sergimizin de en çok dikkat çeken bölümlerinden biri oldu.
 
Bu anlamda nasıl bir güçlendirme tekniği önerdiniz?

Soyak: Ahşap malzeme kullanarak yaptığımız bir güçlendirme sistemiydi. Köşe destekleriyle binanın çevresini farklı yüksekliklerde sararak yapının güçlenmesini sağlıyoruz. Açıkçası bu yöntemle hasarlı olan binalar için yeni bir temellendirme yapıyoruz. Böylece içerisindeki yaşamın devamına olanak sağlıyoruz.

Size gördüğüm bir fotoğraf karesinden bahsedeyim; orada yaşayan insanlarda güçlendirme sorununu kendi çabalarıyla şöyle çözmüşler; bir duvarın yıkılmasını engellemek için ağacın gövdesini yerden destek alarak duvara dayamışlar ve bu o duvarın yıkılmasını engelliyor.

 

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/bu-calisma-bir-baslangic-devamlilik-kazanmasi-ise-temel-hedefimiz_102609.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!