İki Taraf için de Çok Güzel...
Tasarım Süreçlerimizde Uygulayabileceğimiz...
Katıldığım En Sistematik ve...
Yenilikleri Takip Etmek Adına...
“Bu Yıldan Aldığımız Derslerle...
Birçok Yeni Ürünü Tanıma Şansımız Oldu
Yapı Medya İletişim ve İstanbul Proje Yönetim Derneği (İPYD) işbirliği ile düzenlenen ‘İPYD İkili İş Görüşmeleri katılımcılarından TE Mühendislik Teknik Ofis Proje Sorumlusu Erhan Serin, organizasyonu değerlendirdi…
20 Yıldır başta endüstriyel tesis, fabrika ve idari binalar olmak üzere, Türkiye çapında konut, eğitim ve hastane yapıları, iş ve alışveriş merkezleri, sosyal-kültürel yapılar konusunda çalışmalarını sürdüren 3 İnşaat Mühendisi tarafından kurulan TE Mühendislik ve Müşavirlik firması, orta ve büyük ölçekli projeleri tasarım ve dizayn aşamasından başlayarak anahtar teslimi olarak gerçekleştirmektedir. TE Mühendislik ve Müşavirlik firması, sahip olduğu güçlü kadrosunun sektördeki uzun yıllara dayanan deneyim ve birikimleri ile ülke genelindeki yerli ve yabancı yatırımcıların çözüm ortağı olmaktadır. Uzun yıllardır deneyimlerimiz çok amaçlı yapı üretiminde yoğunlaştığı için biz de bu alanda kurumsallığımızı geliştirmeyi sürdürüyoruz. İzmir merkezli bir firmayız ve operasyonlarımız İzmir üzerinden yönetiliyor, aynı zamanda İstanbul’da ve Macaristan’da birer şubemiz var. Şu anda Ege bölgesinin en büyük yatırımı olan Eczacıbaşı grubuna ait Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri KM5 tesisinin anahtar teslim taahhüdünü gerçekleştiriyoruz. Üretim, depolar, sosyal tesisler ve yardımcı tesisleriyle birlikte 45 bin metrekare inşaat alanına sahip tesis, yaklaşık 30 milyon dolarlık bir yatırım. Projede son aşamalara gelindi, yıl sonunda teslim edilerek üretime başlayacak. Bunun dışında ağırlıklı olarak Türkiye’de yatırım yapan yabancı yatırımcılara ve yerli yatırımcılara çözüm ortağı olmaya çalışıyoruz. İPYD İkili İş Görüşmeleri organizasyonunu genel olarak başarılı bulduk. Hızlı ilerlemesi de iyi oluyor. Süre optimum tutulmuş, biraz uzasa bir noktadan sonra benzer şeyler konuşulmaya başlanır, kısa olsa her şeye yetişemiyorsunuz. Çoğunlukla belirlediğiniz süre yeterli geldi. Hızlı bir şekilde görüşüp birçok yeni ürünü tanıma şansımız oldu. Firmalarda doğrudan ulaşım sağlayabileceğimiz kişilerle irtibat kurma şansına ulaştık. Ayrıca katılan diğer proje yönetim firmalarıyla da tanışma fırsatı bulduk. Bu yönleriyle bizim adımıza faydalı bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle İPYD Yönetimine ve organizasyonda emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür ederiz. Biz anahtar teslim işler yaptığımız için vidasından perdesine kadar aklınıza gelebilecek her şeyiyle tedarik zincirlerinin parçası oluyoruz. Az da olsa temrinde veya kalitesinde sıkıntı yaşadığımız ürünler olabiliyor ancak birçok ürünü yabancı muadillerine göre daha kaliteli ve ekonomik üretecek güce ve kapasiteye sahip olduğunu düşünüyoruz. Yapı Malzemeleri konusunda genel olarak yerli üreticileri başarılı buluyoruz. Kalite olarak dünya standartlarında rakipleriyle yarışabiliyorlar. Tabii ürün çeşitliliğinin daha çok olması gerekiyor. Bazı ürünlerde özellikle sertifikasyon anlamında yurtdışına bağlı kalıyorsunuz. Türkiye’de muadili olmayan ithal ürünler veya muadili olsa bile gerekli sertifikasyonlara sahip olmadığı için alternatif yaratamayan ürünler olabiliyor. Bizce firmalar Türkiye’de olmayan, ithalata dayalı bu ürünleri, Türkiye’de aynı kalitede üretip, gerekli uluslararası sertifikasyonları da sağlayarak bizim gibi kullanıcılara daha avantajı sunması, sektör adına çok faydalı olacaktır. Merkezi yönetimlerin de yerli üreticilerin bu sertifikasyonlara Türkiye’de ulaşmalarını sağlayıcı uluslararası işbirliklerinin zeminini yaratması gerektiğini düşünüyoruz. Bu amaçla laboratuvarlar ve test merkezleri oluşturulmalı, yerli üreticilerin bu sertifikasyonlara ekonomik olarak yerelde ulaşması sağlanmalıdır. İnşaat sektöründeki en büyük sıkıntı aslında fiyatsal belirsizlikler. Özellikle bizim yer aldığımız endüstriyel yapılar ve çok amaçlı yapı sektöründe bir inşaatın tamamlanma süreci minimum 8-12 ay sürüyor. İşin büyüklüğüne göre bir yılı geçen süreler olabiliyor. Bu süreç başında işverenle bir fiyat üzerinden anlaşıyorsunuz ve bir yıl boyunca bu fiyatı korumanız gerekiyor. Ama maalesef günümüz piyasa koşullarında inşaat girdi maliyetlerinde ister istemez dalgalanmalar oluyor. Şu an hem biz hem tedarikçilerde en büyük sıkıntıyı bu fiyatsal dengenin oturmaması yaşatıyor. Bu durumda ya risk paylarınızı yüksek tutup fiyatsal olarak yüksek kalmak, ya da riske girip zarar etmeyi göze almak gibi ikilemde kalabiliyorsunuz. O yüzden fiyatların belli bir seviyede dengelenmiş olması lazım. Genel olarak inşaat firmalarının önünü görmesine en büyük katkıyı verecek olan da budur. Endüstri yatırımlarında şu anda durgunluk yok. Çünkü bu ekonomik kriz yabancı firmalar için bir fırsat. Paralarının burada daha değerli olmasından dolayı burayı yatırımları için cazibe merkezi olarak görüyorlar. O yüzden endüstriyel olarak özellikle yabancı firmaların yatırımlar çok şu an. Yerli firmalar da yatırım yapmak için ayırdıkları paralarının değerini koruyamadığını düşünüyor ve yatırıma dönüştürmek konusunda daha hızlı hareket etme zorunluluğu hissediyor. Parayı bekletmek için doğru zaman değil çünkü. Yarın daha pahalıya yaptıracağını düşündüğü için çok ihtiyacı olmasa da yatırımlarını öne çekebiliyorlar. Turizm ve sanayi yatırımlarına inşaatı da kapsayan teşviklerin gelmesi bu süreci daha da hızlandırıyor. Bu teşvikleri kullanan çok firmayla karşılaşıyoruz. Tek belirsizlik fiyatsal konuda anlaşmak. Bu konuda bir istikrar yok. Türk Lirası üzerinden bir sözleşme yapıp da onu yürütmeniz çok zor. O yüzden mecburen ağırlıklı olarak döviz üzerinden sözleşmeler yapmak ve fiyatları ÜFE’ye endekslemek zorunda kalıyoruz. Ancak işverenlerin de konuya bu bakış açısıyla yaklaşması durumunda uzlaşma sağlanabiliyor ve inşaatlar iş programına uygun bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Sektörün bu gerçeği içselleştirmesi gerekiyor. |