Mimarlık ve Hukuk
'Yarının Tarihi Eseri' Kadir...
İstanbul’daki Osmanlı Mimari...
Çamlıca Camii’nin Temelleri Atıldı
"Yelkenimizdeki Rüzgarı Çaldırdık,...
Çamlıca Tepesi TV ve Radyo...
Çamlıca Camisi'nin Altına...
“İstanbul Yağ Lekesi Büyüyor”
Kent Ne Tarafa Düşer, Mimarlık...
"Büyükada'da Cami Talebi Yok"
Erdoğan Çamlıca Camisi'ni...
Günay'dan "Çamlıca’ya Ak Mescit...
Göztepe Parkına Cami için Onay Çıktı
Çamlıca Camisi Proje Yarışması'nın...
Çamlıca Tepesine Yapılacak...
Çamlıca'ya Cami için Başvurular...
SMD'lerden Çamlıca Yarışması...
"Çamlıca Tepesi Hiçbir Gerekçe...
Çamlıca Tepesi’ne Bir Cami...
Çamlıca Tepesi’ne Dev Cami...
"Bir Dolu Çamlıca Camisi var İstanbul’da..."
Çamlıca Camisi yarışmasında dernek tarafından yapılması için tercih edilen proje geniş yankı bularak tartışılıyor… Korhan Gümüş, Ersen Gürsel, Doğan Hasol, Doğan Kuban, Bülent Özer ve Doğan Tekeli'den aldığımız görüşler yalnızca camiye ilişkin değil Çamlıca’da cami yapılması fikri ve bunun yaşama geçirilmesi sürecindeki sorunlara işaret ediyor.
/p> Doğan Hasol “Çamlıca’ya cami yapılamaz mı? Gerekiyorsa, araştırılır, incelenir, orada yapılması uygunsa yapılır. Ancak böyle yapılmaz… Bu yöntemle yapılmaz. Açılan yarışma yarışma değil. Jüri, jüri değil. Yarışma için verilen süre son derece yetersiz. Anlaşılmaz bir telaş var. Bu koşullar altında açılan yarışmanın sonucu da böyle olur. Elde edeceğiniz ürün bir mimarlık yapıtı olmaz. Varılan sonuç, yola çıkış iddiasıyla, İstanbul’un her yerinden görülecek görkemli bir cami iddiasıyla hiç bağdaşmıyor. Bütün dünya, Türkiye 21. yüzyılda mimarlık alanında ancak bunu yapabiliyormuş diyecek hayretle… Ülkem adına, İstanbul adına, Çamlıca adına üzgünüm… Türk mimarlığı adına üzgünüm. Bunu hak etmediğimizi düşünüyorum” Doğan Kuban: “Çamlıca Tepesi cami için yanlış bir seçimdir. İslam camileri cemaatin ayağında yapılır. Nerede cemaat orada cami. İstanbul’un bütün büyük sultan camileri çarşıların yanındadır. Bayezid, Süleymaniye, Sultan Ahmet, Yenicami, Nuruosmaniye. Namaz, camiden önemlidir. Onun için de her yerde kılınır. Yüksek yerlere eski Yunan tapınakları yapılırdı. Partenon gibi. Çamlıca’ya bir cami yaparsanız yeraltında on bin arabalık da otopark gerek. Oraya fakirler gelemez. Sultan Ahmet Camisini örnek alan ilk proje, bütün boyutlarıyla sözü edilmeyecek kadar ilkel. Ortadaki Kuzey Mezopotamya minarelerine benzeyen cüce kule ise anlamsız ve mekân tasarımını unutmuş bir öneri. Arabistan’daki yapılardan ilham aldığı söylenebilecek ikinci proje çok daha kaliteli. 50 yıl önce İTÜ öğrencileri, hem de küçük sınıflarda bunlardan çok daha iyi cami projeleri yaptılar. Cami projesi yapanlar ve jüriciler hiç olmazsa, Kocatepe yarışmasına girenlerin projelerini, Vedat Dalokay’ın İslamabad Camisini, Bağdat Büyük Camisi yarışmasına giren projeleri, Abu Dabi Büyük Cami yarışmasına giren camileri, Köln Cami yarışmasına giren camileri görüp olup bitenler hakkında bir fikir sahibi olmalılar. Önemli bir konu daha: İstanbul en büyük ve en güzel kentimiz. Cami de toplumun tümünü ilgilendiren çok önemli bir mimari konu. Bu ciddi konu Türk mimari kamuoyunun görüşüne önem verilerek ele alınsa bundan daha iyi ve dünyayı daha çok etkileyecek sonuçlar alınmaz mı?” Bülent Özer: “Sözün bittiği yerdeyiz. Denecek çok bir şey yok. “Eklektisizm” ve taklitçilikle ilgili bunca yıldır yazıyoruz. Ama ortaya çıkan sonuç korkunç. Olacak şey değil…” Doğan Tekeli : “Çamlıca’da cami yapılmasına ilke olarak karşıyız. Ama ille de yapılacaksa, Çamlıca’dan soyut olarak düşündüğümüzde de, açılan yarışma sonucunda yapılacağı duyurulan projenin yapılmasını doğru bulmuyorum. Yarışmaya çıkılması prensip olarak doğrudur; ancak yarışma şartnamesi ve jürisi doğru değil. Yarışma zaten sakat doğmuştur; usulleri doğru olmayan bir yarışmadır. Mimarlar Odası da yarışmanın yerini tasvip etmediği için, katılınmasını tavsiye etmemiştir. Bu nedenle pek çok mimarımız yarışmaya katılmadı. Oysa Şişli Belediyesi’nin Halide Edip Adıvar Külliyesi yarışmasına 140, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin tip cami yarışmasına 240 proje katılmıştı. Burada şartname uygun olmadığı, süresi son derece kısa olduğu için 62 katılım olduğunu biliyoruz. Jüri, “birinciliğe değer eser bulunamamıştır” diyor; ama böyle bir hakkı yok. Yönetmeliğe göre jüri, birinciliği vermek zorundadır. Bunu yapmayıp da iki ikinci, iki üçüncü vs seçmesi de yönetmeliğe uygun değil. Çünkü bir konuda biri bir yönü, diğeri bambaşka bir yönü gösteren iki projenin ikinci seçilmesi de doğru değil. Jüri burada sorumluluğu üzerinden atmış; isterseniz çağdaş, isterseniz de 16 yüzyıl taklidi bir cami yapın demiştir. Dolayısıyla jürinin düşüncesinin ne olduğu belli olmamıştır. Kentin Avrupa yakasındaki büyük camilere baktığınız zaman hangi sultana ait olduğunu biliyorsunuz; ama Anadolu yakasındaki bu tepede onlara benzer bir cami gördüğünüzde sorulacak acaba bu hangi sultanın camisi diye. Çünkü onlara çok benziyor. Eğer Çamlıca’ya mutlaka cami yapılması gerekiyorsa, bundan sonraki süreçte yeni bir yöntem bulunup, caminin yeniden projelendirileceğini düşünüyorum. Çok güçlü bir muhalefet var”. |
-
Bu projeyeyi yapan mestaklaşlarım bu camiyi yaparken kendilerine şu soruları sordular mı acaba cok merak ediyorum. Hangi yüzyılda yaşıyoruz?İlla da bir cami yapılması gerekiyorsa aynı cami hem türk mimarisini yansıtıp hem çağımıza uygun modern yöntemlerle yapılamazmı idi?Madem eski usullerle de yapilabilinecek bir cami inşaa edecektik teknolojinin artık gelişmesinin ne anlamı kaldı.Hala muhteşem yüzyıl döneminde sanıyorlar kendilerini galiba hoş o dönem de yaşasalardı onu da yapamazlardi çünkü önce taklit edilecek başka bir cami bulmaları gerekirdi kendilerine. YANITLA
-
Böyle bir yapının 20.yy da yapılması, başta mimar Sinan olmak üzere ,çağında devrim yapmış mimarların kemiklerini sızlatır düşüncesindeyim. Artık kopya mimarileri bırakıp ,kendi kimliğimizi de yansıtan özgün yapıtlar yükseltmeye başlamalıyız.Diğer projelerin çoğu, bu kazanan projeden daha özgün .Bir ülkenin gelişme göstermesi ,mimarisine de yansır.oysa ki yansıyan şey,bizim hala kopyalama safhasında olduğumuzu gösteriyor. YANITLA
-
bırakın mimariyi , basit bir ahır yaparken bile eski medeniyetin taşlarını kullanan bir geleneğin mimaride özgünlüğe ulaşması için kaç bin yıla ihtiyaç var? önce buna yanıt bulalım. sokaklara çıkıp yürürsek gördüğümüz her detay bize herşeyi anlatıyor. beni şaşırtan hiçbir şey yok. YANITLA
-
Yil 2012, yeni yapılan cami mimarisine bir bakin. Yarıştığı hangi cami acaba? Bunu yapan mimarlar kim oluyorlar ki ya da kendilerinde nasil bir özgüven var ki İstanbul gibi tarihi kimliği oturmuş bir şehrin siluetiyle bu denli oynama hakkını kendilerinde buluyorlar. İstanbul gibi bir şehirde yapılacak olan cami bu kadar iddalı olmak yerine kendini saklayacak yer aramalı. YANITLA
-
Bence şehrin silüeti olacak böyle bir yapının çok daha büyük ölçekte projelendirilmesi gerekiyor. Aksi taktirde İstanbul içerisinde yer alan ve her zaman yerilen plansız kentleşme örneği gecekondulardan bir farkı kalmaz. YANITLA