Günde ortalama 3 milyon kişinin geçtiği İstiklal Caddesi’nin
orta yeri... Ağa Camii ile bir süredir kapalı olan tarihi
Emek Sineması’nın bulunduğu Serkil Doryan (Cercil
D’Orient) binasının arasında yaklaşık beş yıldır dev bir inşaat
sürüyor. Hadi adını koyalım: Demirören AVM. Bitmiyor,
bitemiyor. Önce etrafındaki irili ufaklı binaları yutarak şişmanladı, son
dönemde ise boy atmaya başladı. Birkaç ay öncesine kadar her şey, inşaatı
kapatan dev paravanların arkasında oluyordu, görmüyorduk. Ama artık görüyoruz.
Binanın yüksekliği, yanındaki tescilli kültür mirası dört katlı Serkil Doryan
binasının neredeyse iki katına ulaştı. Sanki tarihi bir binanın üzerine kaçak
kat çıkılıyor. Oysa burası kentsel sit alanı. Nasıl oluyor da oluyor?
‘Virgin’ müjdesiyle başladı
Filmi biraz başa saralım... Demirören AVM’nin hikâyesi 2004 yılında
gazetelerin ekonomi sayfalarına yansıyan ‘dünyaca ünlü müzik/kitap
dükkânı Virgin Megastore, Türkiye’ye geliyor’ haberleriyle başlıyor.
Demirören, eski Saray Sineması’nın bulunduğu yerde bir
alışveriş merkezi inşa edecek, içinde de dev bir Virgin Megastore açılacaktı.
İnşaat, 2006 yılında sessizce başladı. Ama şehircilik açısından önemli bir sorun
vardı. İstanbul’un, hatta Türkiye’nin en işlek caddesinde, böylesine tarihi bir
bölgede nasıl bir alışveriş merkezi binası inşa edilecekti? Kimse bilmiyordu.
Oysa uygar dünyada böyle bir yerde bina yapılacağı zaman, etrafı paravanlarla
kapatılır ve nasıl bir bina yapılacağına dair çizimler cepheye giydirilirdi.
Tümertekin’e emanet
Sonraları binanın mimari proje tasarımını, Ağa Han gibi pek
çok uluslararası ödülün sahibi, Türkiye’nin yıldız mimarlarından Han
Tümertekin’in üstlendiği duyuldu. Onu biraz tanıyanların içi
ferahlamıştı. Tümertekin iyi bir mimardı, tasarlayacağı proje, etrafındaki
tarihi yapılara saygıda kusur etmezdi. Pek kimse görmemişti ama mimarlık
çevreleri Tümertekin’in hazırladığı ‘şahane’ projeyi konuşuyordu.
Yıl 2007, aylardan şubat. Yolum, bir söyleşi için Han Tümertekin’in ofisine
düşüyor. Tümertekin heyecanla Demirören AVM’nin (yayımlanmasına izin verilmeyen)
çizimlerini gösteriyor... O zaman gördüğüm çizimlerde bina, şimdiki gibi yüksek
değildi. Bina için iki cephe düşünülmüştü. En dışta caddedeki diğer binalarla
uyumlu açılır kapanır, eskitilmiş çelikten dev levhalar olacaktı.
Caddeyle bütünleşecekti
Han Tümertekin projeyi şöyle anlatıyordu:
“İstiklal Caddesi’ni bir noktadan algılamaya başlamıyorsunuz. Bir ucundan
diğerine doğru hareket ettiğiniz bir yer burası. Bizim yaptığımız şu: İstiklal
Caddesi’nde yürürken oranın temel karakterini oluşturan tekrarlardan biri daha
devam edecek. Hareket halindeyken diğer binalardan hiçbir farkı yok. Alışveriş
merkezleri doğası gereği içe yönelik yapılardır, cephe onlar için sırttır. Oysa
burada ona tahammül yok. Koskoca sağır ve hareketsiz bir cephe yaratılamaz
orada. Binanın cephesi iki katmandan oluşuyor. Biri caddenin cephesi, diğeri
binanın cephesi. İkisi birbirinden belli mesafede ayrı duruyor. Dış cephe
olabildiğince hareketlendirilebilecek elemanlardan oluşuyor. Böylece sonsuz
değişkenlik sağlanabilecek. Ve caddenin o panayır halini, canlılığını binanın
bütününe yayan bir ele alış var. Caddenin hareketliliği binaya, binanın
hareketliliği de caddeye dahil edilmiş durumda diyebiliriz.”
Çatı bahçesi tasarlandı
O sıralar bir dönem ders vermesi için Harvard’a davet edilen Tümertekin,
öğrencilerini İstanbul’a getirmiş, konu olarak Demirören AVM’nin arsası ele
alınmış ve projeler hazırlanmıştı. “12 öğrencim de 12 farklı öneri getirdi.
Hepsi bölgenin gerçeğini görerek ticari fonksiyonu içine kattı. Ama biri burada
yeşil alan hiç yok dedi ve müthiş bir çatı bahçesi tasarladı. Çatı bahçesine
İstiklal Caddesi’nden ulaşılan müthiş bir iç dolaşım kurguladı.” Bir
taraftan inşaat tüm hızıyla sürüyor, alışveriş merkezinin bir yıla kalmadan
açılacağı söyleniyordu. Fakat inşaat gittikçe etraftaki binaları bir bir içine
katarak büyüdü. Önce Ağa Lokantası’nın yanındaki bina inşaata katıldı. Tarihi
Ağa Lokantası dirense de 2008’de o da teslim oldu.
Bir taraftan da inşaat derinleşti. İnşaat alanının derinliğini görenlerin
internette “Şantiye derinliğini gördüğümde bayılacak gibi oldum” yorumları
vardı. Ayrıca derinlik nedeniyle etraftaki binaların temellerinin hasar gördüğü
iddia edildi. O derece ki tarihi Hacı Abdullah Lokantası, önlem alınması için
koruma kuruluna başvurdu. Sinepop Sineması’nda filmler uzun süre inşaat sesi
eşliğinde izlendi, sinemanın olduğu binada çatlaklar oluştuğu söylendi. İnşaat
yüzünden çevre esnafı da kan ağlıyor fakat kimseden ses çıkmıyordu. Bir yandan
da alışveriş merkezinin üstünde otel olacağı haberleri çıktı.
Ve Tümertekin çekildi
İnşaat uzarken Tümertekin’in projeden çekildiği duyuldu. Tümertekin, projeden
çekildiğini, bir yıl önce Demirören Grubu’ndan bir mimara muvaffakatname
verdiğini söyledi. Fakat neden çekildiği bilinmiyor. Son altı-yedi aydır
Demirören AVM’nin, caddede ‘gökkafes’ misali yükselmesi konuşuluyor. Ve
Radikal’in ulaştığı belgelere bakılırsa her şey yasal görünüyor. Ama ortada bir
gerçek var: Koruma Kurulu’nun 2004’de‘ Yüksekliği yanındaki tescilli binanın
saçak uzunluğunu geçemez’ dediği bina, son beş yılda alınan kararlarla yanındaki
Serkil Doryan’ın iki katına çıktı. Belki daha da yükselecek.
|