BR> ift, Sürdürülebilirlik
için ‘Bütünleştirilmiş Çözüm’ Arayışında
Pfeiffer’in ardından
söz alan ift Rosenheim İletişim Direktörü Jürgen
Benitz-Wildenburg de, BAU 2011 destekleyici programı çerçevesinde,
Messe München işbirliğinde gerçekleştirecekleri ‘Yeşil Zarf’
(Green Envelope) etkinliğini temel alan bir sunum yaptı.
Kâr amacı
gütmeyen bir araştırma ve sertifikasyon kurumu olan Münih merkezli
ift’nin; ‘Yeşil Zarf’ etkinliğinde;
‘pencereleri, cepheleri ve kapıları ile sürdürülebilir yapılar’ın nasıl
yaratılacağı konusuna odaklandığını belirtti. Benitz-Wildenburg, İstanbul’da da
bir şubesi bulunan ift’nin, iklim değişikliğinin neden olduğu paradigmatik
değişikliği dikkate alarak, sürdürülebilir yapı üretimini araştırmalarının
birincil odağı haline getirdiğini ekledi. Sürdürülebilir yapı konusunun küresel
bir trend olduğuna dikkat çeken Benitz-Wildenburg, bu kapsamda
BREEAM (ABD), LEED (ABD) ve DGNB
(Almanya) gibi sertifikasyon programlarının geliştirildiğini söyledi.
Benitz-Wildenburg, sürüdürlebilir yapıların sağladığı
avantajları ise şöyle sıraladı:
- Emlak piyasasındaki değer
artışı - Düşük yaşam döngüsü maliyeti - Geliştirilmiş çevresel
görüntü - İnsan sağlığına pozitif etki - Doğal kaynakların ve
çevrenin korunması
Sertifikasyon
değerlendirmesinin ancak bina ölçeğinde yapılabileceğini savunan
Benitz-Wildenburg, kullanılan malzemenin ise bu değerlendirmede önemli bir
bileşen olduğuna dikkat çekti. Hammaddeden başlayarak geri dönüşüm sürecine
kadar malzemenin yaşam döngüsünün dikkate alınması gerektiğini belirten
Benitz-Wildenburg, konuşmasının devamında enerji verimliliğinin sağlanmasında
hangi kriterlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini
sıraladı.
‘Bütünleştirilmiş çözüm’ün, ift’nin ana
felsefesini oluşturduğunu söyleyen Benitz-Wildenburg, bu yönde geliştirdikleri
araştırmaları paylaşan Türkiye’deki ortaklarına teşekkür
etti.
Türkiye’de Enerjinin Büyük Bölümü Pencerelerden
Kaçıyor
Toplantının son
konuşmacısı Dr. O. Muzaffer Tamer ise, Türkiye’de gereken
önemin verilmediğini savunduğu pencere sistemlerine ilişkin ‘Pencereler
ve Özellikleri’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Pencerenin, sadece
binanın konforunu ve görünüşünü sağlayan bir eleman olmadığını vurgulayan Tamer,
amacına uygun tasarlanan pencerelerin aynı zamanda büyük bir enerji tasarruf
kaynağı olduğuna dikkat çekti. Pencere uygulamalarında yapılan yanlışlıkları
teknik şemalar üzerinden aktaran Tamer, Şubat 2010’da yürürlüğe giren düzenleme
ile birlikte pencerelerde CE işaretinin zorunlu kılındığını
hatırlattı.
Türkiye’de, dünya geneline kıyasla, pencere kaynaklı enerji
kaybının çok daha yüksek olduğunu ifade eden Tamer, ift Rosenheim
Türkiye olarak, Türkiye’deki denetlemelerin nasıl yapılması gerektiği
üzerine, İmar İskan Bakanlığı ile sıkı bir işbirliği içinde olduklarını
bildirdi. Tamer, sunumunun geri kalanı bölümünde ise pencerede malzeme tercihine
ilişkin bilgi verdi.
|