AKP, 12 Haziran seçimlerine iki hafta kala yeni "çılgın" projelerini açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı bir dizi "proje"nin arasında yıllar sonra yeniden gündeme gelen "Taksim'i yayalara açma" projesi dikkat çekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) projesine göre Taksim'de Tarlabaşı ve Cumhuriyet bulvarları araç trafiği yeraltına alınacak; Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ve Taksim Anıtı çevresindeki ara yollar da. Tüm Taksim meydanını yayalara tahsis edilecek. Cumhuriyet Caddesi üzerinde 312 metre anıt ve AKM tarafından 819 metre olmak üzere 1131 metre uzunlukta yeraltı araç yolu inşa edilecek. Taksim Gezi Parkı ve AKM önü araç trafiğinden arındırmış olarak İstiklal Caddesi'ne kesintisiz bağlanacak. Bugün Gezi Parkı olan alanda bir zamanlar bulunan Taksim Topçu Kışlası yeniden inşa edilecek. Binanın alt kısmı otopark haline getirilecek. Taksimi büyük bir şantiyeye çevirecek düzenlemenin 15 ayda bitirilmesi planlanıyor.
Başbakan Erdoğan'ın bu yeni projesini İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, Kentsel Uygulamalar Direktörü mimar Korhan Gümüş, bianet için değerlendirdi:
* Caddeyi otoyol haline getiriyorlar. Şehirlerarası kavşak çözümü bu. Şehiriçi yollara cadde denir. Şehirleri birleştiren ise otoyoldur.
* Eminönü'de Yeni Cami'nin karşısına nasıl otoyol kavşağı yapıldı ve orası kullanıma kapardı. Aynı şekilde Taksim'deki çözüm buna benziyor.
* 1950 ile 1970'ler arasında Avrupa şehirlerinde bu tip otoyol kavşağı çözümleri yapılmış, ama sonradan terk edilmiş.
* Sıraselviler, Gümüşsuyu, Tarlabaşı, Cumhuriyet caddelerine dalış tünelleri yapılacak. Caddeler buralardan yarılacak. Aslında yayalara açtığı yerden fazlasını kapatacak bu yarıklar. Ankara'da da bu tip projeler yaptı AKP'li belediye.
* Gümüşsuyu caddesini gözünüzde canlandırın. Alman Konsolosluğu'nun önünden araçlar bir dalış tüneline girecek. Ortaya çıkan sekiz - on metre derinliği olan betonarme duvar perde olacak. Niye trafik açılsın diye. Sıraselviler'de de Aya Triada Kilisesi'nin önünde yolun iki tarafında demir parmaklıklar olacak ortada da sekiz metrelik bir dalış tüneli. Yüzlerce metrelik bir yarık, üzerinden karşıya geçmek mesele.
* Bir de bu projenin maliyeti var. Finansmanı sağlamak için içine artık alışveriş merkezi mi (AVM) olur, otopark mı olur, bir şeyler sokulur. Ki Gezi Parkı'nın altına otopark deniyor. Üstüne de Topçu Kışlası'nı yeniden yapacaklar içi de AVM olur.
* Bu tip projeler birer fikirdir. Her fikir değerlidir ve tartışılır. Ama dikkat ederseniz Başbakan tebliğ ediyor. Bunlar diktatörlüklerde olur.
* Lütfi Kırdar'ın önündeki dalış tüneli mesela saçma bir şey. Boşu boyuna 50 milyon dolar para harcadılar, Sütlüce'deki de bir o kadar tuttu. Bu tünel ne işe yaradı? O projeyi yapan mimar dalış tüneli olsun demiş. Tartışılmamış, fikir sorulmamış.
* Bu tip kenti ilgilendiren büyük projelerde yarışmalar açılır, fikir alışverişi yapılır, üzerine düşünülür, en iyisi, un uygunu bulunur.
* Taksim'deki sorun metro çıkışlarında asıl. O çıkışları kim tasarladı bilmiyorum. Yolun bir - iki metre gerisinden çıkıyorsunuz. Karşıya geçmeye çalışanlar orada yığılıyor. 15- 20 metre daha kazsalardı, İstiklâl Caddesi'ne geçecek olanlar araç trafiğini beklemezdi. Düşünmeden yaparsan böyle olur.
* Bir insanın Başbakan olması, başmimar olmasına yol açmamalı. Siyasi iradeyle mimarlık yapılmaz. Nurettin Sözen de buna benzer bir proje düşünüyordu; onu vazgeçirdik. Birileri var, bu projeyi illa ki yapmak istiyor.
* Eminönü'nü bir daha incelesinler. Oradaki dalış tüneli, San Marco meydanı gibi bir yerdi geçmişti. Yeni Cami gibi çok önemli bir tarihi eserin önünde dalış tüneli olur mu hiç? Medeni bir kentte kavşaklarda ışıklar olur, caddeler olur, ama dalış tüneli ve otoyol olmaz.
* SİT alanıdır Taksim. Bunun anlamını Belediye Başkanı da, Başbakan da bilmiyor. SİT alanı bütünlüklü korunması gereken yer, demektir. Burada korunması gereken de kentsel topografyanın ta kendisidir.
|