Baroların Çevre Davası Açmasının Önü Açıldı
Çevreyle ilgili uygulanmayan yargı kararlarına ilişkin yeni bir düzenleme varsa baro dava açabilecek.
İzmir Barosu, çevre davalarına müdahil olmak isteyen baroların müdahale taleplerinin dava ehliyetleri olmadığı gerekçesiyle reddedilmesine yönelik olarak başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. Baroların dava ehliyeti olduğu yönünde emsal oluşturacak yüksek mahkeme kararlarına Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/02/2017 tarihli kararıyla bir yenisini daha ekledi.
Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, İzmir Barosu Başkanlığınca 25.11.2014 tarihinde yayınlanan ÇED Yönetmeliğinin bazı maddelerinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay 14. Dairesi davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiş, İzmir Barosu ise bu kararı temyiz etmişti. Konuyu ele alan Danıştay İdari Dava Daireleri Danıştay 14.Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verdi. 'Barolar hukukun üstünlüğünü korumak ve savunmakla yükümlüdür' "Dava konusu düzenlemelerin, dayanağı olan düzenlemelere ilişkin Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararlarına aykırı olarak düzenlendiği, dolayısıyla yargı kararlarının uygulanmaması sonucunu doğurduğu, bu durumun ise hukuk devleti ilkesine ve hukukun üstünlüğüne aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır” denilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında baroların yargılama faaliyetinde bulunan avukatların bağlı olduğu meslek kuruluşu olmalarının yanında hukukun üstünlüğünü korumak ve savunmakla da yükümlü oldukları ifade edildi. 'Yargı içtihadı oluştu' Konuya ilişkin görüşlerini açıklayan İzmir Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan, daha önce de, Gebze- Orhangazi-İzmir otoyolu (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dahil) projesine karşı açtıkları davanın Danıştay 14. Dairesi tarafından ehliyet yönünden reddedildiğini belirterek, İzmir Barosu’nun kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun Danıştay 14.Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verdiğini hatırlattı. Özcan, “Baromuzun mücadelesi sonunda alınan bu kararlarla artık bir yüksek yargı içtihadı oluşmuştur. Bu kararlar sadece İzmir Barosu için değil, tüm barolar ve özellikle Ülkemiz için önemli birer hukuk kazanımıdır” dedi. 'Biraz hukuk bulunca...' Türkiye Barolar Birliği Çevre komisyonu sekreteri Av. Ömer Erlat, Danıştay İDDK kararının yeni olmadığnı ve bir yenilik içermediğini dile getirdi. "Ama biraz hukuk içeren karar bulduk mu çölde su bulmuş gibi davranıyoruz" diyen Erlat şunları söyledi; "Hukukun üstünlüğü ilkesi ve hukuk devleti ilkesine aykırılık halinde Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin olayla menfaat ilgisine ve subjektif dava ehliyetinin varlığına ilişkin kararlar var. En son Efemçukuru 2. ÇED Davasında TBB'nin davacı sıfatını (subjektif dava ehliyetini) kabul etmişti" dedi. Bu son yargı kararının İzmir Körfez geçişi, İstanbul 3. Köprü ve Havalimanı, Çanakkale Köprüsü gibi büyük projelerle ilgili nasıl bir durum doğuracağı ile ilgili "Bu projeler için açılan davalarda yargı kararlarına aykırılık, yargı kararını uygulamama, yargı kararlarını dolanma gibi hukuk devleti ilkesi ile çelişen savunmalar olursa elbette menfaat ilgisi kurulacaktır" diyen Erlat, "Aslında kavram çok geniş dolayısıyla Barolar ve TBB her uyuşmazlıkta bir şekilde hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırılık iddiasını ileri sürerek menfaat ilgisini sağlayabilir". 'Baroların çevre davalarında ehliyeti halen yok' Av. Tuncay Koç: (Antalya Barosu Avukatlarından TBB Çevre ve Kent Komisyonu üyesi): Baroların çevre davalarında ehliyeti halen yok. Bir ihlal nedeniyle baro doğrudan çevre davası açamıyor. Verilen karar daha önce iptal edilen bir düzenlemenin yasama kararıyla tekrar gündeme gelmesi halinde önceki karara aykırı olması durumunda baroların ehliyetini kabul ediyor. yani daha önce iptal edilmiş bir madde ya da işlem var. İdare bunun uygulamamak için 2. bir karar alırsa ya da yeni bir işlem plan yaparsa hukukun üstünlüğü gereği yargı kararının uygulanması için baronun dava ehliyeti var diyor. 2014'te de Antalya Barosu adına benzer bir karar gelmişti. Ama açacağımız bir taş ocağı ya da termik davasında ehliyetimiz hala yok. Bu nedenle İzmir Barosu'nun açıklamasının ilk cümlesi yanlış" |