Asbest 50 Yıl Daha Hayatımızda

Birgün Gazetesi'nden Burcu Cansu'nun haberine göre, Hacettepe Üniversitesi ve Türk Toraks Derneği’nin düzenlediği “Kentsel Dönüşüm ve Asbest Tehlikesi” panelinde bir araya gelen bilim insanları, kanser yapıcı etkisi bilimsel olarak kanıtlanan asbesti tartıştı.

Panelde Havagazı Fabrikası ile ilgili karantina uyarısı yinelenirken, dünya standartlarında yapılan asbestli bina yıkımları ile uçuşan brandalarla alanın “muhafaza” edilmeye çalışıldığı yıkım fotoğrafları karşılaştırıldı. Uzmanlar, şu noktalara dikkat çekti:

Ölçüm yapılmıyor

ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Yar. Doç Dr. Fatma Toksoy Köksal:

Kanserojen özellik taşıyan en önemli toz asbesttir. Bu malzeme durağan haldeyken tehlikeli değil ama işlendiğinde tehlikeli bir hal alıyor. Asbestin çevresel etki faktörleri önlem alınarak en aza indirilebilir. Yurtdışındaki çalışmalara bakıldığında hava ölçüm, şebeke su ölçümü düzenli yapılıyor. Biz de ise böyle bir uygulama yok. Amerika’da ki en önemli maden sahası 30 yıl önce kapandı ama 2012’de yapılan raporlamaya göre, hâlâ havada solunabilir düzeyde asbest var.”

Ölümler artacak

Hacettepe Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir: “Asbest yasaklandığı ülkelerde bile daha 20 yıl boyunca ölüme yol açmaya devam edecektir. AB uzmanlarına göre, 2030 yılına kadar yalnızca Batı Avrupa’da asbeste bağlı kanserin yol açacağı ölüm sayısı 500 bin olacak.”

500 bin ton asbest hayatımızda

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Metintaş:

“Akciğer kanseri için asbest direkt risk oluşturuyor. 2000 yılı için Mezotelyoma olgu sayısı 506. Bu olguların 415’inin geldiği köy ve asbest teması tespit edildi, temas hala devam ediyor. Köylerde en az 158 bin kişi yaşıyor. 1983 yılından asbest kullanımının tam yasaklandığı 2010 yılına değin 500 bin ton asbest hayatımıza girdi. Asbestin hayatımızdan çıkması en az 50 yılımızı alır.”

Hurdacılar sitesine dikkat

İş Yeri Hekimi Dr. Arif Müezzinoğlu:

“Havagazı Fabrikası'nın yıkımında işçilerin kişisel koruyucu ekipman yoktu. Bu alanda molozların döküldüğü yer olan hurdacılar sitesinde çalışanlar da unutulmamalıdır. Onlar da yüksek oranda asbeste maruz kalıyor.”