Türk Amerikan Birliği (TAA) adlı kuruluşun ofisinde açılan sergiyle, fotoğraf sanatçıları Ahmet Kuş, Fevzi Şimşek ve İbrahim Dıvarcı'nın çektiği, Selçuklu döneminden kalma medrese, cami, kervansaray, türbe gibi mimari yapıların fotoğrafları Amerikalılarla buluştu. Sergide, Anadolu Selçuklularının yönetim yapısı, bilimi, sanatı, müziği, mutfağı, dil ve edebiyatı, tarihi, toplumu ve ekonomisine dair bilgileri içeren panolara da yer verildi. Konya Selçuklu Belediyesi tarafından desteklenen ve Blue Dome Yayınevi ile TAA'nın ortak sponsor olduğu serginin kuratörlüğünü ise Türkiye ve Türk kültürünü anlattığı 'Evet Bir Bardak Daha Çay İstiyorum' kitabıyla tanınan ve Türkiye'de 'Kadriye Yenge' olarak da tanınan Amerikalı yazar Katharine Branning üstlendi. ''Selçukluların bize söyleyeceği çok şey var'' Serginin açılışı nedeniyle düzenlenen resepsiyonda konuşan Konya'nın Selçuklu ilçesi Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Gümrah, medeniyetlerin beşiği olan Anadolu'da dünya kültür mirasının paha biçilmez eserlerinin imar edildiğini ve bu eserlerin dünyanın en önemli kültür havzalarından birinin Anadolu olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Gittikleri her yere adalet ve hürriyet götüren Selçuklular'ın, birlikte yaşama pratiği açısından da ayrıca kayda değer bir medeniyet olduklarını ifade eden Gümrah, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin, bu topraklar üzerinde kendilerinden önce kurulmuş olan eski medeniyetleri reddetmeksizin kendi özgün eserlerini ürettiğini ve miras olarak devraldıklarını da yaşatarak Anadolu'daki medeniyet birikiminin en yüksek düzeylere ulaşmasını sağladığını kaydetti. Gümrah, sözlerine şöyle devam etti:
''Bugün modern dünyanın yaşadığı problemlere baktığımızda Selçukluların bize söyleyeceği çok şey olduğunu düşünüyoruz. Selçuklu'nun daha iyi anlaşılabilmesi için hiç değilse günümüze ulaşan maddi ve manevi mirasının dünyanın ortak değeri olarak kabul edilmesini sağlamayı umuyoruz. Hem insanlığın ortak değeri hem de Anadolu'yu vatan yapan abidelerin ABD'de ikinci kez sergilenmesi, kültürel mirasımıza anlamlı bir katkı sunacaktır. Bu sergi için başta Büyükelçiliğimiz olmak üzere belediyemizle yapmış olduğu işbirliğinden dolayı TAA'ya, sergilenen fotoğrafların çekimini yapan ve sergi hazırlıklarında önemli katkıları bulunan fotoğraf sanatçılarına ve emeği geçen tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.'' 5 ciltlik kitap ve 180 dakikalık belgesel projesi Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gümrah, hoşgörü, sevgi ve kardeşlik medeniyeti olan Selçuklu Medeniyeti'nin tanıtılması için daha önceki yıllarda Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde Viyana ve New York'ta da bu sergiyi düzenlediklerini ve gösterilen ilgiden çok memnun kaldıklarını söyledi. Bu medeniyetin tanıtılması gerektiğini ve bunun için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Gümrah, gelecek projelerine dair bir soru üzerine, yine Cumhurbaşkanlığının himayesinde, 5 ciltlik, 23 ülkede çekilmiş Selçuklu Medeniyetine dair eserlerin yer alacağı bir kitap yayınlamayı planladıklarını, bunun yanında 180 dakikalık bir belgesel hazırladıklarını bildirdi. Gümrah, kitap ve belgesel projelerinin yanında, dünyanın çeşitli merkezlerinde bu tür sergileri düzenlemeye devam edeceklerini belirtti. ''Bu akşam Konya, Washington'a geldi'' Kuratör Katharine Branning de resepsiyonda, Selçuklu dönemini bütün boyutlarıyla anlatan bir konuşma yaptı. Etkileyici sunumuyla katılımcılardan yoğun alkış alan Branning'e, konuşmasının ardından TAA yetkililerince Türk kahvesi takımı verildi. Resepsiyonda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Branning, ''Bu akşam Konya, Washington'a geldi. TAA'daki bu sergi sayesinde Amerikalılar ve Washingtonlılar, bu güzel Selçuklu medeniyetini ve mimarisini keşfediyor'' dedi. Branning, Selçuklu mimarisi ve kültürünün Batı'da çok iyi bilinmediğini ifade ederek, ''İstanbul'un güzelliği, İstanbul'daki harika yapıtlar sayesinde Osmanlı mimarisini herkes biliyor, ancak bana göre Selçuklu mimarisi çok daha etkileyici, çok güçlü ve çok güzel biçimde sade bir yapıyı içinde barındırıyor'' diye konuştu. Selçuklu mimarisinin, kendisini çok etkilediğini ve onu Avrupa'daki Roma mimarisine benzettiğini belirten Branning, Selçuklu mimarisine olan aşkının, Fransa'daki öğrencilik yıllarına dayandığını anlattı.
Henüz Fransa'da tarih öğrencisi olduğu yıllarda keşfettiği bir Selçuklu medresesine aşık olduğunu ve hemen gidip görmek istediğini söyleyen Branning, mimari ve kültürün birbirinden ayrılmaz ikili olduğunu kaydederek, ''Ne tür bir kültürün böyle binalar üretebileceğini bilmek istedim. Selçuklu mimarisine yönelik keşif yolculuğum bu şekilde başladı ve şimdi de 45 yıl sonra böyle bir serginin düzenlenmesine kadar uzandı'' dedi.
Sergi, 21 Aralık'a kadar gezilebilecek.
|