strong>Ar-Ge çalışmaları bu anlamda ne ifade ediyor?
Aynı görünse de, aslında projeye göre üretim yapıyoruz. Şu anki mühendislik hesapları ve makine parkurumuzla tek parça olarak yapabildiğimiz en büyük hacimli depo 3000 tonluk. Orta Doğu’daki projelerde, özellikle petro-kimya endüstrisinde biraz daha fazla söz sahibi olabilmek için daha büyük depolar yapabilmemiz gerek. Öte yandan depolara eklenmesi gereken bir takım endüstriyel aksesuarlar var; mesela girişlerin – çıkışların ölçüleri. Bir sulama tesisi için 50 veya 100 mm’lik bir çıkış yetebiliyor, ama bir arıtma tesisi için neredeyse motosiklet büyüklünde, birden fazla boruyu depoya bağlamanız gerekiyor. Seviye gösterge sistemleri, girişler - çıkışlar, merdivenler, platform gibi yan aksesuarların tasarımı devam ederken, bir taraftan da kapasiteyle ilgili çalışmalarımız var. Ayrıca değişik coğrafyalara ve iklim koşullarına uyum için bir takım Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz.
Kullandığınız malzemeleri çeşitlendirmek için yeni arayışlarınız var mı?
Değişik likitler için değişik tip membranlar kullanmanız gerekebiliyor; bu anlamda çok çeşit var. Bizim standart olarak kullandığımız iki malzememiz var. Biri, içme suyuna uygun PVC; diğeri de poliüretan. Bazı kimyasallar, PVC ve PU ile reaksiyona girebiliyor, mesela polietilen veya HTP gibi alternatif malzemeleri depomuz içinde kullanmamız lazım. Bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. Mesela şu anda Singapur’a yaptığımız bir projede, Ph’ı 1 ile 12 arasında çok asidik bir ortamda ve 75 derece sıcaklıkta bir likidi depolayacağız. Aslında su, fakat arıtma için kullanılan asitler yüzünden başka bir şeye dönüşüyor. Çelik konusunda ise Türkiye’de olan, belli standartları taşıyan ürünleri tercih ediyoruz. Fakat galvaniz çeliğin içine alüminyum katılarak dış dayanımı artırılmış malzemeler var. Onların tedarik olanaklarına, kendi operasyonumuzda nasıl kullanabileceğimizi araştırıyoruz.
|