Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Aktivist Akademisyenler

Şimdi, Bilgi Üniversitesi’ndeki sendika çalışmaları akademi ve aktivizm arasındaki bağlantıyı yeniden tartışmaya açtı. Biz de akademi ve aktivizm arasındaki ilişkiyi, inadına “taraf”, inadına sokakta, inadına toplumla olmayı seçen öğretim üyeleriyle konuştuk.

Cumhuriyet Dergi
Aktivist Akademisyenler

BR>
Sezai Temelli / İstanbul Üniversitesi, Yrd. Doç. Dr.

- 12 Eylül’ün izlerini 30 yıl sonra hâlâ üniversitelerde görüyoruz. Bunların başında üniversitenin iç hiyerarşik yapısı, bilimsel alan kısıtlılığı, özerklikten uzaklığı, üniversiteli kimliğinin yıpranmışlığı ve toplumla bağının zayıflığını sıralayabiliriz. Üniversitenin iç vesayeti ile sistemin vesayetçi anlayışı arasındaki paralellik özgür bilim, özerk demokratik üniversite anlayışının var edilememesindeki en önemli faktör. Bilimsel faaliyetin toplumsal yapıyla kuracağı paralelliği ortadan kaldırmaya yönelik şekillenen bu süreç piyasalaşmış bir algının hâkim kılınabilmesi için de olmazsa olmaz. Neoliberal düzenin üniversitelere yönelik tasavvuru 12 Eylül rejimi ile kurulan zeminin üzerinde rahatlıkla gelişim gösterdi: Öğrenci müşteri, öğretim elemanı da personeldir. Performans her şeydir, performansın yansıyacağı gösterge de piyasalaşmış algıya tutsaktır.

- Bir aktivist olarak bunun mümkün olabileceğini biliyorum ama çoğunluk bırakın aktivist olmayı, üniversiteli olmayı toplumsal yapıda ayrıcalıklı konum olarak görüyor. Bu ayrıcalığın bahşedilmiş olduğu yanılsamasıyla düzenle bir sorunu olmayan, aksine düzenden beslenen, düzeni besleyen, rejimin memuru olmayı tercih eden bir yerde “yeni” üniversitelinin kendisini konumlandırdığını biliyoruz. Puan tutkusu ile bilimsel faaliyet ne kadar yapılabilirse, toplumla bağ, aktivist bir kimlikle mücadele de o kadar yapılabilir.

- Bütünlüklü bakmaya çalışıyorum. Çocuklar, savaş ve yoksulluk önceliğini yitiremiyor. Hrant için adalet, nükleer santrallar, altın madenciliği ile mücadele gibi sıcak konular da gündemde. Ama bu ülkede aktivist olmak, hele üniversiteli bir aktivist olmak çok zor. Konu bitmiyor ve bizim sayımız çok az…

Akademisyen kimliğinin şişirilmesine bir son vermeliyiz. Hâlâ kanserden ölenlerin olduğu bir dünyada CERN projesi bana bir şey ifade etmiyor. Kanserin piyasalaştığı bir düzenekte kanserle mücadele edebilir misiniz? Başka bir konu; savaş. Kürt sorununa en geri önermeler üniversiteden çıkıyor. Sokağa çıkmadan veya sokağı üniversiteye taşımadan hakikatle buluşmak ve sahici çözümler üretmek sanırım çok zor.

- Bugünün en kolay yolu öğrencileri suçlamak. Akademisyenler kendi yerlerinin sorgulanmasını böylece engelleyebiliyor. Oysa bu sürecin en masum kitlesi öğrenciler. Müşterileştirilerek gönderiliyorlar, beklentiler sınırlı, görünür değil. Bunu aşacak olan, üniversiter kimlikle öğrenciyi buluşturacak, öğretim üyesi.

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/aktivist-akademisyenler_80080.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!