3 İstanbul Hayali, Kent Uzmanlarını 3'e Böldü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim vaatleri arasına İstanbul’a biri Avrupa’da, diğeri Anadolu’da 2 yeni şehir kurmayı da alması, tartışma başlattı. Erdoğan, detayları vermedi. Ancak şehir plancılarının ortak kanaati, yeni şehirlerin 3. köprü aksında, kuzeye kurulacağı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim vaatleri arasına İstanbul’a biri
Avrupa’da, diğeri Anadolu’da 2 yeni şehir kurmayı da alması, tartışma başlattı.
Erdoğan, detayları vermedi. Ancak şehir plancılarının ortak kanaati, yeni
şehirlerin 3. köprü aksında, kuzeye kurulacağı. |
-
İstanbul, başı-sonu belli olmayan kontrolsüz bir metropol haline gelmişken böyle fikirler ortaya atmak ranta yönelik bir projedir. Türkiye nüfusunun neredeyse 1/5 i burada. Yatırımların Anadolu'ya kaydırılması ve tersine göçün başlatılması zamanı geldi-geçiyor. Geçim derdiyle İstanbul'un yolunu tutanlar bu kenti hiçbir zamam sahiplenemiyor. Hoyratça tüketiyorlar kenti. Kuzeydeki bozulmuş topoğrafik yapı, kömür ocağı ruhsatı alan madencilerin yönetmelikleri hiçe sayarak ocak kapanınca bu bölgeleri eski haline getirmemesinden kaynaklanıyor. Bölge kazılmış ve içi su dolmuş devasa göletler ve yanı başında öylece duran hafriyat tepelerinden ibarettir. ''Parlak Fikir'' bence; bu bölgelerin yeşillendirilip İstanbul halkının kullanacağı rekreasyon alanlarına dönüştürülmesidir. Tabii bu iş İBB'ye ilk başta para kazandırmaz tersine masraf demektir. Ama hizmet de böyle olur. İstanbul'a artık sadece sosyal-kültürel yatırımlar yapmak gerekir. Saygılarımla YANITLA
-
Türkiyeyi kimler idare ediyor çok yazık ve bundan saçma birşey olamaz. İstanbul zaten kontrolsüzce büyümüş bir metropol. Aslında bir gerçek, İstanbul merkezde ve etrafında kontrolsüzce büyüyen diğer merkezler... Birçoğunun İstanbulla zaten alakası olamaz (silivri, bahçeşehir, tuzla, kartal, pendik vb). İmarsız arazileri TOKİ ve yandaşlara açıp rant elde etmekten başka birşey değil bu. Bunu savunan mimarlar da diploma yırtsınlar, nasıl ki 3. köprü, atom santrallerine karşı isem bu ucube projelerede karşıyım. Birileri bu konulara fransız olabilir, normaldir!! Safranboluya giderken hiçbir yapılaşmanın olmadığı ve çevresinde yöresel birkaç evin bulunduğu yerlerde TOKİnin yaptığı sosyal konutlarıda bu zihniyet yaptırmıştır. Aynı başakşehir misali yüksek bloklar!!! Bu konu neresinden tutarsanız elde kalır. Bu da bunu proje olarak sunanların çaplarını ve kalitesini yansıtır!!! Türkiyeye gerçekten yazık oluyor!!! YANITLA
-
Düşünülen projeler tabiki güzel lakin verebileceği ulaşım hizmeti konusunda ne şekilde bir proje vardır, düşünmek gerekli. E5'de yapılan metröbüs çalışmasındaki taşıma sistemi ortada, VATANDAŞların alt alta, üst üste taşıma ile taşındığını ve E5'de çektiğimiz trafik sıkıntısını görmezlikten gelmemek gerekir. Zamanın birinde TAKSİM'den BAHÇEŞEHİR'e 2 saat 45 dakikada çift katlı otobüsle seyahat ettiğimi bildirmek isterim ve insanlar her gün bu şekilde akşamları evlerine gitmek için bu yolu kullanmaktalar. 3. köprü ile trafik olayının ne derece çözüme ulaşması bekleniyorsa hep beraber göreceğiz inşallah. Kentleşme konusundada bu şekilde büyümenin İstanbula ne kazandıracağı veya ne götüreceği konusunda tartışılması gerektiği kanısındayım. İstanbula göç olayı çözülmeden bu şekilde kentler kurarak beklentilerin yeni yerleşim noktaları olduğu mu düşünülüyor? Zamanın birinde ÇANTAKÖY belediyesinin yaptığı siteye yatırımlık daire almak için bakmıştım, 4 sene önce olduğunu sanıyorum. Yerleşim köyün dışında, vadi içine yapılmış, etrafları boş arazi olarak bulunmakta. Tarım arazisinin bu şekilde talan edilmesini kabullenemeden geri döndüm. Şu an gördüğüm kadarı ile yapı bitmiş ve daireler atıl vaziyette boş olarak bulunmakta. Bunların kime kiraya verileceği ve nasıl kira getirisi alacağını hala bilemiyorum. Osmanlı padişahına veziri; "halk içmeye su bulamıyor ve hastalıktan kırılıyor, su sarnıçlarını ve su yollarını büyüterek İstanbula su getirelim" önerisinde bulunmuş. Padişah, yaşanılan yere ne kadar hizmet edersen o kadar göç olacağı için bu tür çalışmanın sakıncalı olduğunu bildirmiş. Bizler hala bu konuda ne yapmak için çalışıyoruz düşünmemiz gerekli. YANITLA
-
Her yeni proje mutlaka doğru olacaktır diyerek yola çıkmak ciddi hatalı bir sonuç doğurabilir. Bu çok önemli kararlar alınırken Sn. Başbakan kendi çevresi dışında kimlerle görüşmektedir, danışmanları kimlerdir? Böylesine önemli kararlar sadece parlak fikirlerle yola çıkılarak yapılmaz. Tam seçim öncesi gündemi başka taraflara çekmek isteyenler, vatandaşın geleceği ile bu kadar kolay oynamamalıdırlar. Bu projenin içinde doğa nerede, hangi su havzalarımız, hangi ormanlarımız yok edilecektir! Çıkacak olan mekanlar, yapılaşmalar şu an İstanbul'un her boş alanına yerleştirilen TOKİ örnekleri gibi mi olacaktır? Estetik-fonksiyon, mekan - insan - doğa ilişkisi ne zaman gündeme gelecektir. Ne zaman planlamanın bölgesel değil bir bütünlük içinde yapılması gerektiği unutulmayacaktır? Ne zaman bazıları zengin olacak diye insanlarımızın akıllarının karıştırılması sonlanacaktır! İstanbul'un zor yaşanan bir şehir olması için alınan bunca yanlış kararlar ve denetimsizlikten ve çıkarcılıktan kaynaklanan yanlış inşaatlar - yanlış yol planları - yanlış planlanan kamu alanları - parklar, açık hava alanları - yanlış planlanan ticaret alanları, konutlar, turistik tesisler, köprüler vb eğer sonuçta başka bir şehir ihtiyacı doğurmuş ise, bu bir başarısızlıktır. Bahsi geçen yer İstanbul'dur. Her şehir mutlaka önemlidir ama burası İSTANBUL' dur. Siyasiler iyi düşünün! Önce mevcut çarpıklıkların düzeltilmesi için bir adım atın. Yatırımları tüm Türkiye'ye dağıtın, çifçiyi mutlu edin, Anadolu'muzdaki üretimi arttırın ki, hem insanlarımız göç etmek zorunda kalmasın, hem de kendi kaynaklarıyla doyan bir ülke olalım. Çağdaş ve refah içinde, insani koşullarda, güven içinde ve sevgi ile yaşayalım. Saygılarımla, Ayla Gürpınar, Mimar YANITLA
-
Bu girişim 50 yıl evvel yapılsaydı şimdilerde kadıköy ve üsküdar'daki bahçeli evler, köşkler, yalılar halen yerinde olacakdı. Oysa popüler siysetin araçları olan belediyeler imar rantını artırdıkça artırdı ve sonuçda ortaya kimsenin yaşamakdan hoşlanmadığı, altyapısı yolları tek katlı evlere göre yapılmış yaşam alanlarında ucube yapılar oluşdu. Ortada bir gerçek var, insanlık bir virus gibi yayılıyor. Şimdi karar verelim, virüs, ümraniye sultanbeyli gibi, varolduğu yerleri yok eden kanserli bir yapıda mı olsun? Yoksa kontrollü, planlı ve sürdürelebilir altyapıya sahip yeni birer organ olarak mı ortaya çıksın... YANITLA