Türkiye’nin enerji hatları üzerindeki önemini daha da güçlendireceği
belirtilen ve enerjide çığır açacak bir proje olarak görülen Nabucco
Boru Hattı projesini inşasına 2011 yılının sonlarında başlanması
planlanırken, boru hattının geçeceği güzergâhlarda yaşayan halkın
bilgilendirilmesine yönelik çalışmalar da sürüyor. Nabucco Türkiye Genel Müdürü
Erdal Tuzunoğlu, halkla yapılan müzakere ve iletişim
çalışmalarında genelde olumlu izlenimler aldıklarını belirterek, “4 bin
kilometre olması planlanan boru hattının en büyük bölümü Türkiye’den geçiyor.
Nabucco 250 bin boru ve 2 milyon tonun üzerinde çeliğe ihtiyaç duyacak. Bu hem
Avrupa hem de Türkiye ekonomisi üzerinde olumlu etki yaratacak. Ayrıca yerel
istihdama katkı sağlayacak” dedi.
Piyasa canlanacak
Nabucco sürecini değerlendiren Erdal Tuzunoğlu, projenin yatırım değerinin
7.9 milyar avro olarak belirlendiğini ve proje kapsamında ilk doğalgaz akışının
2014 yılının sonlarında gerçekleşeceğini belirterek, “Çokuluslu bir altyapı
projesi üzerinde çalışırken yerel halk ile iletişime geçmenin ve diğer
paydaşları bilgilendirmenin gerekliliğine inanıyoruz. Yerel halkın konuyla
ilgili endişelerini dinlemek konusunda oldukça istekliyiz, çünkü boru hattı
projesini, bundan doğrudan etkilenecek olan paydaşlarımızla birlikte
geliştiriyor ve inşa ediyoruz” açıklamasında bulundu.
‘Nabucco’nun iletişim çalışmalarının ardından Türkiye’de genel kamuoyu
düzeyinde algısını nasıl görüyorsunuz’ sorusuna Tuzunoğlu, “Şu anki durum
itibarıyla projeye yönelik algı oldukça olumlu ve genel anlamda umut verici
sinyaller alıyoruz. Nabucco’nun Türkiye enerji piyasasını geliştireceğini,
malzeme tedariki ve inşaat hizmetleri gibi konularda sağlayacağı potansiyel ile
piyasanın canlanmasına katkıda bulunacağını düşünüyoruz” karşılığını verdi.
Projenin hem öz kaynaklar, hem de dış finansman açılarından toplam yatırım
büyüklüğünün 7.9 milyar avro olarak öngörüldüğünü söyleyen Erdal Tuzunoğlu şu
bilgileri aktardı:
Kültürel mirasa saygı
“Nabucco projesi hissedarlar ve Avrupalı finans kuruluşlarından, ağırlıklı
olarak da kalkınma bankalarından borç finansmanı birleşimi aracılığıyla finanse
edilmektedir. Toplam yatırım 7.9 milyar avro olarak hesaplanmıştır ve mali
strateji yüzde 30 öz kaynak ve yüzde 70 borçlanmadan meydana gelecektir. Nabucco
şu anda projenin zaman çizelgesine uygun bir şekilde Avrupa Yatırım Bankası
(EIB), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), İhracat Kredi Ajansları (ECAs),
Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve ticaret bankaları gibi büyük bankalarla
görüşmelerini sürdürmektedir. Ticari bankaların da Nabucco gibi gelecek vadeden
bir projeye katkıda bulunmak için hevesli olduklarını söyleyebiliriz.”
Tuzunoğlu, ‘Projenin istihdam konusunda etkilerinin nasıl olacağı
beklenmektedir ve yerel işgücü kullanarak yerel ve milli ekonomiye katkıda
bulunmayı hedefliyor musunuz’ şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
“Nabucco çeşitli uzman ekipmanlarının yanı sıra 250 bin boru ve iki milyon
tonun üzerinde çeliğe ihtiyaç duyacaktır. Bu hem Avrupa hem de Türkiye ekonomisi
üzerinde olumlu etki yaratacaktır. Nabucco’nun inşası doğrudan 7 bin çarpan
etkisiyle ise çok daha fazla yeni istihdam yaratarak Avrupa ve Türkiye iş
piyasalarını canlandıracaktır. Toplamı 3300-4bin kilometre arasında olacak boru
hattının 2 bin 730 kilometresi Türkiye’den geçecek, ülkeyi boru hattının en uzun
bölümünün geçtiği ülke yapacaktır. Bu sebeple Nabucco güzergâh boyunca mutlaka
istihdam yaratacak ve inşaat ekipmanı tedarikçisi şirketlerin ilgisini
çekecektir. Boru tedarikçileri için açılan ön-yeterlilik ihalesi yapılmış ve
Türkiye’den dokuz tedarikçi firma davet edildi.”
Erdal Tuzuoğlu, güzergâh boyunca arkeolojik değerlerin korunmasının da büyük
önem taşıdığını ifade ederek, boru hattı boyunca korumaya alınmış olan
arkeolojik alanlarla ilgili olarak şunları söyledi:
“Boru hattı güzergâhının belirlenmesi sürecinin her aşamasında arkeolojik
alanlar ve kültürel miras sayılabilecek diğer siteler/yapılar/anıtlar tespit
edilmekte ve değerlendirilmektedir. Bu işlem öncelikle düzenleyici kurum ve
kuruluşlar bünyesinde hali hazırda var olan bilgilerin incelenmesi şeklinde
yapılmaktadır. Eğitimli arkeologlar ise güzergâh boyunca yaptıkları yürüyüşlerde
görsel değerlendirmeler yapmakta, bu da deneme amaçlı kazılar yapılmasını
gerektirebilmektedir.
Çevre ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ESIA) süreci kültürel miras konusuna
odaklanan bir bölüm de içermektedir. Başlıca hedefimiz inşaatın sosyal çevreye
etkilerini en aza indirgemek. Doğalgaz sevkiyatı yeraltı borularıyla sağlanacağı
için boru hattı işletim esnasında çevreye hiçbir rahatsızlık vermeyecek.
İnşaatın tüm etaplarının geçeceği güzergâhlar üzerindeki arkeolojik alanlar ve
kültürel mirasın temsilcisi sayılan diğer alanlar/binalar/anıtlar
belirlenmiştir. ESIA’da mevcut bilgiler ve tavsiyeler ışığında, yurtiçi ve
uluslararası düzenlemelere, Nabucco Standartları’na ve uluslararası alanda kabul
görmüş en iyi uygulamalara uygun bir ‘Kültürel Miras Yönetim Planı’
oluşturulacaktır.”
|