BR> Ayasofya
Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtlarının
başında gelen 1473 yıllık mimari harikası Ayasofya, 900 yılı aşkın süre kilise,
481 yıl cami olarak kullanıldıktan sonra 1935 yılında Atatürk'ün isteğiyle müze
oldu.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından Ayasofya'nın ana
kubbesinin restorasyonuna verilen destekle tamamlanan çalışmalar sonrasında 17
yıldır içeride bulunan 180 tonluk dev iskele söküldü. 1993 yılından beri süren
Ayasofya ana kubbe mozaiklerinin restorasyon çalışmaları, İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Ajansının 2009 yılında kuzeydoğu çeyreğinde gerçekleştirdiği
mozaik restorasyonu ve konservasyonuyla tamamlandı. Müzenin kuzeydoğu kubbesinde
yer alan ve 160 yıl sonra gün yüzüne çıkarılan tahminen 700 yaşındaki altı
kanatlı melek yüzünün ortaya çıkması, Ayasofya'yı yeniden dünya gündeminin üst
sıralarına taşıdı. Ayasofya iç narteks tonoz
yüzeylerinde bulunan yaklaşık 600 metrekare mozaik ve mozaik taklidi yüzeylerde
konservasyon ve restorasyon gerçekleştirildi. Mozaikleri Justinianus dönemine
tarihlenen iç nartekste uzun yıllar sonra ilk defa yapılan bu çalışmalar
sayesinde dünyada eşi benzeri olmayan mozaiklerin korunmasına yönelik ciddi bir
adım atıldı. Çalışmalar kapsamında müzenin iç
mekanını aydınlatan kandillikler ve maksurelerin restorasyonu da yapıldı.
Fransız avizeci Marsiye'den alınan kandilliklerden yenilenen 70'i küçük biri
büyük kandillik için toplam 3 bin 512 adet cam fanus yenilendi.
Ayasofya'da Kazasker Mustafa İzzet Efendi'ye
ait 7,5 metre çapındaki 8 hat levhasının restorasyon ve konservasyon çalışmaları
da tamamlandı. Yüzeylerinde is ve kir oluşmuş, taşıyıcılarında ve altın
varaklarında bozulmalar meydana gelmiş hat levhaların yüzeyleri temizlendi ve
hatların altın varak yüzeylerinin restorasyonu yapılarak taşıyıcıları takviye
edildi. Ayasofya Müzesi kandillikleri ve hat
levhalarının restorasyonu, konservasyonu ve acil onarımının yapılması için 1
milyon 341 bin 273 TL, cephe acil onarım işi için 1 milyon 215 bin 75 TL bütçe
ayrıldı. Müzenin diğer projeleri de eklendiğinde bütçesi 3 milyon 990 bin 753 TL
oldu. Topkapı
Sarayı İstanbul'un fethinden sonra
Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan, günümüzde yerli ve yabancı
turistlerin en çok ziyaret ettiği müzelerin başında gelen Topkapı Sarayı da
zamanın yarattığı tahribattan kaçamadı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti
Ajansı, bu önemli mirasın gelecek nesillere aktarılması için yapılan koruma
çalışmalarına destek verdi. Topkapı Sarayı
Müzesi bünyesinde bulunan, dünyanın en zengin koleksiyonlarından biri olan Çin
ve Japon porselenlerinin sergilendiği mutfaklar bölümünde yer alan koleksiyonun
bir bölümü, 1999 depreminden sonra kaldırıldı. 1 milyon 871 bin 633 TL'lik bütçe
kapmasında sürdürülmekte olan çalışmalarla Topkapı Sarayı Müzesi mutfaklar
bölümünün restorasyonu ve deprem performansının değerlendirilerek bu kültürel
mirasın olası bir depreme karşı güçlendirilmesi, Çin ve Japon porselenlerinin
çağdaş tekniklerle sergileneceği bir mekan yaratılması amaçlandı. Sarayda
restorasyon sonrasında açılacak olan ''Osmanlı Mutfak Kültürü'' sergisinde,
padişahın sofrası, ziyaret sofrası gibi sofra düzenleri, kahve ve helva kültürü
gibi bölümler bulunacak. Topkapı Sarayı'nda
2010 enerjisiyle restore edilen yapılar arasında Osmanlı konut ve saray
mimarisinin bütün özeliklerini taşıyan Bağdat, Revan, Sofa köşkleri, İncirlik ve
Lala bahçeleri, Sofa Camisi, Mecidiye Kuleleri Kapısı da bulunuyor. Müzenin
geleceğe taşınması için hazırlanan tüm projelerin toplam bütçesi, 6 milyon 697
bin 342 TL'yi buluyor. Süleymaniye
Külliyesi ve Darüşşifası Kanuni
Sultan Süleyman tarafından 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan'a yaptırılan
Süleymaniye Külliyesi, merkezinde cami bulunan sıbyan mektebi, 4 medrese,
darülhadis, darülkurra, tıp medresesi, darüşşifa, imaret, kütüphane, sebil,
tabhane, mülazım hücreleri, hamam ve 36 dükkandan oluşuyor. Mimar Sinan'ın en
önemli eserlerinden biri olan darüşşifa binasının restorasyon çalışmaları 12
Haziran 2009 tarihinde yürütülmeye başlandı. Darüşşifanın, kullanım hakkının
Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'ne verilmesiyle birlikte kütüphane
bünyesinde bulunan yazma eserlerin restorasyonunun yapılacağı mekanların
oluşturulması ve yapının yazma eserler üzerinde çalışan uzmanların
araştırmalarını yapabilecekleri bir enstitü olarak işlevlendirilmesi amaçlandı.
Kuruluşunda her türlü hastalığın tedavi edildiği bir hastane olan ve
İstanbul'daki diğer darüşşifaların ilaçlarını temin ettiği büyük bir ecza deposu
bulunan darüşşifa, restorasyonların tamamlanmasının ardından günümüzde yazma
eser hastanesi olarak, kültürel mirasın bir parçası olmaya devam edecek.
Süleymaniye Külliyesi Darüşşifası'nda yürütülen restorasyon çalışması, 4 milyon
256 bin 619 TL'ye mal olacak.
|