İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, kentin 'Avrupa
Kültür Başkenti' ilan edildiği 2010 sürecinde hayata geçirilen 'kültürel
mirasın korunması ve kentsel projeler' alanında yapılan çalışmalar için
160 milyon 501 bin 912 TL harcadı. Sağlanan bütçenin
125 milyon 684 bin 474 TL'si restorasyon, onarım, yapım işleri,
13 milyon 313 bin 710 TL'si proje tasarım işleri, 21
milyon 503 bin 728 TL'si envanter, tecrübe artırımı, eğitim, yayın
projelerinde kullanıldı. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Vakıflar Genel Müdürlüğü ve belediyelerin sunduğu projeler,
'kültürel mirasın korunması ve kentsel projeler'in büyük bölümünü oluşturdu.
Ajansın faaliyet süresi boyunca bu alanda 470 adet proje
başvurusu oldu, bunlardan 158 adedine 2010 programında yer
verildi. Meydan ve sokak düzenlemeleri, anıtsal yapıların korunmasına yönelik
projelerin çizimi ve uygulamalarıyla ilgili 100 proje (71 uygulama, 29 proje
yapımı) hayata geçirildi. Bu 100 proje kapsamında 188 adet yapının onarımı, 30
adet yapının proje çizimi, 34 sokak ve meydanda yayalaştırmaya yönelik
düzenlemeler, 8 hazirede onarım, 6 adet anıtın aydınlatma projelerinin çizimi,
18 adet sokak ve caddede aydınlatma çalışması gerçekleştirildi. Diğer 58 proje
kapsamında ise bu alanda bilinçlendirme, envanter, tecrübe artırımı ve yayın
gibi konularda çalışmalar yapıldı.
"İstanbul'a önemli
bir katkı"
İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansı Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Gürkan,
kültürel miras alanında birtakım yeni yöntemlerle bilinçlenmeyi sağlayarak yol
almaya çalıştıklarını belirterek, ''Bunun sonucunda da ulaştığımız 188 tane
yapının restorasyonu, yeni kültür merkezi, müze yapımı İstanbul'a önemli bir
katkıdır'' dedi. ''Projeler içinde en büyük ağırlığı kültürel miras ve kentsel
projelere verdik. Çünkü hem kalıcıydı, hem de İstanbul'un inanılmaz derecede
kültürel miras potansiyeli vardı. Bunun korunması ve ileriye yönelik
yaşatılması, kullanım kararlarının alınarak fonksiyonlandırılması açısından bize
önemli bir görev düştü'' diyen Gürkan, bugüne kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olan,
ancak bazı sebeplerden dolayı gerçekleştirilememiş olan onarım çalışmalarının
İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesiyle ele alındığını anlattı.
Projeleri değerlendirirken yapıların önemini, tanınırlığını, görülebilirliğini
ve ziyaretçi potansiyelini de dikkate aldıklarını belirten Gürkan, ''Üç
imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul'un, özellikle tarihi yarımada denilen
bölgesinde yoğun bir kültürel miras potansiyeli var'' dedi.
158
projeyle 188 yapı ele alındı Gürkan, bu
bütçeyle, kabul edilen 158 proje kapsamında 188 yapının onarımını ve
restorasyonunu gerçekleştirdiklerini, ayrıca 30 adet yapının restorasyon
projesinin hazırlandığını, bazı sokaklarda yayalaştırma, meydan düzenleme
çalışması yapıldığını ifade etti. Bazı sokaklarda aydınlatma işlerinin de
yürütüldüğünü belirten Gürkan, ''Kente gelen ziyaretçiler güvenliklerini de ön
planda tutuyorlar. Gezerken kendi güvenliklerini tehlikeye atabilecek olan
karanlık mekanlardan korkuyorlar. Dolayısıyla bu mekanların aydınlatılması
gerekiyor. Ayrıca yapıların algılanabilirliğinin de arttırılması gerekiyor. Bu
aydınlatmalarla birlikte bu algılanabilirliği de arttırıyorsunuz, ayrıca kente
de bir gece silueti kazandırmanız lazım'' diye konuştu.
Gençlere yönelik eğitim
programı Gürkan, İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Ajansının, bu restorasyon ve onarım projelerinin yapım
yöntemlerine de olumlu katkılar sağladığını belirterek, projelerin danışma
kurulu aracılığıyla yürütüldüğünü, klasik kontrollük mekanizmasının yanı sıra
bilim adamlarını da bu projelere dahil ettiklerini ve sorunların kısa sürede
daha sağlıklı ve daha hızlı hayata geçirilmesinin sağlandığını söyledi. Ayrıca
hem teorik, hem de pratik anlamda eğitim çalışmalarının gerçekleştirildiğini
anlatan Gürkan, ''Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Koruma ve Restorasyon Firmaları
Birliği işbirliğiyle ajansımızın da katkılarıyla ara eleman olarak yetişmek
isteyen gençleri bir araya getirdik ve eğitim programı düzenledik'' dedi.
Önemli projelerden
bazıları Mehmet Gürkan, Ayasofya
Müzesi, Topkapı Sarayı, Galata Mevlevihanesi, Süleymaniye bölgesinde grup
çalışmalarının hayata geçirildiğini söyledi. Gürkan, Topkapı Sarayı'nda birçok
yapıda çalışmaların yürütüldüğünü, mutfaklar bölümü, Revan Köşkü, Sofa Köşkü ve
Sofa Camisi'nde yürütülen çalışmaların bir ay içinde tamamlanacağını anlattı.
Ayasofya'da uzun yıllardır kangren olmuş iskelesinin sökülmesini bir iş olarak
görmediklerini, ana kubbenin onarımının tamamlanması açısından bir iş olarak
kabul ettiklerini belirterek, ''Ana kubbedeki onarım çalışmalarını tamamladık,
iskeleyi söktük. Bunun devamında içerideki 7,5 metrelik 8 hat levhasının, ahşap
elemanların, dış cephenin onarımını gerçekleştirdik'' şeklinde konuştu. Gürkan,
Ayasofya'da, yapıldığı döneme ait, dünyanın bilinen en büyük boyutlu vaftiz
teknesinin de içinde bulunduğu Vaftizhane Atriumu'nun ziyarete açılacak duruma
getirildiğini hatırlattı. Galata Mevlevihanesi'nde ise geçmişte başlayan
restorasyon çalışmalarında eksik kalan bölümleri tamamladıklarını anlatan
Gürkan, mevlevihanenin ziyaretçilere açılabilmesi için içinin teşhirini
yaptıklarını, bahçesinin de çevre düzenlemesini gerçekleştirdiklerini söyledi.
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan
Süleymaniye bölgesinde ahşap evlerin onarımıyla ilgili çalışmaları geçen yıl
başlattıklarını anımsatan Gürkan, ''Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB) ile
birlikte 7 yapının onarımını tamamladık. 3 etap halinde İstanbul Üniversitesinin
de kullanımında olan ahşap yapıları da ele alıp, diğer taraftan Mimar Sinan'ın
eseri olan Darüşşifa ile birleştirerek, önemli bir çalışma başlattık. Bu
çalışmaları önümüzdeki 3 ay içinde tamamlamayı hedefliyoruz'' dedi.
İstanbul'daki çalışmaları, kültür mozaiğini dikkate alarak yürüttüklerini dile
getiren Gürkan, şunları söyledi: ''İstanbul'da
Ermeni, Rum ve Musevi cemaatiyle ortak çalışmalar yürüttük. Bunlardan en ileri
seviyeye getirebildiğimiz, çalışmaları neredeyse bitme aşamasına gelen Vortvots
Vorodman Kilisesi'ydi. Bu kilisenin kültür merkezine dönüştürülmesiyle ilgili
cemaat bir proje getirdi. Çevredeki diğer talepleri de karşılayacak şekilde bir
kültürel mekan haline getiriliyor kilise. Musevi cemaatiyle de Kamondo Anıt
Mezarı'nın onarımı için protokol imzaladık. Aynı zamanda Haliç kıyısındaki Mayor
Sinagogu'nun da kültür merkezine dönüştürülmesi için projeleri koruma kuruluna
teslim ettik. Rum cemaatiyle de İstanbul'un Rum mimarlarına ilişkin önemli bir
çalışma yürüttük. Bir belgelendirme amaçlı katolog basımı ve bu mimarlarla
ilgili sergi düzenlendi. Ayrıca Çatalca'da yapımını sağladığımız Mübadele Müzesi
açıldı.'' Kılıçali Paşa Camisi'ndeki
yangın Gürkan, Kılıçali Paşa
Camisi'nin restorasyonunda olduğu gibi bazı sorunların da yaşanabildiğini ifade
ederek, şunları söyledi: ''Bizler kurumlardan
gelen başvurulara göre yol alıyoruz. Bu çalışmalara finansal destek verirken,
işin kalitesinin de yüksek derecede olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunlarla
ilgili tüm kontrollük işlemleri, o idarelerdeki kontrollük teşkilatı tarafından
yürütülüyor. Kılıçali Paşa Camisi'ndeki yangının sebebinin kubbedeki eski bir
kablonun alev alması sonucu çıktığı saptandı. Bilim kurullarıyla istediğiniz
kadar işleri desteklemeye çalışın, istediğiniz kadar kontrollük mekanizmasını
güçlendirin bu tür kazalar her zaman olabiliyor. Önemli olan, bu tür olaylarla
karşılaşılmaması için tedbirli olunması.''
''AKM'de iyi bir proje rafa kaldırıldı''
Gürkan, Atatürk Kültür Merkezi (AKM)
Projesinin İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının en çok önem verdiği
konu olduğunu söyledi. Bu projeyle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan
protokol kapsamında 2008 yılında çalışmalara başladıklarını ifade eden Gürkan,
AKM ile ilgili süreci şöyle anlattı: ''Çok kısa
süre içinde avan projelerini yaptırdık, kuruldan geçirdik. Uygulama projelerini
elde etmeden önce sanatçılarla, meslek odalarıyla, derneklerle, Kültür ve Turizm
Bakanlığı ile ortak toplantılar yapıldı. Bu toplantılar sırasında tasarım
grubuna ve mimara talepler iletildi. Onlar da bu taleplere göre projeleri
çizdiler. Projeler tamamlandıktan sonra koruma kuruluna gitti. Kurul da onayladı
ama bu süreçte sendikadan ve sanat camiasından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile
ajansa çatıda restoran yapılmaması, bilet gişelerinin içeri alınmaması,
fuayelerin birleştirilmesi, boyahanenin dışarıya çıkarılması gibi bazı teknik
itirazlar geldi. Bunlar önümüzde sıkıntı yaratacaktı, bir daha projeyi revize
ettik, bir daha kurula götürdük. Koruma kurulu projeyi onayladı, ihalesini
yaptık. İhale sonucunda firma belirlendi, onarım çalışmalarına başlanacakken
yürütmeyi durdurma kararı geldi. Bu karara baktığımızda sendikanın ilk avan
projeye yaptığı itiraz sonucunda alınan bir yürütmeyi durdurma kararı olduğunu
gördük. Sendika dediğinden vazgeçmedi. Yine onların istediği şekliyle
düzeltmeler yaptık projede. Mimarlar Odası vizesi alındı ve koruma kuruluna
götürüldü.'' Projenin koruma kurulunda
değerlendirilebilmesi için sendikanın davayı geri çekmesi gerektiğini ifade eden
Gürkan, ''Sendika, davayı geri çekmediği için kurul projeyi değerlendiremedi.
Ajansın süresi de dikkate alınarak maalesef iyi bir proje rafa kaldırılmış
oldu'' dedi. Gürkan, ''Kültürel miras alanında birtakım yeni yöntemler getirerek
bilinçlenmeyi sağlayarak yol almaya çalıştık. Bunun sonucunda da ulaştığımız 180
tane yapının restorasyonu, yeni kültür merkezi, müze yapımı İstanbul'a önemli
bir katkıdır'' diye konuştu. Gürkan, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti
Ajansının sayısal olarak da büyüklük olarak da çok önemli işler üstlendiğini, bu
işlerin Haziran ayına kadar tamamlanacağını söyledi. Restorasyon sırasında
beklenmeyen sorunların yaşanabildiğini, bu nedenle sürenin uzatılması
gerektiğini dile getiren Gürkan, ''Yasamızda tasfiyeyle ilgili bir hüküm var.
Orada belirtilen kurumlarla görüşülerek, kaynağını tekrar bu kurumlara sağlamak
üzere onların sorumluluğuna vermemiz yönünde ilerlememiz gerekiyor'' dedi.
|