/p>
Aktif Strüktürler v2.0: Galata / Göktürk, Rafineleştirilmiş Kent Deneyimi
Proje; ses, mimarlık ve görsel sanatlar gibi disiplinler arası alışverişlerle mekansal ve görsel deneyimi bildiğimiz algıların ötesine taşıyor. Her disiplin birbirlerinin sınırlarını ihlal edip diğerine karışarak birbirlerini güçlendirmekte... Aktif Strüktürler böylelikle, izleyiciye; mekanın sese, sesin forma, formun canlı bir yapıya dönüştüğü, çok katmanlı, nefes alan bir performanssunuyor.
Projenin önemli bir yönü İstanbul’daki iki karşıt kentsel durumu, Galata ve Göktürk bölgelerini anlamak ve deneyimlemek. Galata'nın dinamik ve hayat dolu yaşantısı birçok tarihi katmanın ve topluluğun etkilemişiminden geliyor. İncelenen bölge, tarihi Galata Kulesi'nden enstalasyonun yer aldığı İstanbul Modern'e kadar uzanıyor. Seçilen alan, değişmekte olan kullanıcı profili ve çeşitliliği açısından oldukça zengin. Bu bölge, turistik otellerden Romanlar'a, Bohem sanatçılarından mahalle esnafına kadar çapraşık bir demografiye ev sahipliği yapıyor.
Buna karşılık Göktürk, belli bir dönemin yatırım aracı olarak kullanılmış spekülatif bir yerleşke olmasından ötürü, fonksiyonel esneklik veya beklenmekdik dönüşümlere fırsat vermekte. İki farklı alanın akustik durumları proje kapsamında kaydedilip dijital ortamda tekrar üretildi.
Bu süreç en dominant gözlem katmanı olan görsel algıyı bloke ederek mekanın “ses peyzajı”nı ayrıştırıyor. Böylelikle dijital düzlemde iki alan arasındaki farklılıklar daha da dramatikleşiyor. Söz konusu sokakların ses izleri Galata'da beklenmedik dalgalanmalar çeşitliliğin ifadesini yakalarken; Göktürk caddelerinde soluk seslere dönüşüyor. Enstelasyon bu şekilde deneyimin sıkıştırılmış bir versiyonunu sunarken çervenin görünür olmayan özelliklerini de okutuyor.
Aktif Strüktürler, iki alanın karşılaştırılmasının ötesinde, flanörün deneyimini tekrar canlandırıp güçlendirerek izleyiciye yaşatıyor. Aktif Strüktürler v2.0, bu kentsel alanları anlamak için sesin yanı sıra bilgi haritalaması gibi farklı disiplinlerden yararlanıyor.
Bu proje; mimarlık, ses tasarımı, görsel sanatlar gibi birbirine uzak disiplinleri bir araya getiriyor ve birbirinden ayrılmayacak bir bütün içinde eritiyor. Estetik ve yapılı çevremizin güncel algısını anlamaya çalışırken bir taraftan da sanat ve mimarlığın durduğu yeri sorgulayan yerleştirmeyi, 13 Ekim - 12 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleşen 1. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında İstanbul Modern’de ziyaret edebilirsiniz.
|