Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD), İstanbulSMD ve İzmirSMD tarafından 22 Ağustos 2012 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan basın duyurusunda, "İstanbul Çamlıca Cami Mimari Proje Yarışması"nın ilgili idare tarafından iptali istenerek, Dernek üyelerine yarışmaya katılmama çağrısında bulunuldu.
Duyurunun tam metni ise şöyle:
"İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği" tarafından, "Çamlıca Silueti Mimarını Arıyor" başlığı ile bir ilan verilerek "İstanbul Çamlıca’da bir cami yapısının elde edilmesine yönelik olarak bir mimari proje yarışması açıldığı duyurulmuştur. Kent ölçeğinde önemli ve kamuyu ilgilendiren tüm yapıların elde edilmesine yönelik olarak mimari proje yarışmaları bütün dünyada başvurulan etkili ve en işlevsel süreçlerdir. Başta Serbest Mimarlar Dernekleri olmak üzere tüm mimarlık örgütleri yarışmaların destekcisi olmuş, ülkemizin önemli yapılarının yarışmalar aracılığı ile elde edilmesi için mücadele vermişlerdir. Proje yarışmalarının etkin, işlevsel ve geçerli bir proje elde etme yöntemi olmaları açık, şeffaf, güvenilir ve kurumsal süreçler olarak gerçekleşmelerine bağlıdır. Mimarlar Odasının bu konuda oluşturduğu yönetmelikler ve yıllar içinde oluşmuş gelenek yarışmalara kurumsal bir yapı kazandırmış, geniş bir mimarlık kesimi tarafından benimsenmesini getirmiştir. Ancak söz konusu Çamlıca yarışması ne yönetmeliklere ne de yarışmaların kurumsal geleneğine uygun bir yarışma olarak düzenlenmemiştir. Daha kaygı verici olan bu aykırı durumun basit bir kural ve kurumsal gelenek ihlalinin ötesinde mimari yarışma ortamının bir meşrulaştırma aracı olarak kullanılmasıdır. Mimarlık yarışmalarının birincil kuralı yarışmaya çıkan arsanın yarışma programındaki yapı için uygun olmasıdır. Çamlıca yarışmasında seçilen yer, bir yandan uluslararası bir değer olan İstanbul siluetini geri dönülmez biçimde zedeleme riski taşırken öte yandan önerilen yapılaşma koşulları bugüne kadar sürdürülen boğaz öngörünüm alanı imar uygulama ve kısıtları ile çelişmektedir. Yarışma alanı yakın çevresi ve İstanbul ölçeğindeki yeri ile başlıbaşına bir planlama konusudur, ulaşımdan, altyapıya kent üzerindeki dönüştürücü etkileri çok boyutlu olarak değerlendirilmek zorundadır. Bu alanın tekil bir yapılaşma alanı gibi ele alınması, burada önerilecek herhangi bir yapılaşmanın kentsel ölçek ve bağlamsal etkilerinin gözardı edilmesi çağdaş mimarlık ve şehircilik gereklerini devre dışı bırakmakta, salt politik bir tercih olarak öne çıkmaktadır. Yarışmalarla ilgili ikinci önemli konu jüri seçimine yöneliktir. Jüriler yarışmanın önem ve konusuna göre alanında uzman, mimarlık ve planlama meslek örgütleri ve akademik çevreler tarafından kabul görmüş, benzer alanlarda uygulama, araştırma yaparak başarılı olmuş, uzmanlaşmış kişilerden oluşur. Söz konusu yarışmaya yönelik olarak mimarlık meslek örgütlerinin görüşü alınmamış, jüri oluşturma sürecinde gerekli olan teamül ve yönetmeliklere uyulmamış, kentin tümünü ilgilendiren böylesi bir ölçeğin gerektirdiği geniş tabanlı bir jüri temsiliyeti oluşmamıştır. Serbest Mimarlar Dernekleri olarak İstanbul’da gerçek ihtiyaç ve öncelikler gözetilmeksizin, salt politik ve ideolojik rantlar öne alınarak işlevseleştirmeye çalışılan bu yarışma sürecinin gerek İstanbul kenti gerekse Türkiye mimarlık ortamı için çok boyutlu ve geri dönülmez sorunlar yaratacağını ve bu nedenle yarışmanın iptal edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur…
Türk Serbest Mimarlar Derneği İstanbul Serbest Mimarlar Derneği İzmir Serbest Mimarlar Derneği
|