Yüzen Kent Uygulamaları ile Değişimler Deryasına Hazır Olun
EKODesign Konferansı 2012'nin merakla beklenen sunumlarından biri de, Waterstudio'nun kurucusu Koen Olthuis'un "FLOAT!" başlıklı konuşmasıydı. Dünyanın farklı kentlerinde gerçekleştirdiği suya dayalı tasarımları ile tanınan Olthuis, sunumunda, konsept projelerinden örneklerin yanı sıra çılgın proje "Kanal İstanbul"u da masaya yatırdı.
Yüzen toprak parçalarının (floating land) kentler için ayrı bir olanak sunduğuna dikkat çeken Koen Olthuis, bu strüktürlerin yıllar sonra da rahatlıkla kullanılabilecek yapıda olduğunu ekledi. Köpük ve betonu birleştirerek, istenilen genişlikte yüzen adalar elde etmenin mümkün olduğunu söyleyen Olthuis, bu yolla oluşturulan yapıların normal binalar ile aynı maliyete ve konfora sahip olduğunun da altını çizdi. Yüzen adaların üzerine bütün bir kent bloğunun inşa edilebileceğini belirten Hollandalı mimar, bu şekilde son derece esnek "Hydrocity"ler (su kentleri) yaratılabileceğini ifade etti.
Günümüz kentlerinin, sürekli değişen ihtiyaçları olduğuna işaret eden Koen Olthuis, bu ihtiyaçlara yanıt vermek için, tıpkı akıllı telefonlara yüklenen donanımlar gibi, kentsel strüktüre de belli uygulamalar (applications/apps) eklenebileceğini savundu. Ve yeterince su yüzeyi olduğu sürece, kullanıma hazır yüzen kentsel bileşenler (yüzen park, orman, otel, plaj, cami vs) ile, her yeni ihtiyacın karşılanabileceğini ekledi. "Aquanomics" (su ekonomisi) olarak nitelediği finansal sistemin, su kullanımına dayalı yeni ekonomik olanaklar (kiralama gibi) sunduğunu belirten Olthuis, böylelikle aynı yüzen altyapının kentten kente taşınabileceğini dile getirdi. Yüzen kent uygulamaları; her keseye ayrı deva... Çin'de yüksek gelir grubu için geliştirdikleri, 43 yüzen adadan oluşan projede, kullanıcıların özel denizaltıları ile kendi adalarına giriş yapabileceğini söyleyen Koen Olthuis, benzer bir projelerinin ise 18 delikli yüzen golf sahası olduğunu belirtti. Üç sene içinde tamamlanması planlanan projenin, özellikle balayı tatili için ilginç bir destinasyon olacağını vurguladı. Lüks yüzen ada projelerinin ardından gecekondu sorunsalına da değinen mimar, yüzen kent uygulamaları (city apps) ile gecekondu alanlarında refahın nasıl artırılabileceğini irdeledi. Gecekonduların su baskınları için çok savunmasız alanlar olduğunu hatırlatan Olthuis, aynı zamanda enerji ve barınma anlamında da zorluklar yaşandığını belirtti. Gecekondu alanlarının iyileştirilmesindeki üç katalizör işlevi; mekan, yatırımcılar ve esneklik olarak sıralayan Olthuis, bu süreçteki her bir adımda farklı işlevlere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti. Konuşmacı, gecekondu ıslahı için önerdiği yüzen ada projesinde şu başlıklara değindi: - Yüzen sosyal konutlar su baskınlarına karşı dayanıklı olacak Bu tür küçük ihtiyaçlar (micro-needs) düşünülerek pek çok fikir geliştirilebileceğini söyleyen Koen Olthuis, yerleşim birimlerinin dilediklerinde bu tür işlevleri kiralayabileceğini belirtti ve yüzen kent uygulamalarının (city apps) dönüşümü başlatacak güce sahip olduğunu yineledi.
|