İzmir'in içme suyu ihtiyacını karşılaması planlanan Çamlı Barajı havzasında yer alan Efemçukuru'nda, maden işletmeciliği konusundaki ısrar, Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu'na taşınıyor.
Bakanlar Kurulu, yöredeki tarım arazilerine ilişkin, yurt savunmasını gerektiren durumlarda uygulanan "acil kamulaştırma" kararı almıştı. Danıştay 6. Dairesi, karara karşı yürütmenin durdurulması istemiyle yapılan itirazı reddetmişti. Yörenin altıncı şirket TÜPRAG tarafından talan edilmesini engellemeye çalışan çevreler, köylülerin elinden topraklarının alınmasını üst mahkemede engellemeye çalışıyor. Yöre halkı, yaşam hakkını ve yurt sevgisini savunmaktan geri durmayacakların bildirerek, mücadeleye devam kararını duyurdu.
Uşak da sorunlu
TÜPRAG, İzmir'e kuş uçuşu uzaklığı 30 kilometre olan Efemçukuru'ndan çıkaracağı cevheri Uşak Kışladağ Altın Madeni'nde ayrıştıracağını açıklıyor. Ancak buradaki madeninin ÇED olumlu belgesine yargı tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiğini kamuoyunun dikkatinden kaçırıyor.
Bunun yanı sıra TÜPRAG bir olguyu daha göz ardı ediyor. O da İzmir'in içme suyu ihtiyacını karşılamak için projeler üreten İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin adı geçen alanda baraj yapma istemi. Yapımı ilk olarak DSİ tarafından programlanan, ancak madenin bölgede boy göstermesi ardından, gündemden çıkarılan Çamlı Barajı'na, belediye sahip çıktı. Baraj havzasında maden işletmeciliği yapılamayacağı gerçeğinden yola çıkarak, ayrı bir yargı süreci başlattı. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, Efemçukuru'nda işletilmek istenin madenin alması zorunlu olan gayri sıhhi müessese ruhsatı büyükşehir belediyesinin onayına bağlı. Açılma ruhsatı için başvurulacak olan İzmir Büyükşehir Belediyesi ise TÜPRAG'ın
bölgedeki uygulamalarına karış dava açmış durumda.
Bu gelişmelere karşı TÜPRAG'ın, Danıştay 6. Dairesi'nin acil kamulaştırmaya yönelik yürütmeyi durdurma istemini reddetmesini, önündeki tüm engeller kalkmış gibi yansıtmasının ardındaki gerekçeler kamuoyu tarafından merak ediliyor.
Köylülerin, acil kamulaştırma kararına karşı Danıştay 6. Dairesi'ne yaptıkları, yürütmeyi durdurma isteminin reddedilmesi, bölgedeki direnci kırmadı. Köylüler, yurt savunmasını gerektirecek hallerde uygulanması söz konusu olan kamulaştırmanın kendilerinin üzerinden hayata geçirilmesine izin vermeyeceklerini bildiriyorlar. Efemçukuru'nda yaşayan bireyler, yurtsever olmanın bedeli karşılığında "yurt savunması" gerekçe gösterilerek, topraklarının ellerinden alınmasına anlam veremediklerini söylüyorlar.
Kamu zararı
Köylülerin avukatı Arif Ali Cangı, üst mahkemenin söz konusu kararı
düzelteceğine inandıklarını söylüyor. Cangı, söz konusu işlemde kamu yararının
değil kamu zararının olduğunu belirterek,
"Yapılan işlemde; madeni işletecek olan TüPRAG'ın çıkarı köylülerin mülkiyet
hakkından üstün tutulmuştur. Olağan kamulaştırma yolu bile tercih edilmemiş, tüm
bireylerin katlanmak zorunda olduğu olağanüstü hallerde başvurulan kamulaştırma
yoluna gidilmiştir. İşlemin yapılış biçimi bireysel mülkiyetin, şirket
mülkiyetine dönüştürülmesidir. Yapılacak olan da ticari bir uygulamadır.
Efemçukuru'daki yargılama, yöre halkının yaşamı ve yanı sıra İzmir'in suyunun
korunması davasıdır. İzmir gelecekte susuz bırakılmak istenmiyorsa, Efemçukuru
Altın Madeni'ne izin verilmemelidir" görüşlerine yer veriyor.
|