STRONG>Yıldız Teknik Üniversitesi Mimari Tasarıma Giriş (MTG)
Stüdyoları sergi ve jürisi, Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM)
gerçekleştirilen bir kolokyum ile sona erdi. Kolokyum, 2009/2010 güz yarıyılında
YTÜ’de yürütülen on bir proje grubunun farklı yöntemlerle işlenen
çalışmalarının, öğrenci ve öğretim görevlilerinin katılımı ile serbestçe
değerlendirilmesini amaçlıyordu.
İlk olarak 2 Ekim 2009 tarihinde yine YEM’de düzenlenen ve
Necati İnceoğlu’nun yaptığı bir sunum ile başlayan YTÜ MTG
Stüdyo serüveni, 21 Ocak’ta öğrencilerin kurdukları sergi malzemelerinin 25
Ocak’ta jüriye çıkması ile sona yaklaşmıştı. Bugün (26 Ocak 2010) devam eden
jüri maratonu, YTÜ Mimarlık Bölümü birinci sınıf öğrencileri, MTG yürütücüleri
ve konuk öğretim görevlilerinin katılımı ile gerçekleştirilen kolokyum ile sonlandırıldı.
Açılışı yapan MTG koordinasyon ekibinden Şebnem
Yalınay Çinici
, YEM’e desteğinden ötürü teşekkür ederek başladığı
konuşmasında, bu kolokyumun öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için
yaratılmış bir fırsat olarak görülmesini diledi. “Burada size bir şey
öğretilmiyor, beraber belli bir konuda çalışılıyor” diyen Çinici, öğrencilerden
değişen eğitim modelini de masaya yatırmalarını istedi.
On bir stüdyonun dönem içi ve
final çalışması süreçlerini kapsayan ikişer dakikalık sözsüz dijital
sunumların ardından öğrencilere, ne
öğrendikleri ve neler yaşadıkları üzerine konuşmaları için söz verildi. Mimar
adaylarının sessiz kalması üzerine Çinici’nin “Mimarlık nasıl bir dünyaymış?
Hala mimar olmak istiyor musunuz?” sorusunun da cevapsız kalması, Çinici’nin ise
“Pekala, o halde yollarımız burada ayrılıyor” demesi gülüşmelere sahne olarak,
salonda hakim olan sessizliğin bir nebze dağıtılmasına olanak
tanıdı.
Kolokyumda söz alan Fulya Özsel Akipek
grubundan öğrenciler
, Akipek’in bahçesinde gerçekleştirdikleri iki günlük grup içi atölye
çalışmasının kendilerini çok heyecanlandırdığını ve sonuçta da başarılı tepkiler
aldıklarını belirttiler. “Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi” diyen ve Akipek’e
dönem boyunca gösterdiği ilgi ve dostluktan ötürü teşekkürlerini sunan
öğrenciler, özellikle sergi strüktürü tasarımı sırasında malzeme organizasyonunu
öğrendiklerini vurguladılar.
Salih Küçüktuna grubu ise
, farklı maket teknikleri öğrendiklerini ve kağıt üzerindeki bir
tasarımın içinde dolaşma keyfini yaşadıklarını aktardılar. “Çok bağnaz bir ortam
bekliyorduk ancak özgür düşünceye önem veren bir ortam ile karşılaştık” diyen
mimar adayları, hem bireysel çalışma hem de grup çalışması yapmış olmanın
avantajlarından da söz ettiler.
Yorgunlukları ve bu
nedenle zaman zaman konuşmaktan çekindikleri gözlemlenen mimarlık
öğrencilerinden, elbette olumsuz eleştiriler de geldi. Özellikle dönem boyunca
yalnızca bireysel çalışma yapılan grupların üyeleri, “Bir elin nesi var,
iki elin sesi var” sözünü hatırlatarak kendilerinin de ekip çalışması yapmış olmayı
dilediklerini belirttiler.
|