Myanmar'ın dev Parlamento binasına giden yol, 20 şerit genişliğinde. Askeri geçit törenleri için son derece uygun olan bu yol, diğer zamanlarda ürkütücü bir biçimde boş. Arabayla yarım saat uzaklıkta, şehrin bakımlı bulvarlarının gerisinde, inşaatı devam eden başka bir gösterişli yapı yükseliyor: Ülkenin generalleri ve amiralleri için bir mabet görevi görecek askeri bir müze. Yolun karşı tarafında askeri eğitim akademisi yer alıyor. Yolun aşağısında ise kışlalar ve kocaman bir tören alanı bulunuyor. Myanmar'ın Naypyidaw'ı yeni başkenti ilan etmesinden altı yıl sonra, şehir hâlâ tekdüze ve cansız. Şehir, cuntanın Mart ayında yetkilerini 50 yıl aradan sonra kurulan ilk sivil hükümete devretmesinden bu yana, yönetimde olmayan askeri yönetime bahşedilmiş maliyetli bir anıt görünümünde.
Şehri insanlar için daha cazip kılmaya yönelik girişimlerde bulunuldu. "Vatanseverlik ruhunu" canlandırmak için yapılmış bir eğlence parkı ve devlet memurlarının Burma dilinde şarkı sözlerine sahip Batılı pop şarkıları eşliğinde fışkıran suları izlediği bir fıskiye var. Buna karşın çoğu akşam Naypyidaw'ın üzerine bir ölüm sessizliği çöküyor. Geçtiğimiz akşamlardan birinde fıskiyeyi ziyaret eden 20 yaşındaki devlet memuru U Aung Myint, "Burada çok sıkılıyoruz. Akşamları gelebileceğimiz tek yer burası" diyor. Şehrin banliyölerinde karaoke barlar ve birkaç gece kulübü açıldı ama müdavimleri genelde kıdemli subaylar ve memurlardan oluşuyor.
Burma tarihçisi T hant M yint-U, eskiden Burma adıyla bilinen ülkede, yeni başkent yaratmanın eski bir gelenek olduğunu söylüyor. Gönderdiği e-postada, "Karmaşık ve çoğu zaman şiddetin pençesinde olan Myanmar'ı yönetmek hep çok zor olmuştur. Geçmişte pek çok kral, doğal ve belki de kaçınılmaz olan anarşiye kafa tutmak için başkent yarattı" diyor. Şeker kamışı ve pirinç tarlalarının ortasında yeni bir şehir kurmak, Asya'nın en fakir ülkelerinden biri olan Myanmar için çok masraflıydı. Askeri cunta projenin maliyetini hiç açıklamadı ancak Burma ekonomisi konusunda önde gelen uzmanlardan biri olan Sean Turnell, 3 ila 4 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.
Naypyidaw'ın çiçekler ve çalılıklarla çevrili heybetli bulvarları, ülkenin geri kalanındaki düşük refah düzeyiyle büyük bir zıtlık oluşturuyor. Komşu şehri Pyinmana'da yaşayanlar o kadar fakir ki bazen 2.5 dolar karşılığında peştamallarını rehin veriyorlar. Askeri yönetim sırasında onlarca yıl süren tecrit ve ekonominin kötü yönetilmesi, Myanmar'ın dinamik komşularına kıyasla daha fakir olmasına yol açtı. Generaller ve iş ortakları zenginleşti ve konaklar inşa edip lüks arabalar ithal etti ancak nüfusun geri kalanı Çin, Tayland ve Malezya gibi yerlerde orta sınıfın oluşmasını sağlayan ekonomik canlanmadan nasibini alamadı.
Devlet Başkanı Thein Sein'ın önderliğindeki yeni sivil hükümet, ekonomiyi liberalleştirmek istiyor ancak değişimin fakir kesime yansıması yıllar alabilir. Peştamal dükkânı sahibi U Maung Maung ise insanların git gide fakirleştiğini söylüyor. Naypyidaw aynı zamanda Myanmar standartlarına göre bir hayli pahalı bir şehir. Restoranlarda bir tabak kızarmış pirincin fiyatı 3.75 dolar ki bu şehirde bir inşaat amelesinin bir günlük ücretine denk geliyor. Naypyidaw'daki işletmelerin çoğu hükümetle bağlantılı ama yetkililer bunu değiştirmeye çalışıyor. Buradaki bir otelin müdürü, şirketlerin ve kâr amacı gütmeyen kurumların toplantılarını ülkenin eski başkenti ve en büyük şehri Yangon yerine Nayptidaw'da yapmaları için baskı gördüklerini söylüyor. Thant Myint-U, Yangon'daki büyük elçiliklerin şimdiye kadar Naypyidaw'a taşınmamak için direndiğini ama şehrin z aman i çinde d aha c azip h ale gelebileceğini söylüyor. "Ne de olsa Washington'un insanların yaşamak isteyeceği bir yere dönüşmesi onlarca yıl aldı" diyor.
|