BR> Gerilla Pazarlama da yeşil
olabilir
Gerilla pazarlama kavramının kurucularından Jay Conrad
Levinson 1984 yılında çıkardığı kitabıyla geleneksel pazarlama yöntemlerinin
dışında kısıtlı bir bütçeyle nasıl pazarlama yapılır sorusuna cevaplar
geliştirmişti. University of California Berkeley'de profesörlük yaptığı dönemde
öğrencilerinin küçük işletmelerde kolay ve düşük bütçeli pazarlama yöntemlerinin
neler olabileceğini sormasıyla, birkaç kütüphanede pazarlama alanında
araştırmalar yapmış ancak geleneksel pazarlama yöntemleri dışında kaynağa
rastlamamıştır. Öğrencilerinin sorularına cevap vermek üzere alternatif
pazarlama yöntemleri üstünde çalışmış, bu yöntemleri önce bir listede toplamış
öğrencileriyle paylaşmış, daha sonra bunları Gerilla Pazarlama adında bir
kitapla tüm işletme camiasıyla paylaşmıştır.
2009'un sonunda
Shel Horowitz ile beraber yazdığı son kitabı 'Guerrilla Marketing Goes Green'
ile Levinson iş adamlarını çevreci değişime çağrıyor. İş dünyasının
gereksinimleriyle doğanın çağrısını birleştiriyor ve adım adım yeşil gerilla
pazarlamanın işinizi nasıl değiştirebileceğini anlatıyor. Yeşil gerilla
pazarlamayı hem sizin hem de dünyanın yarar göreceği bir strateji bütünü olarak
duyarlı iş adamlarının görüşüne sunuyor.
Öncelikle, kitap
sürdürebilirlik, karlılık ve sosyal sorumluluğun beraber yürütülebileceğinin
altını çiziyor. İş dünyasında başarılı olmak için kurnaz olmak, başkalarını ezip
geçmek gerekmez. Aksine iş, sağlam ortaklıkların kurulmasıyla büyür. Bu
ortaklıklar sadece şirketin sahiplerinin değil, çalışanlarının ve müşterilerinin
de bağlı oldukları ortaklıklardır. Kişiler kimi zaman paralarını, kimi zaman
güvenlerini, kimi zaman ise zamanlarını bu ortaklıklara dahil eder. Uzun süreli
anlayış ve çok yönlü çaba üzerine kurulu ilişkiler bu ortaklıkların yaşam
süresini ve başarısını belirler. Başarılı pazarlama karşısındakine değer katmaya
dayanır, böylece işler de ortaklık bağları da büyür. Ayrıca, etik şirketler
hedefledikleri gruplara ulaşan başka şirketlerle işbirliğine girerek pazarlama
giderlerini kısabilirler. Uzun dönemde aynı amaca hizmet eden müşteriler marka
savunucuları haline bile gelebilir. Sosyal, ekonomik ve çevresel sorumluluk
sahibi şirketler toplumda bilinirliklerini arttırırlar. Tüketiciler de topluma
geri dönüşleriyle öne çıkan, sosyal yönü ağır basan şirketlerin markalarını
tercih eder. İşte aynı fiyat ve kalitede iki üründen birinin diğerine göre daha
çok satmasının sebebi de bu. Şirketin iyi bir amaca hizmet etmesi.
Dünyaca ünlü PR şirketi Edelman'ın 2009'da yürüttüğü Tüketici
Çalışması'na göre, 10 ülkeden 6.000 tüketicinin %57'si bir markayı veya şirketi
seçerken kurumsal sosyal sorumluluk girişimlerini değerlendirdiğini belirtmiş.
Eğer ürünün veya servisin kalitesi aynıysa, tüketicilerin %65'i iyi bir amaca
hizmet eden başka bir ürüne geçmeye hazır. Edelman çalışmasında küresel
katılımcıların %64'ü iyi bir amaca hizmet eden bir markayı tavsiye edeceklerini
söylediler, bu oran 2008'de %52'ydi. Sadece bu yükseliş trendi bile şirketlerin
etik ve sorumluluk sahibi olmalarının ürünlerinin cirosunu yakından
ilgilendirdiğini göstermekte. Peki, sosyal sorumluluk nedir? En kapsamlı
tanımıyla sosyal sorumluluk, şirketlerin kanuni zorunlulukları ötesinde, müşteri
ve hissedarları haricinde topluma karşı sorumlulukları.
|