'Yaşam Bitince HES'in Kime Faydası Olacak'

Alakır'da bugün 4'ü çalışır durumda 8 HES projesinden biri olan Dereköy Regülatörü ve HES'ine ilişkin Antalya Valiliği 25 Haziran 2010'da 'ÇED gerekli değildir' kararı verdi. Valilik kararına karşı bölge halkının açtığı davada Antalya 2'nci İdare Mahkemesi 26 Nisan 2012'de kararın iptaline hükmetti. İptal kararına sevinen bölge halkının sevinci, yarım kaldı. İkinci bir ÇED raporu hazırlayan firma, bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 'olur' aldı. Buna karşı açılan davada ise Antalya 2'nci İdare Mahkemesi, 5 Mart'ta yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Heyet bölgede inceleme yaptı

DHA'nın haberine göre, yürütmeyi durdurma kararı kapsamında dün bölgede davanın bilirkişi heyeti inceleme yaptı. 5 akademisyenden oluşan bilirkişi heyeti, önce santral binasının yapılması planlanan bölgede, ardından su kenarında incelemelerde bulundu, tarafları dinledi. Davacı taraf avukatlarından Tuncay Koç, Alakır Vadisi boyunca yapılması planlanan 8 HES projesinin biriktirici etkisi hakkında ÇED raporunda yeterli çalışma bulunmadığını belirtti. Bu toplam etkinin vadideki insan ve diğer canlı hayatına olumsuz etkileri olacağını belirten Koç, "Şu anda mevcut ve faaliyette olan iki HES arasına yapılmak istenen Dereköy HES projesi ile birlikte, 10 kilometreden de fazla alanda Alakır Çayı'nın borular içine alınması, canlı hayatı tartışmasız şekilde tehdit ediyor" diye konuştu. Şirket yetkilileri ise HES projelerinin doğal dengeyi bozmayacağı, herhangi bir yıkıma sebep olmayacağı gibi Alakır Vadisi'ndeki su rejiminin bu HES ile düzenleneceğini iddia etti. Bilirkişi heyeti incelemelerin ardından bölgeden ayrıldı.

‘Bir doğa harikası Alakır’

Bölgede HES'lere karşı mücadelenin bileşenlerinden Karacaören Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Başar, Alakır Vadisi'ni Beydağları'nın 3086 metre yüksekliğiyle zirvesi Kızlar Sivrisi, Tocak ve Kıyı sıradağları arasında uzanan, 75 kilometre uzunluğa ve yer yer 50 kilometreye varan genişliğe sahip bir doğa harikası olarak anlattı. Başar, 20 mahallenin serpildiği vadiden geçen Alakır Çayı'nın yalnızca insanları değil, bitki örtüsü ve hayvan varlığıyla bütün bir yaban hayatı besleyen tek akarsu olduğuna dikkat çekti. Başar, "Hal böyleyken Alakır'da birbiri ardına dizilen 8 HES'le çay suyunun borular içine hapsedilerek doğal su döngüsünden koparılması, tüm vadideki yaşama ve Kumluca halkının canına kast etmektir" diye konuştu.

‘Fatura çok ağır olacak’

Alakır Çayı üzerinde planlanan 8 HES projesinden 4'ünün tamamlandığını ve faal durumda olduğunu belirten Mehmet Başar, şunları söyledi:

"Geriye kalan 4 HES de alel acele yapılmak istenmektedir. Faal durumdaki 4 HES yüzünden ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmış bulunan vadi 8 HES'i kaldıramayacaktır. Hayati öneme sahip olan su döngüsü bozulacağı için önce bölgeyi besleyen nem ve buna bağlı bitki örtüsü değişip, yok olacaktır. Suya ulaşamayan kuşlar, memeliler ve hatta böcekler bölgeyi terk edecek. Sonuçta orman tamamen yok olacak, bölge çölleşecektir. Kumluca ovasında, Alakır Çayı'nın suyuna ve vadinin doğal dengesine bağlı tarım üretimi de sona erecektir. Bölge insanı göç etmek zorunda kalacak. İşte o zaman üretilen elektriğin kime ne faydası olacak?"