ünyanın önde gelen tasarımcı, mimarlar ve mühendislerini ilgilileri ile
bir araya getirerek sektördeki mesleki iletişim ortamı kalitesinin yükseltmek ve
dünya tasarım pratiği bileşenlerinin Türkiye’de de eş zamanlı olarak
tartışılabileceği ortamlar yaratmak amacıyla dünyaca ünlü isimleri ağırlamaya
devam eden Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM) son konuğu, ünlü mimarlık kuramcısı,
tasarımcı ve peyzaj mimarı Charles Jencks oldu.
Siemens Ev Aletleri ana
sponsorluğunda gerçekleştirilen ve Suha Özkan tarafından yönetilen “Kritik
Modernizm” başlıklı konferansta Jencks, bu gün yaşadığımız kentsel, ekonomik,
politik gelişimin mimarlığa yansımasını, küresel ısınma da dahil olmak üzere tüm
boyutları ile tartıştı. 1970’lerde “postmodernizm” kavramını mimarlık ortamı
için yeniden tanımlayarak gündeme oturtan Jencks, bu kavramı da irdelediği
konuşması ile yalnızca mimarların, tasarımcıların, mimarlık ve sanat
tarihçilerinin değil, bugünün dinamiklerini kavramak isteyen her kesimden
izleyicinin ilgisini çekmeyi başardı.
Konferansın açılış
konuşmalarından ilki için kürsüye gelen Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu
Başkanı Doğan Hasol, Jencks ile Barselona’da bir araya geldiklerini ve kendisini
İstanbul’a davet ettiğini anlatarak, bu buluşmayı mümkün kılan başta Süha Özkan
olmak üzere herkese teşekkür etti.
Konferansın ana sponsoru olan Siemens
Ev Aletleri’nden Siemens Ankastre Ürünler Satış Müdürü Kenan Yıldırım ise,
üçüncü kez katkıda bulundukları bu konferanslar dizisinin kendilerini en çok
mutlu eden tarafının yoğun öğrenci katılımı olduğunu belirtti. Yıldırım
Siemens’in hedefinin ortak tecrübelerini paylaşmak ve mimarlık öğrencilerine
katkıda bulunmak olduğunu da dile getirdi.
Son açılış konuşmasını
gerçekleştirmek üzere kürsüye gelen Süha Özkan ise, Architectural
Association’daki öğrencilik zamanlarından tanıdığı ve “parlak, olağanüstü ve
genç bir öğrenci” olarak tanıttığı Jencks’ten öz yaşamsal kesitler ve onun
mimarlık düşüncesinden izlenimler sundu.
Açılış konuşmalarının ardından söz alan Charles Jencks, öncelikle
İstanbul intibalarını izleyiciler ile paylaştı. Jencks, İstanbul’un tarihle
ilginç bağlantılar kurduğunu ve tarihin farklı periyotları ile katmanlar halinde
bir süreklilik ilişkisi içinde olduğunu söyleyerek, Her şehrin kendine göre bir
modernizmi var. Ancak siz, yeni mühendisliğin kentinizi yok etmesine izin
vermemişsiniz” tespitinde bulundu.
Konferansın başlığını da oluşturan
“kritik modernizm” kavramını irdelemeye Norman Foster’dan bir alıntı ile
başlayan Jencks, Alfred Barr’a ait bir diyagram üzerinden modernite tarihinde
yaşanan karşılaşmalara dikkat çekerek tüm farklı modernizm anlayışlarının bir
araya gelişlerinin bir “kutu”, yani modern mimarlık ile sonuçlandığını ileri
sürdü. “Ancak ben modernizmin bir ruhu olduğuna inanıyorum” diyen Jencks,
modernizm ile din arasındaki ilişkinin de altını çizdi. “Bugün modernizm bir
din” ifadesinde bulunan Jencks, dindarların modernizmi ancak bir pseudo-din
olarak görecek olmalarının dahi, onun dinsel bir faaliyete denk geldiği
gerçeğine işaret ettiğini dile getirdi. Bu çıkarımın altında yatan sebepleri
irdeleyen Jencks, modernizasyonun başarısı ile çevre krizi ve mevcut ekonomik
kriz noktasına ulaştığımızı, ancak tam olarak da bu noktada kritik bir duruşun
ortaya konması gerektiğini belirtti.
1910’lardan günümüze
modernizm kavramını aşamalı olarak şematize eden Jencks, 1930’lara dek
modernizmden bahsederken 1930-50 aralığı için “Reactionary Modernism” -yani
tepkisel modernizm, 1960 sonrası için “Late Modernism”, 1970 sonrası için
“Postmodernism” kavramlarını ortaya atarken, günümüz yani 2000 sonrası için ise
“Kritik Modernizm” kavramını kullandı. “Bugün dahi etrafımıza bakarsak tepkisel
modernizmin varlığını görebiliriz” diyen Jencks, Londra’da Irak savaşı karşıtı
protesto gösterilerine değindi.
Kritik modernizm
kavramını açmaya çalışan Jencks, gösterdiği bir dizi mimarlık ürünü eşliğinde
kavramın geçmiş, şiirsellik, bilim ve dinden beslenerek ortaya çıktığını
aktardı. Jencks, mimarlıkta bezemeye de geniş bir yer ayırarak mimarlığın
dünyanın tüm dillerini ve kelimelerini bezeme yolu ile yakaladığını, ancak hala
bize bir şey söyleyemediğini öne sürerek “Mimarlık bugün bir problem içinde
sıkışmıştır” ifadesini kullandı. Jencks’in kritik modernizme doğru önerisi ise,
mimarlığın bilimi kullanarak “hakiki doğa”ya yaklaşması oldu.
Charles Jencks konferansı, Jencks’in Suha Özkan ile
karşılıklı izleyicilerden gelen soruları cevaplaması ve Kavaklıdere'nin şarap ikramıyla sona
erdi.
|