''Yapı Denetçisi Mühendis ve Mimarlar Mesleki Bağımsızlıktan Yoksun Bırakıldı"
Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, ''Şirketlerin ücretli çalışanı, hatta imzacısı konumuna sokulan yapı denetçisi mühendis ve mimarların mesleki bağımsızlıktan yoksun bırakıldığını" ileri sürdü.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından Milli
Kütüphane Toplantı Salonu'nda Yapı Denetimi Forumu
Düzenlendi. Forumun açılışında konuşma yapan Elektrik
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, ''4708 Sayılı
Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 2001 yılında Meslek Odalarımız başta olmak
üzere pek çok kurum ve kuruluşun uyarıları ve önerilerine rağmen
insanların can ve mal güvenliğini kar güdüsüne teslim eden bir sistem olarak 19
ilde uygulamaya sokulmuştur. 1 Ocak 2011'den itibaren 81 ilin tümüne
yayılmıştır'' diye konuştu. |
-
Yapı Denetim Yönetmeliği maalesef ilk çıktığı an yanlışlar ile dolu idi. En büyük yanlışlardan biri müteahhitin yapı denetimini kendisi seçmesi ise diğeride yapı denetim firmalarında mühendis, mimar dışındaki Teknik Öğretmen ve Teknikerlerede görev verilmemesi ve zorunlu istihdam şartının konmamasıdır. Bundandırki maalesef yapılan yapı denetim anlaşmalı binalarımız bile kontrol edilmiyor, sadece evrakları imzalanıyor. Bu yanlıştan dönülmeli ve tam bir denetim için yapı denetimlerinde yardımcı personel olarak İnşat, Elektrik, Harita ve Makina Teknikerlerinede görev verilmelidir. Saygılarımla... YANITLA
-
Yapı Denetiminde şantiye şefliği mimar ve mühendislerin "at imzanı al paranı" sistemine dönüşmüş vaziyettedir. Her inşaatta bir şantiye şefinin olmasını zorunlu kılan bu sistem baştan sakat doğmuşmuştur. Bunun gerekçesi sağlam temeller üzerine oturtulamamıştır. Şantiye şefliği müteahitin ruhsat alması için sıradan bir evakın tamamlanması ve gerisini kimsenin aramaması sonucu formalite bir iş ve işlemden öteye gidememiştir. Gerçek anlamda şantiye şefliğinin yürütülmesi için bazı önerilerimi sıralamak isterim: 1- Şantiye şefliğindeki mimar ve mühendisler için 30.000 m2 olan yapı sınırlandırmasının hiç bir temel mantığı yoktur. Bu 30000 m2 beş ayrı inşaat içinde geçerli olabilir, tek inşaat içinde geçerli olabilir. beş ayrı inşaatı denetleyecek mühendisin bu inşaatları pratikte denetlemesinin mümkün olmadığını TMMOB'de bakanlıkta çok iyi biliyor. 2- Şu anki ruhsat sayısı ile mevcut serbest mimar ve mühendisin bu inşaat alanına yetişmesi mümkün değildir. 3-Bu sistem mimar ve mühendisler dışındaki tüm teknik kadroları tasfiye etmiştir. 4- 3194 sayılı imar kanuna tezat teşkil edecek şekilde zormalama bir kanun hükmünde karname yayınlanmıştır. Çözüm: Her inşaata bir şantiye şefinin sürekli olarak iş başında durmasını sağlamak için inşaat sınıflarına göre ve m2 alanlarına göre mimar ve mühendislerin dışında kalan tekniker ve teknik öğretmenlerin de bu alanda faaliyet göstermelerini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Şantiye şeflerinin alacakları ücretler belirli bir ölçüte bağlanmalı ve şantiye şefleri ücreti müteahitten değil müteahitler tarafından yapı denetim sistemine aktarılan bir havuzdan Ücretlerini almaları sağlanmalıdır. Şantiye şefliği yapacak olan teknik elemanın başkaca bir işle iştigal etmemesi sağlanmalıdır. YANITLA
-
Meslek odaları bir takım siyasetçilerin ve onların güdümündekilerin sahası olmaktan çıkıp, muhtariyetlerini ispatlamadıkça bu sorunların çözülebileceğini düşünmek mümkün değildir. Meslek onurunu öne çıkarmamış, bir takım siyasal oyunlardan kendisini arındırmamış meslekdaşlar oda yönetiminden ellerini çekmedikçe bu olumsuzluklar devam edecektir. Eğer cidden ve yeterli çözümler arayışımızda samimi isek, oda yönetimine seçilecekler için; arkadaşların daha dikkatli olmalarının gereğini tekrar ve tekrar ifade etmede fayda umuyorum.
Kanunun ilk çıktığında yapılan bir çok toplantıda gördüğüm iki önemli davranışı da açıklamadan geçemeyeceğim. 1- İnşaat müteahhidlerinin çıkan kanunda kendilerine uygun düşünceler yaratma çabaları;
2- Meslek sahibi arkadaşların ise bu yeni uygulamada nasıl bir konum alırlarsa kendilerine daha karlı durum yaratılmış olacağı; Düşüncesinin hakimiyeti ağır basmıştı.
Çözüm aranıyorsa: 1-Yapı denetimci teknik eleman mutlaka belli bir prosedür çerçevesinde Bakanlıkça ve her inşaata başından sonuna kadar görevlendirilmemelidir.Her ay yapılacak denetime farklı kişiler veya oluşturulacak kurullarca denetleme yapılmalıdır.
2- yapının sorumlu teknik elemanı bakanlıkça yetkili mimar ve mühendisler arasından ve yine belli bir prosedür çerçevesinde atanmalı ve bu kişi şantiye şefi olarak tam yetkili olmalı müteahhit ise bu şantiye şefinin göstereceği ve kabul edeceği doğrultuda işini yapmalıdır. Şantiye şefi de işin yapımında müteahhit kadar sorumlu olmalıdır. Müteahhid şantiye şefinin gösterdiği ve kabul ettiği doğrultuda işini yapmak zorunda olmalıdır. Aksi halde şantiye şefi yapı denetimcisi ile birlikte şantiyeyi durdurma yetkisine sahip olmalıdır.
3- Ruhsat ve yapının teknik kabulü; Şantiye şefi+Yapı denetim elemanı+Ruhsat veren makamın teknik elemanından teşekkül eden bir heyetçe kabul edilmeli; müteahhit ise işi yapan ve yaptıran olarak kabul işlemlerinde taraf olmalıdır. Kabul heyetinin istediği değişiklikleri de yapmaya mecbur tutulmalıdır.
4- Bakanlıkça atananların yolluk ve ücretleri bakanlıkça ödenmelidir. 5- Müteahhit işin başında yapı ruhsatı ve yapım ruhsatı adı altında bir bedeli devlet kasasına yapmalıdır.
6- Şantiye şefi enaz beş yıl şantiye tecrübesine sahip olmalıdır.
7- yapı nenetçileri ise en az 15 yıl şantiye deneyimi olmalıdır.
8- Bu asgari şartlar resmi belgeler ile kanıtlamış olmalıdır. Diploma tarihi gerek şart ve fakat tatbikat belgeleri ise yeter şart olarak kabul edilmelidir. Ayrıca şantiyenin büyüklüğüne göre belli bir derecelendirme yapılmalıdır. Her isteyen istediği yerde yetkili olamamalıdır.
Kanaatimce bu yukarıdan beri söylediklerim gerçekleşmezse daha çok çenemizi yormaya devam eder dururuz. YANITLA
-
bu sistemde patron olan meslektaşlar korkunç paralar kazandı ve ücretli meslekdaşlarını sömürdü. öncelikle bu sömürü engellenmeli. YANITLA