b>Milas ve Kaş'taki orman yangınları, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın yetersizliklerini de gözler önüne serdi. Yangınlarla birlikte orman alanlarında yeterli yol olmadığı, acil müdahalede kullanılmak üzere havuz bulunmadığı, denizden su alma özelliğine sahip uçakların yeterli miktarda olmadığı ortaya çıktı. Türkiye'nin sayılı yangın ekologlarından Prof. Dr. Tuncay Neyişçi , siyasetçilerin ormancılık üzerindeki etkisine işaret ederek ''Özellikle son döneme baktığınızda orman işletme müdürlerinin yapılan atamalar sonucu sürekli yer değiştirdiği ve alanlarına hâkim olmadıkları görülüyor'' dedi.
Türkiye'nin pek çok bölgesi orman yangınlarıyla mücadele ederken, Çevre ve Orman Bakanlığı, yangın öncesi gerekli ''önleyici'' tedbirleri almamakla eleştiriliyor. Orman içlerinde yeterli yangın yolları ve şeritleri olmaması müdahaleyi güçleştirdi. Akdeniz Üniversitesi Öğretim üyesi, ekoloji uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, yıllardır ormanlık alanlara ulaşım yollarının yapılmadığını belirterek, ''yangın emniyet şeritlerinin yangında çok etkili olmadığını, helikopter ya da uçaklarla havadan yapılacak müdahalelerden çok ormanın içine ulaşılması gerektiğini'' vurguladı.
Türkiye standartlarına göre 16-17 metre genişliğinde yapılan yangın emniyet şeritlerinin en az 100 metre olması gerektiğine işaret eden Neyişçi, ''Dikine yapılan şerit uygulaması yanlıştır, paralel şeritler yapılmalıydı'' dedi. Neyişçi, ormanlık alanlarda kurulmuş olması gereken havuz ve depoların yapılmadığını belirtti. Kadrolaşma girişimlerine de dikkat çeken Neyişçi, ''Özellikle son döneme baktığınızda orman işletme müdürlerinin bölgelerinin coğrafi yapılarını bilmeyen, mesleği ormancılık olmayan kişilerden oluştuğu görülür'' diye konuştu.
Neyişçi şunları söyledi:
''Orman Genel Müdürlüğü Teknik Personeli Atama ve Nakil Yönetmeliği'nde orman işletmelerine alınacak personeli belirleyen bir hüküm yok. Bu nedenle, Trabzon'da hiç yangın görmeyen görevli, birinci derecede yangın bölgeleri olan Muğla, Kuşadası, Antalya gibi alanlarda istihdam edilmeye çalışılıyor. Böyle olunca orman yangınlarından önce Orman Bakanlığı kendi içinden yanmaya başlıyor. Teknik donanım gerektiren bir işte teknik insanları kullanmaz ve alanlara yerleştirmezseniz, gelecek tüm eleştirilere hazırlıklı olmalısınız.''
Neyişçi, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, ormanların korunmasını köy tüzelkişiliklerine bırakmasının yapılan en büyük yanlışlardan biri olduğunu vurgulayarak, ''Tüzelkişilerle para karşılığında sözleşme yapıldı, bu da ormanların korunması konusunun ciddiyetini kaybettiğinin bir göstergesidir'' dedi.
2 amfibik uçak var, onlar da kiralık
Yangınlara müdahalede Çevre ve Orman Bakanlığı'nın araç yetersizliği de ortaya çıktı. Bakanlığın kendisine ait, yangınlara müdahalede önem taşıyan, denizden su alıp boşaltma özelliğine sahip amfibik uçaklarının olmadığı belirlendi. Bu özelliklere sahip 2 uçak kiralayan bakanlık, yangınlara bunlarla müdahale etmeye çalışıyor. Buna karşın Türkiye ile aynı orman yangını riski taşıyan Yunanistan'da 32, Fransa'da 28, İtalya'da 14, Hırvatistan'da 6 amfibik uçak bulunuyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın elinde 17'si kiralık olmak üzere 23 helikopter (6 adet OGM idari helikopteri), 4 adet C-130 uçağı, 5 adet THK uçağı, 645 arazöz, 144 su tankı, 137 dozer, 38 loder, 126 greyder, 366 araç, 99 treyler, 10 bin 617 yangın işçisi var.
|