'O kadar ağrıma gitti ki diplomamı yakmayı bile düşündüm... Atatürk de yabancı mimar çağırmıştı; ama 1920'lerde çok azdık. Şimdi 30 bini aşkınız; dünyada da başarılı olanlarımız çoğalıyor... Bunu görmemek nasıl bir anlayış?..'' Hiç bu kadar tepkili ve bu kadar ''dolmuş'' görmemiştim Mete Tapan'ı... İTÜ'deki hocalığının yanı sıra Koruma Kurullarımızın emektarları arasında da yer alan Prof. Dr. Mete Tapan, ''Haklısınız'' dedikçe içini dökmeye devam etti:
''Türklere haber bile vermeden sadece yabancılardan proje istemek! Üstelik bunu kentin geleceğini belirleyen yeni planlama kararlarıyla yapmak!.. Olacak şey değil; uygun sözcük bulamıyorum...''
'Resmi' bilgiler
Hocamız kızgınlığını anlatabileceği ''sakıncasız'' sözcükler ararken, biz de olayı ''kavrama''ya çalışalım.
Önceki hafta, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir Topbaş'ın yazılı açıklamasından şunları öğrenmiştik:
İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi'nce (İMP) planlanan Kartal'daki merkezi iş alanları ile Küçükçekmece Gölü'yle deniz arasındaki kumsalda öngörülen rekreasyon alanlarında, dünyada tanınmış altı mimara ''teklif projeler'' hazırlatılmış.
2005 Temmuzu'nda Mimarlar Odası'nın ev sahipliğinde düzenlenen İstanbul-Dünya Mimarlık Kongresi'nin de konuklarından olan Zaha Hadid, Massimiliano Fuksas ve Kisho Kurokawa, Kartal MİA ve Pendik kıyı kesimi için ''kentsel dönüşüm projeleri'' geliştirmişler...
Küçükçekmece kumsalında ise Kengo Kuma, Ken Yeang ve Winy Maas önderliğindeki Hollanda-MVRDV grubu ''kentsel tasarım projeleri'' hazırlamışlar...
Projeler, Dr. Kadir Topbaş, Ağa Han Mimarlık Ödülü Genel Sekreteri Suha Özkan, İMP Başkanı Prof. Hüseyin Kaptan, Amerikalı Profesör Michael Sorkin, Taylandlı mimar Dr. Sumet Jumsai, İspanyol mimar Elias Torres Tur ve YTÜ'den Prof. Dr. Necati İnceoğlu' dan oluşan ''Değerlendirme Kurulu'' na 30 Mart'ta mimarlarınca sunuldu...
İki bölge için seçilecek iki proje 5 Nisan'da (bugün) açıklanıyor. Tüm projeler ise İMP'de bir ay süreyle sergilenecek...
'Yerel'e saygılı evrensellik
Şimdi gelelim, bu bilgileri değerlendirmeye... Mimarlık, bir ''sanat'' olarak elbette ki ''evrensel'' dir. Her mimar, tıpkı bir heykeltıraş ya da ressam gibi, dünyanın her yerinde ''eser'' yaratabilir...
Ne var ki Mete Tapan'ı ve herkesi çılgına çeviren tutum bu değil. Çünkü ortada -çok sınırlı bile olsa- bir ''yarışma'' var... Tasarlanması istenilen ise bir ya da birkaç ''simgesel'' yapı değil, kentin iki ayrı bölgesinin tüm yapılarıyla birlikte yeniden düzenlenmesi...
Böyle bir yöntem baştan tartışmalı olsa bile, hangi ölçütlere göre belirlendikleri bile açık olmayan 6 yabancı mimarla birlikte ''yerli'' mimarlardan da öneriler istenmeliydi... Türk mimarlarına da dünyadaki meslektaşlarıyla eşit koşullarda ve ''kendi kentleri'' için proje geliştirmeleri olanağı sağlanmalıydı...
Aslında, hem ''mimar'' Kadir Topbaş'ın, hem de ''seçici kuruldaki'' diğer Türk mimarların, en azından mesleki ve ulusal kimlikleri gereği bunu ''gözetmemiş'' olmaları şaşırtıcı değil midir?
Ne düşünüyorlar?
İtalya'nın en ünlü 35 mimarı, geçen yıl devlet başkanlarına başvurarak, AB kapsamındaki ''serbest dolaşım'' hakkının ''mimarlık''ta sorun yaratmaya başladığını; İtalyan kentleri açısından da ''riskli'' olduğunu belirttiler. ''Mimarlıkta yerel kültürler; hatta o kentle olan duygusal bağlar bile çok önemlidir. Yabancı mimarlar ise İtalyan kentlerinin ruhuna da yabancı olduklarından, bu ülkeye uygun tasarım yapamazlar...'' dediler...
Bu başvurunun ''pazar kaygısı'' ile yapılmadığı o kadar belli ki, hâlâ tek bir yabancı mimar bile İtalyan meslektaşlarının ''çekinceleri'' ni eleştirmedi; çünkü onlar da kendi ülkeleri için benzer düşünceler içindeler...
Bakalım İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu ''duygu yoksunu yarışması'' na katılan dünyanın 6 ünlü mimarı ne düşünüyorlar?
Bunu, belediyenin olası ''mazeret'' açıklamalarından çok daha fazla önemsiyorum...
|