BR> Boyner, uzun vadeli
öngörülebilirliğin sağlanması için de serbest piyasa dahilinde referans bir
fiyatın oluşmasının önemine işaret ederek, enerji borsasının, bu referans
fiyatın şeffaf ve piyasa temelli bir çerçevede oluşmasının ''en verimli yol''
olmasının yanı sıra Türkiye'nin enerji sektörünün liberalizasyon sürecinin
ilerleyerek ''tam serbest'' ve ''rekabetçi'' bir yapı oluşturulması hedefi
doğrultusunda ulaşılması gereken bir sonraki aşamayı ifade ettiğini söyledi.
Bunun, uzun verimli bir sistem tasarımına dönük bir dizi köklü düzenleme
yapılmasını gerektirdiği vurgulayan Boyner, ''Bu vesileyle elektrik piyasası
üretim özelleştirmelerinin ivedilikle başlatılıp sürdürülmesi gerektiğinin
altını çizmek istiyorum. Özelleştirme uygulamalarının piyasa mekanizmalarını
bozucu, rekabeti ve tüketici haklarını kısıtlayıcı etkisi olmamalı ve verimlilik
artışı odaklı olması gerekmektedir'' dedi.
Bakan Yıldız: 2050'ye kadar doğal gaz ve petrolün enerjideki ağırlığı
devam edecek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise, 2050 yılına kadar doğal
gaz ve petrolün enerjideki ağırlığının devam edecek gibi gözüktüğünü, kömürü de
işin içine kattıklarında dünyada yüzde 75-80'ler oranında enerji kaynaklarının
temelinin ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye enerji politikaları ve
stratejilerinin başına yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından özellikle
arz güvenliğini temin edecek yapıyı kurguladığını ifade eden Yıldız, ''Bunları
liberalleşme, serbestleşme, özelleştirmelerle beraber özel sektör yatırımlarıyla
beraber gerçekleştirmeye karar verdi. Bunlar önemli tercihler. Türkiye bu
tercihlerini değiştirmeyecek. Türkiye özellikle enerji sektöründe özel sektör
kanalıyla yapacağı üretim yatırımlarına, özelleştirmelere devam edecek'' dedi.
Türkiye'nin halen uluslararası yatırımcı için
bir cazibe merkezi olduğunu vurgulayan Yıldız, ''Önümüzdeki günlerde yine
sektörümüze ciddi bir sermayenin geleceğini buradan sizlerle paylaşmak isterim.
Bu Türkiye, sektör adına, enerji yapılanmasına adına sevindiricidir'' şeklinde
konuştu. Geçtiğimiz günlerde yapılan bazı yatırım ve anlaşmalara da değinen
Yıldız, Karadeniz'de uluslararası petrol ve doğal gaz şirketleriyle yaptıkları
anlaşmaların, kısmen de olsa artık ağırlık merkezini bundan sonra Akdeniz'e
doğru bırakacağını bildirdi.
Dünyada nüfusun arttığını, nüfusla beraber enerji talebinin de yükseldiğine
işaret eden Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de özellikle kimse bizden her ülkenin kendi kabiliyetlerini
kullanmasının dışında bir şey beklememesi lazım. Nedir bu- Türkiye'de yerli
kömür rezervleri vardır. Yerli kömür rezervlerinin tarafımızdan kullanılması ve
özel sektöre açılması doğru bir iştir. Orta ve kısa vadede yaklaşık 7 bin
megavat, hemen arkasından toplamını 18 bin megavata çıkartacak bir yerli
kömür... Bunu özel sektörün kullanımına açacağız. Elektrik üretiminde yerli
kömürün katkısının payını daha da artırmış olacağız. Eğer siz bunları çevreye
duyarlı ve temiz kömür teknolojileri ile beraber yapıyor olursanız herhangi bir
sıkıntı yaşanmaz. Aynen bir kısım gelişmiş olan ülkelerin gelişmelerini
tamamlayıncaya kadar kömürü kullanmış olmaları gibi...
Burada bize iklim değişikliği ile alakalı hedeflerimize uymadığımız
şeklindeki ithamın doğru olmadığını söylemeliyim. Çünkü bizler uluslararası
arenada da Türkiye, üzerine düşeni yapıyor ve iklim değişikliği ile ilgili
hassasiyetlere dikkat ettiğini rakamları ile beraber vurguluyor. Daha bundan 2
gün önce yaptığımız toplantıda, bir kısım Türkiye'nin büyüklüğüne yakışır
taahhütlerin içerisinde Türkiye'nin bulunabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ama bunların özellikle yerli kaynaklarımızın kullanılmayacağı anlamına gelmemesi
lazım. Her ülke kendi kabiliyetlerini, kendi kapasitesini o ülkenin kalkınması
adına rahatlıkla kullanabiliyor.''
Enerji yapılandırmasında nükleer de
var Taner Yıldız, enerji
yapılandırmasında nükleerin payının bundan sonra Türkiye'de yer alacağını
söyleyerek, ''Şu ana kadar Türkiye'nin sanayisini, gelişmesinin hak etmediği
şekilde 40 yıllık serüvenin mutlaka olumlu bir modda yenilenmesi lazım, mutlaka
nükleer güç santrallarının hem sanayideki gelişimle beraber hem de elektrik
üretimindeki payıyla beraber yerleştirilmesi lazım. İnşallah şu ana kadar Rusya
Federasyonu ile yaptığımız anlaşma bunun önemli bir parçasını oluşturacak.
Akdeniz'de ve Karadeniz'de üretimimiz olacak'' diye konuştu. Türkiye'de
enerji sektöründe yatırımda güvenilir bir ortam olduğunu kaydeden Yıldız,
şunları söyledi: ''Su kaynaklarının da 2023
yılına kadar önemli ölçüde harekete geçirilebileceğini; rüzgarla alakalı kısmi
gecikmeler oldu ama 2012-2013 yıllarında bunların telafi edileceğini
söyleyebilirim. Şu ana kadar EPDK'ya yapılan lisans başvurularında, lisansını
almış ve alacak olanlarla beraber 2023 yılındaki 100 bin megavatlık hedefimiz
aşılmış durumda, müracaat bazında... Bunların gerçekleştirilmeye yakın
olanlarının ve mutlaka realize edilmesi gerekenleri istisna tutuyorum. Varsa
fikrini değiştirenlerin de, bu müracaatların geri alması, almıyorsa da mutlaka
realize etmesi lazım.''
|