dları '360 **Araştırma Grubu' olan bir grup eski zaman sevdalısı... Arkeologlar, diğer ilgili bilim insanları, denizciler ve akademik kurumların da katılımıyla, ulusal ve uluslararası tarih ve kültür meraklılarının dikkatini, Anadolu'daki binyılların denizcilik geçmişine çekmek için kolları sıvamışlar... Öyle görünüyor ki daha uzun yıllar da sıvanmış kollarla yaşayacaklar.
Uygarlıkların tanığı kıyılarda; ustalığın ve yaratıcılığın beşiği tersanelerde; nice isimsiz 'kâşif'in mesken tuttukları limanlarda ve hatta deniz altında, 'batık'ların dünyasında.
Denizlerdeki tarih
Eski zaman teknelerini 'tıpkıyapım'la canlandırmak için yola çıkan grubun 2003 yılında, ilk gerçekleştirdiği projeleri arasında, İzmir Tarih ve Sanat Müzesi'ne kazandırdıkları 'Trireme Teknesi' vardı... Bunda elde edilen başarı ve heyecanla, antik çağın en ünlü denizcilik tanığı olarak Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen 'Uluburun II batığı', hemen tüm ayrıntılarıyla 'dönemine ait' teknikle inşa edilerek Ege ve Akdeniz sularında '3300 yıl önceki rotası'nda yeniden gezinmeye başladı.
Urla'da 2004 yılında yapımı tamamlanan teknede, 'ahşabın çivi kullanılmadan birbirine bağlanması', tarihin derinliklerinde kalan becerilerin de sergilenmesi bakımından çok etkileyiciydi. Dahası, Uluburun II, yine tarihin derinliklerinde kalan 'zıvana-kavela' yöntemiyle önce kabuk, sonra postalar konularak inşa edildi; yelkenleri bile aslına uygun olarak kanvas ketenden dokundu; halatlar da geleneksel yöntemlerle Tire'de yapıldı.
Bu muhteşem 'yeniden yaratma'nın ardından, sadece kartpostallardaki görüntüleri kalan eski 'İzmir kayıkları'nı da Büyükşehir Belediyesi'nin isteğiyle 2005 yılında kente armağan eden grubun, bu seneki çabası ise Kaş ilçesinde 'Tunç Çağı Liman Canlandırma ve Tunç Çağı Sualtı Arkeo-Parkı Projesi'ni gerçekleştirmek.
Tunç Çağı limanı
Miken, Kenan, Kıbrıs, Mısır, Kassit, Asur ve Nübyeliler gibi birçok yönleriyle hâlâ 'sır'larla yüklü eski kültürlerin ürünlerini taşımış Uluburun II'yi, ekim ayından itibaren 'deniz altında görme'ye başlayacak meraklı dalgıçların heyecanı ise şu en sıcak günlerde dur durak bilmeden süren kan ter içindeki çalışmaların en güçlü gıdası.
İşte böylesi bir çabanın, yine ekim ayında, üstelik 'Cumhuriyet Bayramı' nın da kutlanacağı 29 Ekim 2006 günü Kaş'ta 'açılış'ı yapılacak olan asıl 'semere'si ise deniz altında oluşturulacak 'arkeolojik park' ile birlikte 'tunç çağı limanı'nın canlandırılmasıyla alınacak. Hemen her yönüyle dünyada bir 'ilk'in de gerçekleştirilmiş olacağı projeyle, Uluburun II artık Kaş'ın güçlü bir kültürel simgesi haline gelirken; 'Uluslararası Deniz Tarihi ve Sualtı Arkeolojisi Sempozyumu ve Atölye Çalışmaları' ile de bu ilçemiz, evrensel bilim çevreleriyle buluşacak.
Peki, antik limanda neler mi olacak? Sözü tüm bu çabaların yılmaz emektarı Osman Erkurt'a bırakalım: ''Sualtı mekânları arkeolojiyle buluşmak isteyen ve dalmasını bilen herkesi kendine çekerken, tunç çağı'na ait liman yapılarının o döneme ait ürünleriyle birlikte canlandırılmasıyla da tarihin en eski dönemlerindeki deniz ticaretinin mekânları yansıtılmış olacak...''
Evet... Eğer önümüzdeki Cumhuriyet Bayramı'nda Kaş'ta bulunmayı planlayabilirseniz, işte böylesi bir eski çağ şöleniyle de 'zaman tüneli'nde gezinebilirsiniz. Hele bir de 'dalma'yı becerebiliyorsanız; Uluburun II sizi, balıklarla sarmaş dolaş, mavilikler arasında bekliyor olacak.
|