erel seçimlerin üzerinden üç aydan fazla zaman geçti. Yüzde 56’lık oy
oranıyla İzmirlilerin büyük desteğini alan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, geçen hafta ilk 100 değerlendirmesini kamuoyuyla paylaştı. Kocaoğlu,
yeni dönem çalışmalarından EXPO adaylığına, Karşıyaka’da yaşanan işçi krizinden
son günlerin en çok konuşulan stat projesine kadar düşüncelerini paylaştı. Bir
dahaki dönem için yine "6 ay kala açıklayacağım" diyen Kocaoğlu, "Şartlar
gösterecek. Bizim için önemli olan bir daha belediye başkanlığı yapıp yapmamak
değil. Halkın güveniyle aldığımız gücü halkın yararına kullanmak çok daha
önemli. Belediye başkanı hiçbir şey yapmasa, kenti korur kollar. Doğasını,
ağacını, çiçeğini böceğini... Belediye başkanlığı, olur ya da olmaz. Bunlar
önemli değil. Başkanlığı kaç sene yaparsan yap, ne kadar yaparsan yap, en
sonunda bir gün bitecek. Şu anda da karar vermek için erken..." yorumunu yaptı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile bir günbatımında, ardımızda
büyüleyici İzmir manzarası eşliğinde İzmir’i konuştuk.
İlk 100 günle ilgili çalışmaları geçen hafta
açıkladınız. Eleştirenler de, tatmin edici bulanlar da var. Siz ne
düşünüyorsunuz? İlk 100 gün sizi memnun etti mi? Seçim pazar akşamı
bitti. Mazbatayı çarşamba günü aldım. Çarşamba’ya kadar iki gün belediyeye
gelmedim. Ama çarşamba gününden sonra, üç buçuk aydır hiç durmadan tebrikleri de
bir tarafa bırakarak, çalışmaya koyulduk. Hatta siz de görüyorsunuz, "Randevu
vermiyor" diye de eleştirenler var. Bizim burada amacımız; seçimde yaptığımız
taahhütleri, verdiğimiz sözlerle ilgili projelerin çalışmalarını yapmak. Beş
yıllık deneyimimiz var. Zamandan kazanıp işi rotasına koyup, ondan sonra ikinci
defa seçildik. Kentin birçok ihtiyacı var. Kırk yıldır konuşulan konular var.
Hepsini bitirmek mümkün değil. Ama en acillerini; hem kaynak yaratarak, hem de
kaynakları iyi kullanarak gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Zaten beş yıldır
hemşehrilerimiz bize inandı, güvendi. Üç buçuk milyon hemşehrimizle çok iyi bir
güven ortamı oluştu. Ben onlara güveniyorum onlar da bana güveniyorlar. Böyle
ahenkli bir şekilde çalışıyoruz. Basının zaten görevi... Eleştirecek,
eksiklikleri söyleyecek. Onların yapılmasını talep edecek. Ben eleştirilere
kızmadım. Çok aykırı şeyler olmuştur benim üslubuma uymayan; o da üçü beşi
geçmez.
"Kaybeden İzmir olur"
Seçimin hemen sonrasında yaptığımız röportajda, "Detaylı
bir programımız var. Onu hemen uygulamaya koyacağız" demiştiniz. O program
planladığınız gibi mi gidiyor peki? Yüzde yüz değil ama daha iyiye
gidiyor. Yüzde yüzü olmaz zaten.
En çok eleştirildiğiniz konu metro oldu.
Bizim Aliağa-Menderes projesinde çok işimiz kalmadı. Ama ihale
oraya gitti, buraya geldi. İhale mevzuatından kaynaklanan bir de şirketlerin
kendilerine göre itiraz konuları var. Kamu İhale Kurulu karar verdiğinde o
karara razı oluyor millet. Karşıyaka’daki ikmal inşaatında, Kamu İhale
Kurulu’nun verdiği karara, bu sefer de idari Mahkeme’de yargı süreci başlatıldı.
Süreç böyle işliyor. Kamu İhale Kurulu, yargı, geldi-gitti derken, bir
bakıyorsun zaman kaybediliyor. Biz kaybediyoruz. Bizim kaybetmemiz bir şey
değil. Kent kaybediyor.
Bu dönemde biraz daha farklı bir yol çizeceğinizi
söylemiştiniz. Daha çok İzmirlilerle bütünleşeceğinizi ifade etmiştiniz.
"Kamuoyuna karşı daha mesafeli bir görüntü izliyor" yorumlarına katılıyor
musunuz? Mesafeli değilimdir ben, biliyorsunuz. Herkes gelir, her
türlü şeyi söyler. Seçimden çıktık. Seçimi de, seçim sürecini de mümkün olduğu
kadar kısaltmaya çalıştık. Diğer illerimizde çok önceden başlayan seçim temposu
bizde çok geç başladı. Aslında onun kentimize faydası da oldu. Kimse fazla
yıpranmadı. Zaten İzmir kendine yakışanı yaptı. Bütün belediye başkan
adaylarımızla, centilmenlik içinde, eski dostluklarımız devam eder şekilde,
birbirimizi kırmadan, üzmeden bu süreci yaşadık. Ve çok enteresandır; 81 vilayet
arasında rakibiyle televizyonda konuşan tek belediye başkanıyım. Açık oturuma
rakipleriyle başka kimse çıkmadı. Çok sık televizyona çıktık, halkımızla
bütünleştik. Ve halkımıza bazı konularda söz verdik. Onları yola koymadan çok
çıkmanın doğru olduğuna inanmıyorum. İki üç aydır işleri toparlıyoruz. Tabii ki
projelerin takipçisi olacağız. Başkanın temel görevi de bu.
"Karşıyaka’da uzlaşma olmadı"
Konak’tan ayrılan Karabağlar ile Karşıyaka’dan ayrılan
Bayraklı belediyelerinin yaşayacağı süreçle ilgili konuşmuştunuz. Ancak
Karşıyaka’da çıkan sorun devam ediyor. O konuda da biraz geride duruyorsunuz...
Hiçbir konuda geride durmam. "Ben buna uzak bakayım" diye bir
görüşüm yok. Başından bu tarafa, hem il başkanımız Rıfat Nalbantoğlu, hem biz,
hem Bayraklı ve Karşıyaka belediye başkanlarımız, hem de işçi temsilcileri ve
sendikalarla bu konuda genel merkez düzeyinde birçok girişimlerde bulunduk.
Birçok yol, yöntem arayışı içinde olduk. Ama bir mesafe kaydedemedik. Uzlaşı
ortamı sağlayamadık. Elimizden gelen çabanın daha da üstünde çaba gösterdik. Ama
başaramadık.
Sizin önereceğiniz bir formül de olmadı
herhalde? Bizim önereceğimiz formül vardı. Arkadaşlar kabul
etmediler. Ya da onlar için uygun gelmedi. Yoksa her zaman formül
var.
O formül neydi? Toplum insana belirli
görevleri kendiliğinden verir. Birçok arkadaşımızın arasındaki problemi çözmeye
çalışmışızdır. Çoğunu halletmişizdir. Halledemediklerimiz de vardır. Bu bir
tartışma zemininde ana ilkeler saklı kalmak kaydıyla, tarafları esnetebilme
işidir. Biz o tarafları esnetirken bir sürü şeyler konuşuldu. Onların bir tanesi
cımbızla çekilirse yanlışa götürür bizi. Onun için onları konuşmanın anlamı yok.
Çoğunu unuttum da. Yol yöntem bulmak, bir araya getirmek çok zor bir
iştir.
"Hakan Tartan’la arkadaşız"
Ekibinize yeni katılanlar oldu. "Sistemi, ekibi ikinci
dönem oturtacağız" demiştiniz. Herşey tamam mı, başka değişiklikler olacak
mı? Sistemi oturtuyoruz. Aslında bizi başarılı kılan, yüzde 56 oy
almamızı sağlayan mesai arkadaşlarımızdır. Biz ne yapıyoruz? Sistemi
güçlendiriyoruz. O işi daha iyi yapacağına inandığımız arkadaşları, diğer
arkadaşları da sistem içerisinde tutarak takviye ediyoruz.
Hakan Tartan’ın adı seçimden önce Büyükşehir adaylığı
için geçmişti. Konak Belediyesi ile aranızda hala rakipmiş gibi bir durum var
mı? Kemeraltı’nda bir gerginlik yaşadınız mı? Öyle bir şey olamaz.
Hakan (Tartan) bizim arkadaşımız. İki dönem milletvekilliği yapmış, bakanlık
yapmış bir arkadaşımız. Orada bir rakabet falan da sözkonusu değil. İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığı benim tekelimde değil. Kimsenin
tekelinde değil. Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan da aday oldu. Başka
arkadaşlarımız da düşündü. Bu gayet doğal birşey. Bornova’da da 12 kişi ile
yarıştık. Oradaki yanlış anlaşılma şu: Bir kampanya yapılıyor. "Kriz varsa çare
de var." Bunu ben organize etmiyorum. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
organize ediyor. Bu organizyona vali bey de, biz de destek amacıyla omuz
veriyoruz. Destek vermek için alışverişe çıkıyoruz. Kemeraltı’nda ama temsilen
yapılıyor. Karşıyaka çarşısını da, Bornova çarşısını da etkileyecek. Buca’yı
Güzelbahçe’yi etkileyecek. "Biz bunu temsili olarak Kemeraltı’nda yapalım"
şeklinde düşünmüşler. "Eğer çağrılacaksa hepsini çağırmalıyız. O yüzden ana
metropolü çağıralım" diye düşünmüşler. Bizim bunların hiçbirinden haberimiz yok.
Davetliyiz. Davetli adam yanında adam götürür mü? Hakan Bey’le en ufak bir
sorunumuz yok. Özellikle benim hiç yok. Kimseyle de yok. Beş senedir de
olmadı.
Beş senedir kimseyle olmadı
mı? Olmadı.
Ekrem Demirtaş, Kemal Karataş? Ekrem
Demirtaş’la da olmadı. Kemal Karataş’la da olmadı. Olan şu: Benim kişisel bir
sorunum olmaz. Kimseyle olmaz. Kentin yararına doğru gördüğüm şeylerde,
insanlarla kurumlarla ayrışabiliriz. Ben ne karar aldıysam kentin yararına
aldım. Benim planlama ilkelerime, şehirçilik ilkelerime, siyaset anlayışıma ters
düşen bir konuda, çok da uymak zorunda değilim. O da bana uymak zorunda değil.
Yoksa başka bir problemimiz olamaz.
EXPO’ya bir daha aday olma konusunda sizin düşünceniz
nedir? Bir dahaki oylama 2011’de yapılacak. Biz de beş senedir, "Bu
İnciraltı planlanmalıdır" dedik, yola çıktık. Şu anda Turizm Bakanlığı’yla
birlikte burayı planlamaya çalışıyoruz. Kazasız belasız burayı planlayabilirsek,
2015’te yapacağımız EXPO’nun en önemli unsuru olan yeri ve yerin planlanmasını
bitirmiş oluruz. Bence bu çok önemli. Bunu halledebilirsek, önümüzdeki günlerde
EXPO düşüncesi hedefine ulaşmış olacak. İnciraltı’nı ve bahçeler arasını
gerçekten EXPO 2015 hedefinde olduğu gibi bir sağlık kampusu haline getireceğiz.
Planlamasını yapmış bir kent olarak hükümetiyle, belediyesiyle, odalarıyla
elimiz güçlü olarak EXPO’ya müracaat edilmesinin doğru olduğuna inanıyoruz.
‘Hadi bir de 2020’de deneyelim’ demek yerine; "Planlamayı yaptık, en önemli
problemi hallettik. Burada sağlık merkezleri, hastaneler, termal oteller, kongre
merkezleri kurulmaya başlandı. Biz en önemli adımları attık. 2015’de
İnciraltı’nda EXPO yapılmış gibi olacak" diyebilmeliyiz. Yazılı taahhüdünü,
EXPO’yu kazanmadan yerine getirmiş bir kent ve ülke olarak göğsümüzü gere gere
gidebiliriz. Böyle daha inandırıcı olabiliriz.
"Krizi birlikte aşacağız"
Dar gelirlilere 150 TL para yardımı projeniz olumlu
tepki gördü. Ama bir taraftan da Büyükşehir borçlanıyor, kredi alıyor. Mesailer
azaltılıyor, tasarrufa gidiliyor. Bu çelişkili değil mi? Belediye
bir yandan maaşını ödeyecek, bir taraftan yatırım yapacak. Bir taraftan sosyal
projelere para ayıracak, bir taraftan da tasarruf edecek. Krizi sadece işsiz
kalıp, evinde yoksulluk çeken vatandaş ödemeyecek. O vatandaşa, o 150 lira
verilecek. Ama şu anda iş bulmuş, aş bulmuş olan şükür edecek. Zam istemeyecek.
Paylaşacağız. Bunun neresi çelişiyor? Biz bütün masrafları kıstık.
Enternasyonel Fuar yapmayacak mıyız kıstık diye? Belediye’de de, ailede de öyle.
Tasarrufa gidiyorsun evde. Çocuğun gıdasını mı keseceksin? Yoksa üçüncü elbiseyi
mi? Ben tasarruf ediyorum. Çocuk et yemesin, süt içmesin. Ekmek mi yesin bir
tek...
Üçüncü döneme hazırlanıyor musunuz? Üçüncü
dönem için bugünden karar vermem.
Geçen dönemde kararınızı 6 ay kala açıklayacağınızı
söylemiştiniz. Şimdi yine 6 aya kala mı açıklayacaksınız? 6 ay
kala... 6 ay kala bakarız. Şartlar gösterecek. Bizim için önemli olan bir daha
belediye başkanlığı yapıp yapmamak değil. Bizim için önemli olan; halkın
güveniyle aldığımız gücü, halkın yararına kullanmak. Belediye başkanı hiçbir şey
yapmasa, kenti korur kollar. Doğasını, ağacını, çiçeğini böceğini... Belediye
başkanlığı, olur ya da olmaz. Bunlar önemli değil. Belediye başkanlığını kaç
sene, ne kadar yaparsan yap, yine en sonunda bir gün bitacek. Şu anda da karar
vermek için çok erken...
UEFA olur olmaz İzmir’in stada ihtiyacı
var
Statla ilgili gelişmeler? Spordan Sorumlu
Devlet Bakanımız, Futbol Federasyonumuz, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüz,
maçların yapılacağı illerimizin başkanlarını, valilerini İstanbul’da
toplantıya çağırdılar. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın Türkiye’de
yapılması için adaylık süreci ve yapılacak işler konuşuldu. Diyorlar ki; İzmir’i
İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı, Trabzon’u, Adana’yı, Kayseri’yi,
Bursa’yı seçtik. Bunların altyapı eksiklikleri var. Kiminde yatak kapasitesi
sınırlı. Kiminde yol, ulaşım sınırlı. Kiminde bunun yapılacağı AB standartlarına
göre ya da o federasyonların standardına göre eksikler var. ‘Bu konuda ne
düşünüyorsunuz?’ dediler. Zaten bizim seçim bildirgesinde Karşıyaka’da
yeri belli olan bir stat projemiz var.
Orası şimdi düşünülen stada uygun bir yer mi?
Hayır. Orası uygun değil. Orası Karşıyaka’da oynanacak maçlar için
yapılan bir plan. Bir o yapılanmayı planlıyoruz, bir de havaalanı tarafında
Gaziemir, Buca’yı... Yani havaalanına, metroya, raylı sisteme yakın. Zaten çevre
yolumuz var. 40-45 bin kişilik standartlara uygun; otoparkı, sosyal
donatılarıyla beraber bir stat yapmak gerekiyor. Bu stadın yapılması için biz
elimizden geleni yapacağız. Hep birlikte bunun yapımı için ekonomik formüller
üretilecek. Bu işin üstesinden geleceğiz. Konuşulan şey bu. Herkes fikrini
söyledi, düşüncesini söyledi. Ve çok olumlu geçti.
Projeyi İstanbul’daki gibi TOKİ destekli yapmayı
düşünüyor musunuz? Yaşayıp göreceğiz. Bizim duruşumuz belli, gayet
net. Biz bu kente alınanla verilen arasındaki dengeye bakar, hangisi doğruysa
onun olması için Büyükşehir Belediyesi’nin bütün gücü ve yetkisini kullanırız.
Bu TOKİ olur, başka birisi olur, şu olur, bu olur. Ona birşey diyemiyoruz.
Belediye de yapabilir, başkası da yapabilir. Ama sonunda kentin yararına olması
lazım.
Egeli belediyeler hükümetten fazla şey
istemeli
Bu dönem önemli bir göreviniz daha var. Ege Belediyeler
Birliği Başkanı seçildiniz. Hedefiniz nedir? Birlik ve beraberliğin
güçlendirilerek tesis edilmesi temel hedefimiz. Elele verirsek, Ege
Bölgesi’ndeki belediyelerin birçok sorununu, kendi aramızda dayanışma içinde
halledebiliriz. Ayrıca sulama birliklerinden havza birliklerine ve diğer
belediye birliklerine; Körfez, Bakırçay ve Yarımada gibi birliklerle de aynı
dayanışma içinde olmak için çaba harcayacağız. Bunu başarabilirsek, sesimiz daha
güçlü çıkar. Ege’nin diğer bölgelerden farklı bir özelliği var. İşadamlarımız
da, belediye başkanlarımız da hükümetten bir şeyler isteme konusunda zayıfız.
Hem istemesini pek sevmiyoruz, hem de ısrarcı olamıyoruz. Ama artık
ısrarcı olmak zorundayız. Devlet ve hükümet bütçesinden belediyelerimize,
havzamıza katkı için bunu yapacağız. Hem Türkiye Belediyeler Birliği’nde, hem de
Ege Belediyeler Birliği’nde çok iyi uyuştuk. Bu da
sevindirici.
|